Turgut Özal Konferans Salonunda düzenlenen selamlama ve açılış konuşmasını Murat İslam’ın yaptığı konferansın moderatörlüğünü Ömer Kılıç gerçekleştirdi.
Orta Doğu kavramı üzerinde durarak sözlerine başlayan Ömer Kılıç, bize ait olmayan tanımlamaların kullanılmasında oluşabilecek çelişki ve itirazlara dikkat çekti, İslam coğrafyasında onca yaşanan işgal ve sömürüye rağmen var olan direnişe vurgu yaparak konuşmacılara sözü verdi.
Ortadoğu kavramı ve önemi üzerinde girizgâh ve bu tanımlamanın kullanılması ile ilgili izahat getirerek sözlerine başlayan Taha Kılınç, kendisi “Merkez Coğrafya” olarak ifadelendirse de, “Ortadoğu” kavramını yerine bir alternatifin şuan olmadığını, biz Müslümanların bunun yerine herhangi bir kavramda bulamadığımızı hatırlatarak Ortadoğu ifadesini kullanıldığını söyledi.
Orta Doğu coğrafyası ve sınırları hakkında bilgiler veren ve Kur’an-ı Kerim’de ayetlere de atıfta bulunan Kılınç, bu coğrafyanın bölgede yaşamış peygamber kıssalarından ders ve hikmetlerin çıkarılması gereken bir mekânı ifade ettiğini belirtti.
Müslümanlar olarak yaşadığımız coğrafya ve tarihimizi çok iyi bilmemiz ve tanımamız gerektiğini vurgulayarak sunumuna devam eden Kılınç, savaşlar, göçler, katliamlar halen devam ederken Müslümanlar olarak duygusal hamasetten uzak, mevcut tabloyu iyi analiz edecek bilgi ve birikime sahip olmanın önemine değindi.
İslami camialar ve yapıların gayretlerini atıfta bulunarak, iyi niyetli çabalar olsa da, kısa vadeli projelerin sonuçlarının kayda değer olmadığını; Arapça, İbranice ve İngilizce başta olmak üzere bölge halkların dillerini bilmenin önemine dikkat çekti.
Toplumsal yapıdan habersiz ve dengeleri gözetmeyen analiz ve politikalarla sağlıklı bir sonuç alınamayacağını belirten Kılınç, asli kaynağından öğrenemediğimiz bir takım vakalarla, anlık duygusal refleksler göstermekteyiz. Oysa Müslümanlar olarak Ortadoğu ve İslam Coğrafyasında kalıcı çözümler üretmek için öncelikle bu coğrafyanın tarihini, kültürünü ve her şeyden önemlisi dilini bilmemiz gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.
Medeniyet İlim, İrfan, Fazilet, Merhamet ve Adaleti barındırmalı…
Medeniyet kavramı üzerinde durarak sözlerine başlayan Kenan Alpay, geçmişi günümüzü getiremeyeceğimizi belirterek, ithal ve öykünme ve eskiye rağbet bir medeniyet tasavvuru yerine günümüze ait çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi.
Medeniyet sadece en büyük, en yüksek, en pahalı ve en görkemliyi ifade etmediğini hatırlatan Alpay, mimariden, musikiye, savaştan, cihada tüm alanları kapsayan ve içinde ilim, irfan, fazilet, merhamet ve adaleti barındıran bir tanımlama yaptı.
Toplum ve bireyler İslami ve ahlaki temeller üzerine bir hayat tarzı inşa edilir ve benimsenirse, seküler bir hayat tarzının tutunamayacağını belirten Alpay, muhacir ve ensar dayanışmasına dikkat çekerek, fakir, yoksul ve yetimi gözetecek bir anlayışı hâkim kılmak için mücadele etmemiz gerektiğini belirtti.
Ulusal sınırlarla bir birinden koparılmış Müslümanların varlığını hatırlatan Alpay, yerli ve milli ideoloji ve tanımlamalarla Orta Doğu coğrafyasından politika üretilmesini zorluğuna dikkat çekerek sözlerini tamamladı.