Kirwem, düşün ki bir yıldızın kanadına konmuşsun.
Kırkı çıkmış zulmün arifesindesin.
Gülistan bahçelerinden esen kır rüzgarı okşuyor dizlerini.
Düşün ki bir türk havari okuyor Feqiye Teyran'ın dizelerini..
Sırtını Zilana yaslamış bir karakoldan,
Tüten tütmaç kokusu midene oturuyor.
Halepçe ise yanı başında..
Bütün telleri sökmüşler sınırından.
Bir mayın gibi patlamış önümüzde karanlık.
Düşün ki kıyımız, nur topu gibi aydınlık.
Lazkiye'de Nusayri halayları çekiliyor.
Mendili almış eline kızıl saçlı çocuk.
Düşün ki bütün kapıları şen olmuş gümrüklerin.
Konvoy konvoy kız almaya gidiyor muhacirim.
Bu sefer valiz yok, kederli bohçalar yırtılmış.
Ellerde mendiller, dillerde govend türküleri sıçrıyor toprağımıza.
Düşün ki naz evi olmuş dağlarımız.
Bir metrelik hücreler alev almış tandırımızda.
Pentagon ağlıyor mesela, alnından ayetler süzülüyor kumandanın.
Düşün ki Kudüs'ün bağrında Nuri abiyle oturmuşuz.
Puşimiz gül yüzümüzü kapatmamış bu sefer.
Ellerimizde sapanlarımız, peştamalimizde taşlarımız yok.
Keşmirli müezzini bekliyoruz.
Düşün ki Diyarbekir surlarına sermişiz soframızı.
Damağı şükür kokan Arakanlı kardeşimizle,
Patani mezelerine banmışız ekmeğimizi..
Kirwem, düşün ki yıldızı kaydırmışsın önümüze.
Düşlerimiz türkmen dağından selam veriyor cudiye.
Ve ay ışığında bir köz çayı demliyor hayallerimizi.
Kirwem, düşün ki düşünmüşüz.
Düşün ki düşürmüşüz..
Ahmet Laçin / Haksöz Haber