HAKSÖZ HABER
15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki süreç iktidar yetkililerinin de dillendirdiği gibi suyun bulandığı ve suçlu ile suçsuzun birbirine karıştığı bir vasata tekabül ediyor. Gülencilerle ilişki düzeyi en alt seviyede olan insanlar bile darbeci katillerle aynı muameleyi görebiliyor.
Geçtiğimiz haftalarda gündemleştirmeye çalıştığımız Yusuf Kerim’in durumu her geçen gün ağırlaşıyor. 15 Temmuz sonrasında binlerce insanın yargılandığı ve toplumsal yara haline gelen mahkumiyetler sebebiyle aileler bölünüyor, çocuklar annelerinden ve babalarından uzak kalıyor.
Gülten Sayın, “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla aldığı 6 yıl 3 ay hapis cezasının Yargıtay tarafından onanması sonucu geçen ay cezaevine girmişti. Kanser hastası Yusuf Kerim’in annesinin suçluluk halinin sebepleri oldukça aşina olduğumuz suçlamalar. Serbestiyet’ten Onur Erkan’ın haberine göre Gülten Sayın’ın “FETÖ üyeliği”ne delil olarak; Bank Asya’da hesabı bulunması, 2015’te evlenmesinin ardından düğünde takılan takı ve paraları Bank Asya’daki hesabına yatırması, 2015’e kadar 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası kapatılan bir yurtta yönetici olarak çalışması ve Bylock kullanması gösterildi.
Şimdi sormak istiyoruz: Mafya şeflerinin affa uğradığı bir ülkede bu vahim(!) suçları işleyen bir kişinin serbest kalması mümkün değil midir?
Adalet duygunuz kalmadıysa bile en azından Yusuf Kerim’in tedavi sürecinde annesiyle bir arada olmasına izin verin. Bank Asya’ya para yatırdığı için bir insanı evladından ayırmanın hiçbir izahı yok. Bu tarz ahlak ve insaf dışı suçlamalar karar alıcıları herkesin gözü önünde suçlu durumuna düşürüyor!