PKK Yürütme Komitesi, Lice’de hayatını kaybeden iki kişinin sorumlusu olarak AKP’yi gösterdi ve son günlerdeki gerginliği aşmak adına İmralı’ya giden HDP heyetini ve Abdullah Öcalan’ı boşa çıkartacak bir hamle yaptı. Açıklamada “Üç kişilik HDP heyetinin arada bir İmralı’ya gidip gelmesi artık hiçbir sorunun çözümü için yeterli olmayacaktır” denildi.
“İmralı’dan gerçekleşemeyecek beklenti…”
Açıklamanın en çarpıcı noktalarından biri çözüm sürecinde Abdullah Öcalan’ın oynağı rolü aşağı çeken şu ifadelerdi;
“AKP faşizmine karşı direnmekten başka yol ve çare kalmadı… HDP Heyetinin Lice katliamı ardından İmralı’ya gidişi elbette önemli ve anlamlıdır; fakat bazı boyalı basın çevrelerinin yansıtmaya çalıştığı gibi, Lice’deki benzer katliamları önleyecek yer, İmralı ve Önder Abdullah Öcalan değildir. Gerçek saptırılmamalı, hiç kimse İmralı’dan gerçekleşmeyecek beklenti içine sokulmamalıdır”
“Sözün bittiği noktaya gelindi”
Örgüt, özellikle Lice’de gerçekleşen, güneydoğudaki yol kesme eylemlerine destek verdi, karakol inşaatlarını eleştirdi. Çözüm sürecine dair şimdiye kadarki en sert tutum takınıldı; son dönemdeki gelişmeler için şu ifadeler kullanıldı:
“'Çözüm süreci' söylemlerinin sahteliğini ortaya konmuştur. AKP Hükümetinin Lice’de olduğu gibi katliamı dayatması, hem Tayyip Erdoğan’ın B ve C planlarının ne olduğunu ortaya koyuyor, hem de artık sözün bittiği noktaya gelindiğini gösteriyor. Bu durumda halkımıza, Türkiye halklarına ve tüm demokratik güçlere de AKP faşizmine karşı direnmekten başka yol ve çare kalmıyor."
Öcalan’ın bırakılması talebi
Açıklamada 2014 yazına özellikle vurgu yapıldı ve bu yazın PKK açısından zafer önemli olduğu söylendi. Barış süreci kapsamında PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için İmralı adasına giden heyetlerin artık işlevsiz olduğu savunuldu;
“Yüzlerin yeniden İmralı’ya döndüğü ve HDP Heyetinin önü açılarak önder Abdullah Öcalan’dan çözüm beklendiği görülüyor. Elbette bu çok önemli bir durumdur ve Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın barış ve demokratik çözümdeki kilit konumunu ortaya koymaktadır. Eğer gerçek buysa ve herkes buna inanıyorsa, o zaman artık İmralı çitleri parçalanmalı ve barışın mimarı ve temsilcisi olan önder Abdullah Öcalan’ın özgür çalışma, sağlık ve güvenlik koşulları tamamen sağlanmalıdır. Bu durum gerçekleşmezse üç kişilik HDP heyetinin arada bir İmralı’ya gidip gelmesi artık hiçbir sorunun çözümü için yeterli olmayacaktır.”
“AKP’nin kapısı tutulmalı”
Kandil, Lice’de olanları bir katliam olarak niteledi ve bunu yapanın AKP Hükümeti olduğu dolayısiyle mevcut gerginliği çözebilecek kişinin Öcalan değil, AK Parti oldu iddia edildi. Mevcut eylemlerin AK Parti’ye yönelmesi çağrısı yapıldı;
"Lice katliamını gerçekleştiren AKP Hükümetidir. Sorumlu ve çözümsüz olan AKP’dir, dolayısıyla katliamların durmasını, barışın gelmesini ve sorunların demokratik yöntemlerle çözülmesini isteyenler, gidip AKP’nin kapısını tutmalı, AKP’den polis terörünü ve katliamları durdurmasını, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için gerçek proje ortaya koyup adımlar atmasını istemeli ve istekleri gerçekleşene kadar da mücadele etmelidirler.”
“Gerçekler saptırılmamalıdır”
PKK açıklaması çözüm sürecinin tıkandığı ve barışı yarım bırakanın AKP olduğu iddiası üzerine kurulu idi ve bu iddialara yer veren şu cümlelerle sona erdi;
“Kürt halk önderi Abdullah Öcalan barışın ve demokratik çözümün projesini ve yol haritasını ortaya koymuş, yıllardır ve özellikle de son bir yıldır Eyüp sabrıyla beklemekte ve iğne ucuyla kuyu kazarcasına bu doğrultuda çalışmaktadır. Barış elini havada bırakan ve sorunları çözümsüz kılan AKP’dir. Dolayısıyla gerçekler saptırılmamalıdır.”
Al Jazeera