28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandıkları davanın 48'inci duruşması başladı.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katılıyor. Duruşmada, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı da hazır bulunuyor.
Üye Hakim Süleyman Köksaldı, sanık yoklamalarını aldı.
Vareste tutulan sanıkların da büyük bir bölümünün duruşmaya geldiği görüldü. Duruşmayı çok sayıda basın mensubu da izliyor.
"28 ŞUBAT DARBE DEĞİLDİR!"
Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, "28 Şubat süreci, bazı çevrelerce söylendiği gibi bir darbe süreci asla değildir" dedi.
Karadayı, "Bu dava merhum Erbakan hayattayken neden açılmadı da 16-17 yıl beklendi? Şayet o hayattayken bu dava açılmış olsaydı, Erbakan taşıyacağı vicdani sorumluluk gereği asla silahlı kuvvetlerin karşısında olmayacaktı" diye konuştu.
Karadayı, “28 Şubat sürecinde yaşanılan olaylara bakılırsa bu olaylar bahane edilerek bir darbe düşüncesi asla oluşmamıştır. Darbe iddiası şahsıma bir hakaret ve iftiradır. Bugün cebir ve şiddet kullanılarak yıkılan bir Hükümet ortada yoktur. Bu dava neden dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan hayattayken açılmadı? Görev yaptığım süre içerisinde TSK’nın siyaset dışında kalması temel prensibim olmuştur. Bütün arkadaşlarım da bu hususu benimsemiştir. Demokrasi dışında bir düşüncemiz olmamıştır” diye konuştu.
O MGK’YI ANLATTI
Karadayı savunmasında 28 Şubat kararlarının alındığı MGK toplantısını da hatırlatarak, “Söz konusu toplantıda MİT ve Jandarma’dan gelen raporlar konuşuldu. Karalar daha sonra ele alındı. Karalar geç imzalanmıştır. Ancak bunun nedeni alınan kararlarda bazı düzeltmelerin yapılması gerekliliğiydi. Bu nedenle kararlar geç kamuoyuna açıklandı. MGK’da tavsiye amacıyla alınan kararlar daha sonra Bakanlar Kurulu kararı haline getirildi” dedi.
“ERBAKAN TEŞEKKÜR ETTİ” İDDİASI
Karadayı o dönem Bükreş’te katıldığı bir toplantıda “Milli iradenin esas alınması” yönünde bir konuşma yaptığını hatırlatarak, “Bu konuşma nedeniyle dönemin Başbakanı Erbakan bana defalarca teşekkür etti. Yine o günlerde TBMM’de yapılan bir resepsiyonda bir kadın milletvekili ‘Tek umudumuz ordu’ demişti. Ben de kendisine ‘Sorunların çözüm yeri Meclis’tir’ demiştim. Demokrasi ve TBMM’nin önemini TSK’nın siyaset dışında kalması konusunda yaptığım konuşmalar ve açıklamalar belgeleriyle mevcuttur. Hakkımdaki iddialar haksız ve şahsıma hakaret niteliğindedir” diye konuştu.