Halkın yüzde 76,3'ü “Kamuda isteyen örtünebilir” diyor. CHP’lilerin bile yüzde 48’i yasağa karşı.
TESEV-KONDA işbirliği ile yapılan araştırma ve Eğitim-Bir-Sen'in öğretmen istihdamına yönelik çalışması kamuda başörtü yasağını yeniden gündeme getirdi.
Eğitim-Bir-Sen raporunda yasağın kadın öğretmen istihdamının artmasına engel olduğunu belirtirken TESEV'in saha araştırmasında toplumun yüzde 76.3'ü "Kamuda isteyen herkes örtünebilir" diyor.
Araştırmanın detaylarına indikçe ilginç ayrıntılar dikkat çekiyor. Araştırmanın sonuç bölünde çıkan verilere ilişkin “Başörtüsü, büyük ihtimalle, fiili bir sonuç olarak başörtülü öğrencilerin üniversitelere girmesinden sonra tecrübe edilen ‘sorunsuzluk’ durumundan ötürü zihinlerde kriz nedeni olmaktan çıkmıştır” değerlendirmesinde bulunuluyor.
Siyasiler ve Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) her iki araştırmanın sonuçlarını BUGÜN'e değerlendirdi.
Milletin hakkı ve talebidir
BBP Başkanı Mustafa Destici: Biz başından beri kamuda başörtüsünün serbest bırakılmasının yanındayız. Toplum zaten buna hazır. Sıkıntı bunu yönetenlerdeydi. 10 yıldır iktidarda olan partinin sözü var. Bırakın kamuoyunu üniversitelerde beli sıkıntı çıkıyor. Bana birçok şikayet geliyor. Öğretmen kardeşlerimiz bu sıkıntıyı yaşıyorlar. Şu an Türkiye'de bir esneklik var. Ama bir serbestlik yok. Anayasa’ya dayandırılmalıdır. Milletin hakkı ve talebidir.
Ayrımcılık sona erecek
AK Parti Grup Başkan Vekili Ahmet Aydın: Bu sadece öğretmenler ile alakalı değil. Bütün kamusal alanda böyle bir gerçeklik var. Bunu görmezden gelemeyiz. Bu noktada seçmeli dersler ve imam hatip okullarında kız öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin sorunu büyük. Böyle ayrımcılık gibi konular zamanla nihayete erecektir.
Anayasa’da ve yasalarımızda bu konuyla ilgili ciddi yasaklamalar yok. Farklı kurumların farklı uygulamaları kılık kıyafet yönetmelikleri ile düzenlemeler var. İnsanların bunu hazmetmesi ve demokrasinin gelişmesiyle daha iyi noktalara geleceğiz.
Güncel konular tartışılmalı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata: Şu an daha güncel konuların tartışılması gerekir. Bu konu açıldığı zaman tüm dikkatler oraya çekiliyor. Biz gündemi başka yere çekmek istiyoruz. Bu mesele zaten şu an için belirli bir seviyeye gelmiştir. Biz bunun üzerine gitmek istemiyoruz. Parti olarak da görüşümüz budur. Başka güncel konular var.
Dini bir gösterge mi?
Araştırmacı Tarhan Erdem: Burada ayrımlar çok önemlidir. Bana göre hakim, öğretmen ve polis gibi yurttaşa karşı müeyyide uygulayacak makamların ve memurların kendi dini temaüllerini gösterecek bir kıyafetle vatandaşın karşısına çıkmaması gerekir. Burada başörtüsü dini bir gösterge midir? Bunu tartışmak lazım. Bu benim uzmanlık alanım değil.
STK’lar gündeme getirmeli
MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır: Bu konuyu öncelikle toplumun tartışması gerekir. Mesele siyasetçiler tarafından tartışılmamalı. Toplumsal ayrışmaya ve çatışmaya sebep oluyor. Bu işten rahatsızlık duyanlar olabilir onların ikna edilmesi lazım. Yani toplumun sahiplenmesi lazım. Bu konuyu sivil toplum örgütleri aracılığıyla topluma tartıştırıp bir mutabakata varmak gerekiyor.
Kimsenin örtüsüne karışılamaz
Eski bakanlardan Hasan Celal Güzel: Kamuda başörtüsü serbest olmalı. Herhangi bir ayrım yapılmamalı. Onun amirleri ve memurları ayrım yapmamalı. Kamu sektöründe iş sahipleri de ayrımcılıkta bulunmamalı. Bir hanımın başının örtüsü kendisiyle ilgilidir. Biz demokratik bir toplumuz. Kimsenin başının örtüsüne karışılamaz.
Yasak tüm kamuda kaldırılmalı
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: Başörtüsüz çalışma şartı olduğu sürece, bu konuda hassasiyeti olan birçok kadının evde oturmayı tercih ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla hem Kamu-Sen hem Türk Eğitim-Sen olarak artık kamuda bu yasağın tamamıyla kaldırılmasını istiyoruz. Geçmişte bunun kötü tecrübelerini yaşadık. Sırf başörtülü diye üniversite eğitimini yarıda bırakan çok sayıda kadınımız oldu. Öte yandan bir işte çalışıp mecburiyetten başını açan ve bundan ciddi anlamda rahatsızlık duyan kadınlarımız var. Netice itibarıyla bunun bir ızdırap olmaktan çıkarılması gerekir. Bir siyasi istismar malzemesi olmaktan çıkarılmalı.
Öğretmen açığı başörtüsüne bağlanamaz
Eğitim Sen Genel Sekreteri Mustafa Ecevit: Kamuda istihdam ölçütlerinin gelişmiş ülkelerle kıyaslamalara bakmak lazım. Kamuda çalışanların sayısı oldukça düşüktür. Bu düşüklüğün gerekçelerini başörtüsüne bağlamakla örtüşmüyor. Öğretmenlerin yetersizliği de buna bağlı değildir. 300 bin diplomalı işsiz öğretmen bulunuyor.
Başörtüsü nedeniyle öğretmen olamayanların oranı çok düşüktür. Kamuda çalışma içerisinde başörtüsü bir özgürlük alanı olarak mı değerlendirilmelidir? Mevcut kılık kıyafet yönetmeliği önündeki engel bu mudur? Özgürlük neye göre tanımlanır. Hele de sağlık ve eğitim gibi iki alan bu konuda çok önemlidir. Bunları iyi tartışmak lazımdır. Biz başörtüsü düşmanı da değiliz.
Anayasa Mahkemesi kararı vermiştir
Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk: Başörtüsü Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği gibi dinsel bir simgedir. Kadınların başını örtmesinde herhangi bir yasak yok. Ama Anayasa’da devletin laik niteliği ile bağdaşmaz. Bu madde Anayasa’da değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bu simgenin laik bir devletin kamu kurumlarında olması bu maddeyle çelişmektedir. Ben de Anayasa Mahkemesi’nin belirttiği gibi düşünüyorum. Devlet memurları buna uymalıdır.
KİM NE DEDİ?
* Araştırmada kendisini CHP'li olarak tanımlayanların yüzde 48'i de yasağa karşı olduğunu belirtiyor.
* AK Partililer’in yüzde 89'u, MHP'lilerin yüzde 77.3'ü BDP ve bağımsızların yüzde 79.8'i kamuda başörtüsü özgürlüğünü savunuyor.
* Aleviler’in yüzde 53'ü kamuda başörtüsü yasağına karşı çıkarken, yasağın sürmesini isteyenlerin oranı bu kesimde sadece yüzde 35'te kalıyor.
* Yine 12 Eylül 2010'daki referandumda hayır oyu kullananların yüzde 54'ü kamuda başörtü yasağına karşı bir duruş sergiliyor.
Görünmeyen cam duvar
* İstanbul Kadın Araştırmaları Merkezi Kurucu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Alev Dedegil: Başörtü yasağı Türkiye'de kadın istihdamını genel anlamda önlemez. Ama başörtülü öğretmenlerin çalışması konusunda bir engel oluşturur. Kamu kurumları zaman zaman kıyafetle gelenekleri olabiliyor. Neyse ki Türkiye'de bu sorun toplumsal mütabakatla aşılma sürecine başladı. Nitekim önünde hukuksal bir engel yok. Başörtülü kadınların gerek siyasette gerek sosyal gerekse ekonomik hayatta yer almalarının önünde yasal hiçbir engel yok. Sadece görünmeyen cam duvarlar var. Başörtü sadece kadın haklarının değil insan haklarının bir parçasıdır.
İstihdam sorunu artıyor
* Türkiye İş Kadınları Derneği Başkanı Nilüfer Bulut: İş dünyasında kadın istihdamı başlı başına bir sorun. Başörtülü kadınların önündeki engel kaldırmadığı sürece istihdam sorunu daha da artıyor. Maalesef birçok kadınımız başörtülü diye çalışamıyor, çalıştırılmıyor. 21. yüzyılda artık bunlara takılmamamız lazım. Öte yandan başörtü bir dini simge olarak algılanmamalı. Aynı dünya görüşüne sahip erkeklerin her görevde var olduğunu görüyoruz. Her şeyde olduğu gibi iş dünyasında da her şeyde erkek egemenliği var. Maalesef erkekler her ne kadar başörtüyü savunsa da karar verirken başörtülü kadın çalıştırmaya yanaşmıyor. Bunun sebebi ne performans ne de bilgi eksikliğidir. Görselliğe önem verildiği için erkekler başörtülü kadın çalıştırmayı tercih etmiyor.
Ayrımcılığın göstergesi
* Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu: Başörtü sorunu kadınlara karşı ayrımcılığın bir göstergesiydi. Ancak bunu aştığımıza inanıyorum. Bundan sonra bunun bir engel olarak görülmemesi gerekir.
Buna rağmen devlet okullarında başörtülü öğretmen çalışmıyor. Herhangi bir ideolojinin parçası olarak algılandığı için devlet okullarında engel devam ediyor. 24 Kasım öğretmenler günü vesilesiyle bir okuldayım. Okul dışında başörtülü okulda başörtüsüz olan bir öğretmenle aynı masada oturuyorum. Başörtü takıp takmaması kişinin özel yaşamıdır. Özel yaşama müdahale edilmemeli.
NE BAŞÖRTÜ NE DE HAÇ OLMALI
Kadın Adayları Destekleme Derneği Genel Başkanı Çiğdem Aydın: Başörtünün kadın istihdamını engellediği kanısında değilim. Kamu hariç bugün çok sayıda kadın başörtülü çalışıyor. Özel işletmede çok rahat iş bulma şansları var. Bu iyi bir şey. Kamuda herhangi bir dini simgenin taşınması uygun değil. Bu alanda ne başörtü ne haç ne de daha farklı bir dini simge. Çünkü kamu devlete ait bir alan ve tüm vatandaşlarına eşit mesafede olmalı. Aynı şekilde sakal, cübbe veya mintan da olmamalı.
KAYNAK: BUGÜN / 20.12.2012