Memurların kılık kıyafetlerini tırnak uzunluğuna kadar düzenleyen 30 yıllık yönetmelik, Anayasa'nın 'Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez' maddesi dayanak gösterilerek değiştirilecek.
Ak Parti, kamuda başörtüsü sorununun giderilmesi için önemli bir çalışma başlattı. 12 Eylül 1980 darbe ürünü olan 30 yıllık yönetmelik nedeniyle kamuda başörtüsü yasağı yaşanıyor.
Yeni Şafak'ın haberine göre Yürürlükteki kılık-kıyafet yönetmeliği başörtülülerin kamu kurum ve kuruluşlarında görev almasının önünde sorun olarak duruyor. Başörtüsü özgürlüğünün önündeki en önemli engellerden biri olan bu yönetmeliğe önümüzdeki aylarda ilk neşter vurulacak. Bu kapsamda Ak Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı bir çalışma yürütüyor.
AK PARTİ ÇALIŞMA BAŞLATTI
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in başında olduğu Ak Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı, darbe ve muhtıralar dönemlerinde yürürlüğe giren yasal düzenlemelerle oluşan 'darbe mevzuatının' ayıklanması için daha önce bir çalışma başlatmıştı. 27 Mayıs'tan günümüze kadar uygulamaya konan Anayasa maddeleri, kanun, kanun hükmünde kararnameler, yönetmelik ve tüzüklerden oluşan toplam 2820 sakıncalı düzenleme tespit edilmişti. Bu tür düzenlemelerin içinde kamuda başörtüsüyle çalışmayı engelleyen 25.10.1982 tarihli 'kılık kıyafet yönetmeliği' en büyük engel olarak duruyor.
YÖNETMELİK DARBE ÜRÜNÜ
Türkiye'de okullarda ve kamu kuruluşlarında başörtülü bulunmayı engelleyen 12 Eylül ürünü iki önemli yönetmelik bulunuyordu. Bunlardan 22 Temmuz 1981 tarihli 'okullarda kılık kıyafet yönetmeliği' ile 25.10.1982 tarihli 'kamuda kılık kıyafet yönetmeliği' başörtüsüyle okumayı ve çalışmayı engelleyen en önemli düzenlemeler olarak göze çarpıyordu. 1981 tarihli okullarda kılık kıyafeti düzenleyen yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığı'nın çalışmasıyla 2012 yılında kaldırılarak okullarda serbest kıyafete geçildi. Bu çalışmayla okullarda kılık kıyafet konusunda önemli bir adım atıldı. Ancak kamuda kılık kıyafet düzenlemesine ilişkin şu ana kadar dikkate değer bir adım atılmadı.
Özgürlüğe yeşil ışık
Kamuda başörtüsü yasağı nedeniyle yapılan dayatmalar sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirdi. Yönetmelik eliyle keyfi olarak oluşturulan engellerin kalkması için düzenlenen imza kampanyasına her kesimden destek yağdı. 'Kamuda kılık kıyafet özgürlüğü istiyoruz' diyen sivil toplum kuruluşları kırmızı ışık yerine yeşil ışığın yanmasını istiyor.
Anlamsız yönetmelik yasağı bitecek
Erkekler de mağdur edildi
Memurlar için konan ve halen yürürlükte olan 'Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik'te bugüne kadar sadece 2002 yılında 'bayanların pantolon' giyebilmesine imkan sağlayan kayda değer bir düzenleme yapıldı.
Söz konusu yönetmelik sadece kamuda başın açık olmasını öngörmüyor aynı zamanda giyilecek ayakkabının nasıl olacağından tırnak boyuna kadar giyim kuşamı şartlara bağlıyor. Yönetmelik sadece bayanları değil erkekleri de olumsuz etkileyen unsurlar barındırıyor.
Çözümün dayanağı anayasa
Yönetmeliğin kaldırılmasıyla ilgili çalışmada, Anayasa'nın 'Her Türk kamu hizmetine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiç bir ayrım gözetilemez' şeklindeki hizmete girmeyle ilgili 70. madde çalışmanın ana dayanağını teşkil ediyor. Ak Parti çalışmasında diğer bir dayanak noktasını ise, ülkenin üyesi olduğu Türkiye Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'de yer alan 'genel eşitlik ilkesine uygun olarak kamu hizmetlerine girme' şeklindeki madde oluşturuyor.
Atılan 10 milyon imza Ankara'ya gönderildi
Memur-Sen Konfederasyonu'nun, kamuda kılık kıyafet özgürlüğü için başlattığı 'Özgürlük İçin 10 Milyon İmza' kampanyası yurt genelinde sona erdi.
Başlangıçta belirlenen 10 milyon imza hedefinin üstüne çıkılan kampanyada toplanan imzalar, Başbakanlık'a ulaştırılmak üzere Memur-Sen Genel Merkezi'ne gönderildi. İzmir'de toplanan imza sayısının ıslak 250 bin, elektronik 150 bin olduğu açıklandı.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen İzmir İl Başkanı Abdürrahim Şenocak, 'Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü ve memur sendikaları konfederasyonu olarak üzerimize düşeni yaptık. Milletimizin yasakların kaldırılmasına yönelik taleplerini, iletiyoruz. Artık sorumluluk hükümetin, TBMM'nin, siyaset kurumunundur.' dedi.