Kandil ve HDP Suyu Zehirledi…

PKK ve HDP, siyasi zemine geldiler, ama silahlarıyla geldiler. Yani suyu zehirlediler. En ağır savaşta bile şehir suyu zehirlenmez, çünkü su herkese lazımdır. Bu sözü Naziler için Churchill söylemişti.

Markar Esayan / Yeni Şafak

Herkesin birbirini boğazlamadan, asgari ve üstü ihtiyaçlarını görerek, onurlu/özgür biçimde yaşamasının mümkün olduğunu, bu kavramları da abartmamak gerektiğini söylüyoruz.

 

Bu kavramlara mutlak değer yükleyerek onlara erişemeyiz. Ama ideale yakın durumları araştırabilir ve bu ideale yakın düşmeye çalışabiliriz.

 

Bu dünya cennet olmayacak. Ama bugünden daha iyi olması mümkün. Çünkü bu tarihte birçok kez başarıldı, yarın da başarılacak. Ama bu arada yeni sorunlarımız olacak, başarılı alanlar dönem dönem yeteri kadar ilgi/emek gösterilmediği için çöktü, çökecek vs.

 

Çünkü demokrasi çok nazenin bir çiçektir ve sürekli ilgi/bakım gerektirir. Bir kere tohum ekip sonsuza kadar ürün alamadığımız gibi, sosyal düzenler de sürekli emek, ilgi ve özen ister. Bıraktığınız anda içten çürümeye başlar.

Dün iki ilkeden bahsettik. İlki mücadele, hak arama gibi kamusal alanı biçimlendiren süreçlerde tüm aktörlerin şiddeti bir yöntem olarak reddetmesi ve bu konuda tutarlı olmakta anlaşmak.

 

İkincisi ise düşman kategorisini reddederek somut/soyut alanda karşı karşıya ve yan yana gelmenin zeminini yaratmak. Mesela parlamentolar, mesela STK'lar, yargı sistemi, kent konseyleri vs. türünden karşılaşma, hak arama platformlarını hem her kesime açmak, hem de bu zeminleri bu iki kurala tabi kılarak sürekli temiz tutmak.

 

Bir toplum tüm farklılıkları ile bu temel iki konuda anlaşırlarsa, o toplumun demokratik kültürü olgunlaşmıştır diyoruz.

 

Türkiye bu konuda ciddi sıkıntı çekiyor.

Çözüm Süreci, tam da bu iki kuralın, sorunu çözme anlamında merkeze alınması mantığını içeriyordu.

 

Maalesef, PKK ve HDP, siyasi zemine geldiler, ama silahlarıyla geldiler. Yani suyu zehirlediler. En ağır savaşta bile şehir suyu zehirlenmez, çünkü su herkese lazımdır. Bu sözü Naziler için Churchill söylemişti.

 

Karşılarında ilk kez toplumsal desteği ve gücü bulunan bir hareket, lideri ile birlikte bu iki kuralın çalıştığı zemini Kürtlerle kurmak istedi. Kürtler bunu çok önemsedi ve sonuna kadar destek verdi. Ama burada 35 yıldır silahlı vesayet kurmuş olan PKK ve onun güdümünden çıkmayan HDP, büyük bir sorumsuzlukla bu değerli alanı sahada ve Meclis'te mayınlamakla meşguller.

 

İnsanın içi acıyor. Bugün bunca şehit hayatta, örgütün kandırdığı gençler mezarda değil, üniversitelerde veya işyerlerinde olabilirler, çocuklarının başını okşayabilirlerdi.

 

Açgözlülükle ortak bir geleceğe, eşit vatandaşlığa açılan geniş kapıyı tekmelediler. Bugün PKK ve YDG-H Kürtlere bölgede kan kustururken, HDP de örgütün cinayetlerini hükümete yıkmak için Meclis kürsüsünü bir meşruiyet/kara propaganda aracı olarak kullanıyorlar. CHP'nin doğrudan, MHP'nin de tersten desteği ile olabildiğince savruk ve rahatlar.

 

Türkiye, ne 6-8 Ekim, ne de 22 Temmuz'dan beri yaşananların gerekçesinin olduğu bir ülke. Önce 80, sonra 59 milletvekili kazanarak Meclis'in üçüncü partisi olan HDP, “Bana PKK adam öldürdü dedirtemezsiniz" noktasında, PKK ise bölgenin yeni JİTEM'i olmuş durumda.

 

Demirtaş Rusya ziyaretinden sonra vitesi “devlet kuracağız"a yükseltirken, Sırrı Süreyya Önder tüm laubaliliğiyle “Başbakan kaçak çayımızı içer gider" diyecek kadar sivil zemini, siyasi çözümleri mayınlama durumuna geçmiş halde.

 

Böylelikle PKK da HDP de bir muhatap olamayacaklarını ispatladılar. Süreç Kürt halkının kendisi ile yürüyecek.

 

Öcalan ise PKK sıkıştığında ona zaman kazandıracak, güçlendiğinde ise bizzat PKK ve HDP tarafından İmralı'ya gömülecek bir figüre dönüşmüş durumda.

 

Bu Gordion düğümünü yine halk çözecek. Kimse enseyi karartmasın, bu süreçler yaşanmak zorundaydı. Bu işin kestirmesi, kolayı yok. O yüzden, Çözüm Süreci bundan sonraki yeni dönem için çok değerli bir tecrübe oldu.

 

Siyasi zemin korunacak, Türkler ve Kürtler de bu oyunu birlikte bozacaklar.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!