Kaos Planı ve İnternet Andıcı Süreci

İşte İrtica ile Mücadele Eylem Planı ve İnternet Andıcı'nın tarih tarih süreci...

AK Parti hükümeti aleyhine kara propaganda amaçlı kurulduğu ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından işletildiği iddia edilen internet siteleriyle ilgili soruşturma Temmuz 2011 yılında davaya dönüştü.

Süreç ise ikinci Ergenekon davası tutuklu sanığı emekli Albay Hasan Ataman Yıldırım'ın evinde yapılan bir aramada 'Hayhay' isimli bir belge ele geçirilmesiyle başladı. 35 ayrı sitenin ad ve içeriklerinin de hayhaytr@yahoo.com diye bir ortak adresten alındığı bilgisine ulaşıldı.

Taraf gazetesi ise bunu 4 Şubat 2009 tarihinde manşetten duyurdu. Bu haber sonrası farklı içeriklere sahip siteler bir anda topluca kapatıldı. İddianameye yansıyan bilgilere göre Albay Dursun Çiçek'in Orgeneral Hasan Iğsız ile yaptığı görüşme sonrası, kapatılan siteler tekrar aktif hale getirildi. Ardından bu sitelerle ilgili İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın ıslak imzalı orijinalini savcılara gönderen ihbarcı subayın mektubu geldi. 'Meçhul asker'in ikinci ihbar mektubuna eklediği 'İnternet Andıcı'nda sitelerin kuruluş emri ve Türkiye'deki pek çok internet sitesine yönelik bir fişlemeler yer alıyordu. İhbar mektubunda, Genelkurmay Başkanlığı tarafından iktidar ve cemaatler aleyhine kara propaganda yapmak amacıyla 42 internet sitesinin kurulduğu ve Genelkurmay'a bağlı Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nın yerli ve yabancı 430 internet sitesini de sürekli takip ettikleri ileri sürüldü. Belgeye göre, Nisan 2009 tarihli 'andıç' Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı Destek Şubesi tarafından hazırlanmıştı. Belgenin altında Topçu Albay Cemal Gökçeoğlu ve Albay Dursun Çiçek de dahil 8 kişinin imzası bulunuyordu. Andıç'ta internet sitelerini kurma emri veren isim olarak dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız olarak görünüyordu. Genelkurmay, kara propaganda sitelerinin varlığı kabul etti. Ancak bu sitelerin 2000 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in verdiği talimat üzerine kurulduğunu iddia etti. Ancak Başbakanlık böyle bir talimatın olmadığını açıkladı.

Tartışmalar devam ederken, İnternet Andıcı soruşturması başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı'na söz konusu internet sitelerinin kurulma ve yayın yapma talimatının kendileri tarafından verilip verilmediğini sordu. Ancak her iki kurum tarafından da sitelerle ilgili "Talimatımız yoktur." cevabı geldi. Soruşturma kapsamında aralarında Eski Genelkurmay ikici Başkanı Hasan Iğsız ve Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu'nun da bulunduğu üst düzey generaller tutuklandı. Generaller ise ifadelerinde dönemin Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ'u işaret etti. Andıçın onun bilgisi dahilinde hazırlandığını söyledi. Ve soruşturma Başbuğ'a uzandı.

İşte yaşanan o süreç:

11 Ocak 2009: Emekli Albay Hasan Ataman Yıldırım, ikinci Ergenekon davası kapsamında tutuklandı.

4 Şubat 2009: Taraf Gazetesi'nde çıkan manşet haberde Yıldırım'ın evinde yapılan aramalarda 'Hayhay' isimli bir belgeye ulaşıldığı iddia edildi. Bu belgeden 35 ayrı sitenin ad ve içerikleri yer alıyordu. Sitelerin hayhaytr@yahoo.com diye bir ortak adresten alındığı bilgisi yer aldığı öne sürüldü. Aynı gün siteler kapatıldı.

1 Nisan 2009: Siteler kapatıldıktan yaklaşık 2 ay sonra tekrar açıldı. İddianameye yansıyan bilgilere göre internet sitelerinin yeniden açılmasının Albay Dursun Çiçek''in Orgeneral Hasan Iğsız ile yaptığı görüşme sonrasında gerçekleşti

1 Nisan 2009: İnternet andıcı ile ilgili belge 'Sn. Komutana Arz' yazısı ile İlker Başbuğ'a sunuldu.

14 Nisan 2009: İnternet andıcı ile ilgili Başbuğ'a sunulduğu iddia edilen belge onaylandı.

12 Haziran 2009: Taraf Gazetesi'nde 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'yla ilgili haberi yayınlandı. Belgede, Albay Dursun Çiçek'in imza vardı. Aynı gün Askeri Savcılık tarafından soruşturma başlatıldı.

25 Haziran 2009: Askeri savcılık, 'Kaos Planı'yla ilgili yaptığı soruşturma sorunda 'kovuşturmaya gerek olmadığına' karar verdi.

26 Haziran 2009: Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, düzenlediği basın toplantısında 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı 'kağıt parçası' olarak tanımladı.

30 Haziran 2009: Albay Dursun Çiçek örgüt üyeliği iddiasıyla sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı. Bir gün sonra tahliye edildi.

30 Eylül 2009: Kaos Planı'nın aslı Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara posta yoluyla ulaştırıldı.

1 Kasım 2009: İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın ıslak imzalı orijinalini savcılara gönderen ihbarcı subaydan ikinci ihbar mektubu geldi. Meçhul subayın ihbar mektubunda 'İnternet Andıcı'nda sitelerin kuruluş emri ve Türkiye'deki pek çok internet sitesine yönelik bir fişlemeler yer alıyordu. İhbar mektubunda, Genelkurmay Başkanlığı tarafından iktidar ve cemaatler aleyhine kara propaganda yapmak amacıyla 42 internet sitesinin kurulduğu ve Genelkurmay'a bağlı Bilgi Destek Daire Başkanlığı 'nın yerli ve yabancı 430 internet sitesini de sürekli takip ettikleri ileri sürüldü.

7 Kasım 2009: Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı'ndan andıç siteleriyle ilgili bilgi istedi. Genelkurmay, 2000 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in verdiği talimat üzerine kurulduğunu iddia etti. Ancak Başbakanlıktan yapılan açıklamada böyle bir talimatın olmadığı belirtildi.

11 Kasım 2009: Albay Dursun Çiçek yeniden sevk edildiği mahkemece 'terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla ikinci kez tutuklandı. Bir gün sonra yeniden tahliye edildi.

1 Mart 2010: İrtica ile Mücadele Eylem Planı'ndaki imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuarı tarafından bir kez daha tescillendi.

29 Nisan 2010: 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' İddianamesi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.

30 Nisan 2010: Albay Dursun Çiçek, savcının talebi üzerine üçüncü kez tutuklandı.

24 Ağustos 2010: Soruşturma kapsamında öncelikle 19 emekli ve muvazzaf subay ile birlikte eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu ifade verdi.

20 Temmuz 2011: İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasının tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek'ten davanın seyrini etkileyecek önemli bir itiraf geldi. Soruşturma kapsamında kendi isteğiyle ikinci kez savcılığa ifade veren Çiçek, şu sözlerle İlker Başbuğ'u işaret etti: "Ne yaptıysam emir komuta içinde yaptım."

29 Temmuz 2011: AK Parti hükümetine yönelik kara propaganda içeren internet siteleriyle ilgili 'İnternet Andıcı' iddianamesi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. 22 sanığın yer aldığı 93 sayfalık iddianamede, generallere çarpıcı suçlamalar yer aldı.Aralarında emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler'in de bulunduğu sanıklar, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme'kle suçlanıyordu.

2 Ağustos 2011: Genelkurmay Başkanlığı'nın internet siteleriyle ilgili suçladığı Dursun Çiçek, yargılandığı davanın 3 Ağustos'taki duruşmasında internet Andıcının gerçek bir belge olduğunu söyledi. Çiçek, belgenin altındaki imza ve paraflara dikkat çekti.

8 Ağustos 2011: İnternet Andıcı davası 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' davasıyla birleştirildi.

10 Ağustos 2011: Eski Genelkurmay ikici Başkanı Hasan Iğsız tutuklandı. Iğsız'ın avukatı Orhan Önder, andıçın en üst makama kadar sunulduğunu söyleyerek Başbuğ'u işaret etti.

17 Ağustos 2011: Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu'nun da bulunduğu üst düzey generaller internet andıcı davası kapsamında cezaevine konuldu. Tutuklanan generaller ifadelerinde sitelerin kurulması ve yayınlanmasıyla ilgili talimat konusunda tek bir isme işaret etti: İlker Başbuğ.

30 Aralık 2011: İnternet andıcı davasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık beyanları ve belgelerde adı geçen İlker Başbuğ hakkında gereğinin takdir ve ifası için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar verdi.

5 Ocak 2011: İlker Başbuğ, 'şüpheli' sıfatıyla ifade verdi. Mahkemeye sevk edilen Başbuğ, 'darbeye teşebbüs ve terör örgütü kurmak ve yönetmek' suçlamasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi. Başbuğ, sivil yargıya hesap veren ve tutuklanan ilk Genelkurmay başkanı olarak tarihe geçti.

Hazırlayanlar: Çağlar Avcı, Hüseyin Keleş, İnfografik: Yunus Emre Hatunoğlu   (Zaman)

 

Yorum Analiz Haberleri

Camiler Ermeni, Rum ve Yahudilere de satılmış
Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?