Kenan Alpay’ın konuyla ilgili analizi şöyle:
Kemalist iktidar sınıflarının bu ülkede ne dolaplar döndürdüğünü gayet iyi biliyoruz. Çünkü çevirdikleri dolapların üzerimizde bıraktığı acılar hala tazeliğini koruyor. Ancak belki trajik bir şaşkınlık belki de stratejik bir sapma sonucu bir bütün olarak Kemalist ideoloji ve iktidar biçimiyle mücadele edilmesi gerektiğini unutup bütün meseleleri salt aktüel polemiklere çevirerek yürütmeye çalışan politik bir tutum çıktı ortaya. Üstelik bu polemikçi tutum sadece siyasal alanla sınırlı kalmayıp entelektüel ve ahlaki zeminleri de esir almış durumda.
31 Mart seçimlerine gidilirken beka tartışması üzerinden tırmandırılan gerilimin ne kadar ve kimin işine yaradığı ortada olmasına rağmen hiç hız kesmeden 6 Mayıs’a doğru koşturuldu. YSK’nın İstanbul seçimleri için verdiği iptal ve yenileme kararı kim ne derse desin fakat tartışmaları bitirmek bir tarafa alevlendiren yeni bir durum çıkardı karşımıza.
Gerilim yüksek olduğu için fark edilemiyor olabilir ama YSK’nın kanuna uygun gözüken kararı sadece muhalefet cephesinde değil içeride de ciddi tereddütlere, sıkıntı ve itirazlara yol açtı. Hiç kimse meşruiyeti mahkeme kararlarına eşitleyen türlü söylemlere tenezzül etmesin. Çünkü maşeri vicdan yüksek yargı kriteri filan dinlemeden her zaman olduğu gibi hayatın içerisinde deviniyor.
(…)