Kapitalizmin İşleyişi Karşısında Tutumumuz

Özgür-Der’in tertip ettiği 2014-2015 dönemi aylık paneller serisinin üçüncüsü Ali Emiri Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Özgür-Der’in tertip ettiği 2014-2015 dönemi aylık paneller serisinin üçüncüsü Ali Emiri Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Panelin başlığı “Kapitalist İşleyiş Karşısında Tutum: Alternatif Üretmek mi, Çarkın Dişlisi Olmak mı?” idi.

Şuayp Koytak’ın yöneticiliğini yaptığı, Hülya Şekerci ve İsmail Ceyran’ın konuşmacı olduğu program, Koytak’ın “Üretim-tüketim ilişkisinde Müslümanca tavır ne olmalı?”, “Kapitalizmin işleyiş ve mantığına karşı İslâmî bir karşı çıkış nasıl mümkün olabilir?”, “Sistemin ekonomik politikaları karşısında mağdur olanların durumu ile İslâmcı pratik arasında irtibat nasıl olmalıdır?” sorularını sorduğu girizgâh konuşmasıyla başladı ve ardından sözü İsmail Ceyran devraldı.

“Marksizm, Kapitalizmin Rahminden Neşet Etmiştir.”

Kapitalizmin doğuş sürecini anlatarak konuşmasına başlayan Ceyran, “Kapitalizmin liberal boyutuyla sosyalist boyutu aslında birbirinden farklı değildir, ikisi de aynı paradigmanın ürünüdür. Birinde bürokrasi zulmü, diğerinde de büyük şirketlerin zulmü hâkimdir. Her ikisinin idaresinde de aslında oligarşi hâkimdir.” dedi.

“Marks, 1864’te Kapital’i yazarken günlüklerinde Londra Borsası’nda oynadığını söylüyor. Londra Borsası’ndan hatırı sayılır paralar kazanıyor. Kazandığı bu parayla Londra’nın en önemli caddelerinden birinde on odalı müstakil, şato gibi bir evde oturup Kapital’i orada yazıyor.” diyerek sözlerine devam eden Ceyran, Kapitalizm ile Marksizm’in birbirine geçişlerinin kolay olduğunu vurguladı.

Kuşatılmışlık İçinde Var Olmak

“Kapitalizm’in İslâm’dan aslî farkı nedir?”, “Kapitalizmin oluşturduğu ekonomik sistemde tüm alanlar kirli midir?” gibi soruları sorarak konuşmasını sürdüren Ceyran gidişattaki sıkıntıların ıslâh edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

“Hiçbir araç değerden bağımsız değildir. Üretim biçimi ve ilişkileri bir ahlâk ortaya çıkaracaktır.” diyerek konuşmasına devam eden Ceyran, Müslüman bir şahsiyetin her türlü mevzûya kendi rengini vermesi gerektiğini ifade etti.

Hz. Peygamber ve ilk Müslümanlar Mekke Dönemi’ni yaşıyorken ilâf müessesesinin müşriklerin elinde olduğuna atıfta bulunarak o sistem içerisinde müslümanların ticaretlerini sürdürdüğünü söyleyen Ceyran, böyle bir durumda dahi Müslümanca yaşamanın mümkün olduğunu dile getirdi.

“Güney Afrika, dünyanın en kaliteli muzunu çıkarıyor ama ülke dışına satamıyor. Kolombiya’daki tüccarlar da çok daha kalitesiz muz üretiyor olmalarına rağmen ülke dışına satabiliyorlar.” diyerek sözlerini devam ettiren Ceyran, kapitalizmin, sanıldığının aksine, serbest piyasayı arzulamadığını vurguladı.

Kapitalizmle Mücadele

Ceyran, kapitalist sistemle mücadele yollarına değinerek “Sizi sömürmelerine izin vermemelisiniz. Kendi özgün teknolojiniz, silâh sanayiniz olmalı; kendi enerjinizi kendiniz üretmelisiniz.” dedi. Sözlerine devamla Türkiye’nin 70-80 milyar dolar cari açık verdiğini ifade eden Ceyran, bunun sebebini Türkiye’nin enerji anlamında dışa bağımlı olmasıyla bağdaştırdı.

“Zengin ve fakir kavramları izafîdir. Türkiye’de bir zengine göre fakir dediğimiz bir kimse Arakan’daki bir kimseden çok çok daha zengindir.” diyerek sözlerini sürdüren Ceyran, kapitalizmin dayatmış olduğu dünyevîleşme ve bencilleşme gibi musibetlere karşı “infak”ın çok etkili bir kavram olduğunu ifade etti.

İsmail Ceyran, sözlerini nihayete erdirdikten sonra sözü Hülya Şekerci devraldı.

Sömürgecilik ve Vahşi İnsan

“Kapitalizmde iktisat şöyle tanımlanıyor: İnsanların ihtiyaçları sınırsızdır, dünya üzerinde de kaynaklar sınırlıdır. Bu ikisi arasında denge kurma çabası iktisattır.” diyerek sözlerine başlayan Şekerci, bu tanımlamanın sıkıntılı bir tanımla olduğunu ve sömürgeciliğin temellerinin böyle atıldığını ifade etti.

Kapitalizmle beraber “ihtiyaç” kavramının da ifsad edildiğini söyleyen Şekerci, “Kapitalist sistemde alışveriş yapmak bir sosyal faaliyet gibi algılanıyor. İnsanlar hobilerinin arasında alışverişi sayar oldular. ” dedi.

Sözde Alternatiflik

“Komünizmin nihayete erebilmesi için kapitalist aşamadan geçmesi gerekiyor.” diyerek komünizmin kendi tezine atıfta bulunan Şekerci, komünizmin Batı menşeli bir ideoloji olduğunu ve kapitalizme alternatif olmasının mevzubahis olmadığını söyledi.

“Sosyalizm yükselişe geçtiğinde İslâm Sosyalizmi, Kapitalizm yükselişe geçtiğinde İslâm Kapitalizmi, Feminizm yükselişe geçtiğinde İslâm Feminizmi gibi kavramlar ortaya çıkıyor.” diyen Şekerci, sözlerinin devamında bu gibi eklerin İslâm’a eklenmesiyle İslâm’ın özünden uzaklaştırıldığını vurguladı.

Müslümanlar İçin de Tek Alternatif İslâm

“Bizim, Müslümanlar olarak, ekonomi ile alâkalı bir projemiz yoktur, bizim ekonomi ile alâkalı ilkelerimiz vardır.” diyerek sözlerini sürdüren Şekerci, projenin masa başında yapıldığını ve bunun merhaleciliğe uygun bir usûl olmadığını ifade etti.

“Esasen mülk Allâh’ın elindedir lâkin mülkte bir ölçüde tasarruf hakkı da insana verilmiştir.” diyen Şekerci, insanın mülk üzerinde tasarrufta bulunurken cimrilik ile müsriflik arasında bir yol tutturup bu iki uçtan herhangi birine kaymamak konusunda dikkatli olması gerektiğini sözlerine ekledi.

“İslâmî mücadele bütün hayatımızı kuşatan, bütün hayatımızı belirleyen, hayatımıza ana rengini veren üst kimlik olmak zorundadır.” diyerek tebliğini nihayete erdiren Hülya Şekerci’nin ardından konuklardan gelen soruların cevaplandırılmasıyla panel sona erdi.

Haber: Cengiz Acar

Fotoğraf: Murat Kurt

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Akademi Beyoğlu'nda Barbie filmi üzerinden haz, beden ve tüketim ilişkisi söyleşisi
Gazze yürüyüşüne şahit olan vicdanlı Norveçliler gözyaşlarıyla destek oldular!
“Yükselen yeni milliyetçilik”
Bursa'da Gazze Dayanışma Platformu çağrısıyla Gazze için eylem gerçekleştirildi
Peygamber dostu dört güzel insan