HAKSÖZ-HABER
Cemaat-i İslami hareketinin liderlerini hukuksuz bir şekilde yargılayıp idam cezalarıyla mahkûm eden ve bunları bir bir uygulayan Bangladeş yönetimi, İstanbul’daki Bangladeş Konsolosluğu önünde protesto edildi.
Özgür-Der’in çağrısıyla toplanan grup konsolosluğun bulunduğu Ercan İşhanı önünde “Katil Hasina Hesap Verecek! Bangladeş’te Zafer İslam’ın Olacak!” yazılı bir pankart açtı.
Kamaruzzaman’a Rahmet; Hasina’ya Lanet Okundu!
Uluslararası Hukukçular Birliği ve Hukukçular Derneği mensubu avukatların da destek verdiği eylemin sunumunu Özgür-Der mensubu Murat Ayar yaptı. Ayar, Bangladeşli Müslümanların yalnız olmadığını ifade etti.
Eylemde bir konuşma yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Hasina yönetiminin üzerinden 35 yıl geçmiş ve üstelik kayda değer hukuki bir zemini olmayan suçlamalar üzerinden idam cezalarının verilmesinin insanlık suçu olduğunu söyledi. Öte yandan Cemaati İslami liderlerinin idam cezasına rağmen dik duruş göstererek ümmete örneklik teşkil ettiklerini belirten Kaya, Kamaruzzaman’ın da tıpkı Abdulkadir Molla gibi şehadete onuruyla yürüdüğünü ifade etti.
Eylemde Uluslararası Hukukçular Birliği adına açıklama yapan Av. Yasin Şamlı, Kamaruzzaman ve Cemaati İslami ile ilgili diğer davalarda yaşanan eşi benzeri görülmemiş hukuksuzlukları gözler önüne serdi. Açıklamanın tam metnini aşağıda okuyabilirsiniz.
Eylemde son olarak Özgür-Der adına Bangladeş Konsolosluğuna verilmek üzere yazılan mektubu Fatma Turan okudu. “Her fırsatta insan haklarından, muhalif fikir ve eylemlerin özgürlüğünden söz eden küresel güçlerin aynen Mısır’da, aynen Filistin’de, aynen Irak’ta, Suriye’de, Özbekistan’da ve tüm İslam dünyasında olduğu gibi Bangladeş’te de İslami hareket kadrolarına yönelik baskılar, zulümler, cinayetler söz konusu olduğunda nasıl bir anda sessizliğe gömüldüklerini görmek bizi hiç ama hiç şaşırtmamaktadır.” ifadelerinin de yer aldığı mektubun okunmasının ardından grup temsilcileri uzun uğraşlar neticesinde mektubu konsolosluk yetkililerine ulaştırdı.
“Katil Hasina Hesap Verecek! Bangladeş’te Zafer İslam’ın Olacak!”, “İdamları Durdurun! Stop The Executions!” “Cemaati İslami Susturulamaz! Long Live Jamaati Islami!” “Murder Hasina” yazılı pankart ve dövizlerin taşındığı eylem boyunca “Katil Hasina Hesap Verecek” “Unutma Hasina Hesap Yakında” “Şehit Kamaruzzaman Onurumuzdur” “İslam Hareket Engellenemez!” “Hukuksuzluk Son Bulsun İdamlar Durdurulsun!” “Yaşasın İslami Mücadelemiz!” “Yaşasın Ümmet Dayanışması!” vb sloganlar atıldı, tekbirler getirildi.
Foto: Murat Kurt / Afgani Türkmen
TÜM RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZ >>>
Özgür-Der Mektubu:
Bangladeş Cemaati İslami Liderlerinden
Muhammed Kamaruzzaman’ın İdam Edilmesini Protesto Ediyoruz!
Bangladeş hükümeti hukuki ve insani tüm değerleri ayaklar altına alarak siyasi cinayetler serisine devam ediyor. Yaklaşık bir buçuk yıl önce Abdulkadir Molla’yı idam ederek despotik zihniyetini serdeden Hasina yönetimi, önceki gün de Cemaati İslami Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Kamaruzzaman’ı idam ederek bir insanlık suçuna daha imza attı.
Daha önce ifade ettiğimiz bir gerçeği bir kere daha haykırıyoruz: Hiçbir hukuk ilkesi gözetilmeksizin oluşturulan mahkemelerde, evrensel hukuk kuralları ihlal edilerek sürdürülen yargılamalar neticesinde verilen idam kararları açık bir zorbalık, bu hukuksuz kararların infazı ise doğrudan siyasi cinayettir!
Hasina yönetiminin 40 yıl önce yaşanmış iç savaş olgusunu siyasi bir malzeme olarak rakiplerine karşı kullanma ve uyduruk isnatlarla muhalefeti tasfiye çabasının kirli bir dekoru olarak işlev gören Bangladeş yargısı tüm despotik yönetimlerde karşımıza çıkan zalimlerin emrindeki yargı işleyişinin tipik bir örneği olarak hizmet etmektedir. Şüphesiz bu tür kararlara imza atmakla Bangladeş yargısı sadece kendini tüketmiş olmamakta; hukukun alnına da kara bir leke çalmaktadır.
Öte yandan, her fırsatta insan haklarından, muhalif fikir ve eylemlerin özgürlüğünden söz eden küresel güçlerin aynen Mısır’da, aynen Filistin’de, aynen Irak’ta, Suriye’de, Özbekistan’da ve tüm İslam dünyasında olduğu gibi Bangladeş’te de İslami hareket kadrolarına yönelik baskılar, zulümler, cinayetler söz konusu olduğunda nasıl bir anda sessizliğe gömüldüklerini görmek bizi hiç ama hiç şaşırtmamaktadır. Çünkü zalimlerin birbirlerinin dostu, işbirlikçisi, suç ortağı olduğunu biliyoruz ve elbette Müminlerin de ancak birbirlerinin velisi, sahibi, kardeşi olduğuna iman ediyoruz.
Hamisi Hindistan’ın desteğini alarak tüm bu suçları işlerken, Hasina yönetiminin bilhassa uluslararası planda emperyalist-siyonist saldırganlıkların İslami hareketleri hedef tahtasına oturtmuş olmasının ortaya çıkardığı konjonktürü de bir fırsat olarak değerlendirdiği açıkça görülmektedir.
Oysa işlediği suçlar yüzünden hem bu dünyada lanetlenmeyi hem de sonsuz ahiret azabını hak eden Hasina yönetimi bilmelidir ki, Allahu Teala zalimleri asla payidar kılmaz! Bu tür zalimliklerle muhalefeti bastırmayı ve İslami hareketi sindirmeyi hedefleyen Bangladeş hükümetinin çabalarının asla başarılı olamayacağının en somut göstergesi şehadete yürüyen İslami hareket liderlerinin onurlu ve kararlı tutumudur.
İdamının durdurulması için cumhurbaşkanından özür dilemesi istendiğinde Muhammed Kamaruzzaman’ın takındığı izzetli tavır Bangladeş İslami hareketinin teslim alınamayacağının açık bir ifadesi olmuştur. Aynen geçen yıl idam edilen Şehid Abdulkadir Molla’nın takındığı onurlu tavırla tarihe geçmesi gibi, Kamaruzzaman da özür çağrısına verdiği şu anlamlı, ibretlik cevapla ve yiğitçe duruşuyla Ümmetin iftiharı olmuştur:
"Yalnız Allah'tan af dilerim. Başbakan Hasina bana can verecek değildir. Onun gibi münafık zihniyetli birinden af dilemem. Hayalim Bangladeş'te İslam'ın hakimiyetidir. Ben belki göremem ama genç nesil hayalimi gerçekleştirecek inşallah. Sizler üzülmeyin, ağlamayın, inşallah cennette görüşeceğiz.”
Abdulkadir Molla gibi Muhammed Kamaruzzaman da zalimlerden af dilemeyi reddederek şehadete yürürken Bangladeş İslami hareketi aleyhine kurulan tiyatroyu boşa çıkartmış, zalimlerin tuzaklarını başlarına geçirmiştir. Bu tavrıyla Bangladeş halkına ve İslam Ümmetine ve en genelde de tüm insanlığa izzetli bir Müslüman’ın tavrını göstermiştir.
Rabbimizden aziz şehidimiz için rahmet dilerken, Cemaat-i İslami Hareketiyle dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyor; katil Hasina yönetiminin er geç hesap vereceğini haykırıyoruz!
ÖZGÜR-DER
***
TÜM RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZ >>>
BANGLADEŞ’TE GÖSTERMELİK MAHKEME ELİYLE İŞLENEN CİNAYETLER
Bangladeş Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi ve hükumeti siyasi cinayetlere devam ediyor. Bütün hakim ve savcıları hükümet tarafından atanan ve başkanı da iktidar partisi mensubu olan bu mahkemenin, kararları kendisinin vermediği ortaya çıktı. Hükümetin talimatıyla Belçika’da yaşayan Bangladeşli avukat Ahmet Ziyauddin tarafından yazılıp mail olarak mahkemeye gönderilen kararları, mahkemenin de imzalayıp mühürlediği tespit edildi. Skandal karşısında mahkeme başkanı istifa etmek zorunda kaldı. Ve fakat verdiği kararlar geçerli sayılarak infaz edildi.
Masum insanlar, alimler katlediliyor. Muhaliflere karşı başlatılan sindirme hareketi bütün acımasızlığı ile devam ediyor. Sistematik işkenceler, gözaltında kayıplar, yargısız infazlar artık devlet politikası haline gelmiş durumda.
1971 Yılında o zaman doğu Pakistan olan Bangladeş'in, Pakistan'dan ayrılmasına karşı çıktığı için Bangladeş hükümetinin emriyle bütün hukuk kurallarını ayaklar altına alan bir yargılama neticesinde Cemaati İslami kurucu lideri, 70 ten fazla kitabı bulunan Prof. Dr. Gulam Azam ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. 23 Ekim 2014 tarihinde tutuklu bulunduğu cezaevinde 92 yaşında hayatını kaybetti.
Cemaati İslâmi Partisi liderlerinden Abdülkadir Molla ise aynı mahkeme tarafından 5 Şubat 2013 tarihinde verilen idam kararına istinaden idam edildi. Şehid Abdulkadir Molla’nın “Suçum Allah'tan başkasına kulluk etmemekti. Bize kulluk et, dediler. Ben de "asın" dedim. Ben kesinlikle masumum . İslami harekete mensup olduğum için öldürülüyorum..." Şeklindeki son sözleri gerçeği özetlemektedir.
Şimdi ise Cemaati İslami Partisi Genel Sekreterliği görevini yürütmekte olan Kamaruzzaman'a idam cezası verildi. Oğlu İkbal Hasan, dün hapishane yönetiminin kendilerini son bir kez babalarıyla görüşmeleri için hapishaneye çağırdığını söyledi. Dünya sessiz kalırsa Kamaruzzaman da katledilecek.
Mezkur mahkemenin yargılamasını yerinde izleyen, bütün taraflarla görüşen ve on günlük araştırma sonucunda Uluslararası Hukukçular Birliği kapsamlı bir raporla, mahkemenin yaptığı hak ihlallerini kamu oyuyla paylaşmıştır.
Vicdani ve tarihi sorumluluğumuz gereği, dünya kamuoyunu, insan hakları kuruluşlarını, sivil toplum örgütlerini bu siyasi cinayetleri durdurmaya çağırıyoruz. Yarın çok geç olabilir...
Uluslararası Hukukçular Birliği Başkanı Av. Necati Ceylan