Kahramanmaraş Kudüs Cuması’nda ABD’yi Telin Etti!

​​​​​​​ABD başkanının Kudüs’ü başkent olarak ilan etmesine karşı Ulu Camii önünde Kudüs Cuması’nda toplanan halk buradan kent meydanına yürüyüşün ardından basın açıklaması gerçekleştirdi.

Kahramanmaraş Platformu’nun çağrısı ile bir araya gelen Kudüs sevdalıları Trump’ın açıklamalarını tanımadıklarını ve Kudüs özgür oluncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini haykırdılar.

Basın açıklaması öncesinde söz alan Özgür-Der K.Maraş temsilcisi Celal Kurşun “ Kudüs bizim canımız, kanımızdır! Ne katil ABD ne de Siyonist İsrail ümmet olarak bu zulme rıza göstermeyeceğimizi çok iyi bilmeli. Bugün burada meydanları dolduran bizlerin yarın Kudüs sokaklarında tevhidi haykırmak için geri kalmayacağımızı unutmamalı. Kur’anı elimizden bırakmayacak, hakkı ve sabrı tavsiye etmeye devam edeceğiz. Onurlu Mescid-i Aksa mücadelemizi nesilden nesile aktarmak suretiyle her daim diri tutacağız. Bizler burada uzun soluklu yeni bir intifada hareketinin başladığı bilinciyle elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Cehd ve cihadı hayatımızın kaçınılmaz gerçeği olarak görüp özgür Kudüs’e tevhid bayrakları ile girene dek bize rahat uyku yok! ” dedi.

Platform adına dönem sözcüsü Yusuf Bülbül ve Ak Parti il başkanı Ahmet Özdemir basın açıklamalarını okudu. Ardından Ali Demirdöğen’ nin duası ile özgür Kudüs için eller semaya yükseldi. Program boyunca tekbirler getiren ve sloganlar atan grup, dua sonrası olaysız bir şekilde dağıldı. 

 

Basın Açıklamasının Tam Metni:

KUDÜS FİLİSTİN’İN BAŞKENTİDİR

Bugün burada; ilk kıblemiz Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden ABD'yi kınamak için toplanmadık. Bugün kınama günü değildir, bugün Kudüs için ağıt yakma günü değildir. Bugün Ümmetin 15 Temmuz'udur. Bugün Kudüs için eyleme geçme günüdür. Bizler Sütçü İmam'ın torunları olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Ey Kudüs! Sütçü İmamın, Rıdvan Hocanın torunları olarak sana söz veriyoruz; seninle özgürleşip, seninle dirilinceye kadar senin soluğun ve senin haykırışın olacağız.

ABD'nin bu kararı İsrail’in, bütün Filistin’i işgal etme planının bir parçasıdır. Bu plan yeni değildir. ABD bu kararı 1995'te almıştır. Kudüs’ün Müslümanların elinden çıkmasının 100. yıldönümünde bu karar bilinçli olarak uygulamaya konulmuştur. İsrail Filistin’i işgal sonrasında, işgal topraklarını Suriye ve Türkiye  ekseninde genişletmeyi amaçlamaktadır. Bu planı uygulamak için de ABD ile işbirliği yapmaktadır. ABD İsrail’le birlikte işgalin tarafı olduğunu açıkça ilan etmiştir. Ancak İsrail’in Kudüs’ü ilhak karar nasıl hiçbir zaman kabul görmemişse, ABD'nin bu kararı da aynı şekilde vicdan, hukuk ve tarih önünde hükümsüzdür. Bu kararı asla tanımıyoruz.

İsrail’in varlık sebebi işgaldir. İsrail’in işgali ulusal ve uluslararası hukukta onaylanmış değildir, onaylanması mümkün de değildir. Kudüs’ün statüsü konusunda BM'nin kararları nettir. 1967 sınırları sonrasında yapılan ve yapılacak bütün işgaller, yerleşkeler, utanç duvarları illegal olarak tescillenmiştir. Ancak ABD uluslararası hukukun ve sistemin kararlarına karşı koymakta, tüm dünyaya meydan okumaktadır. Şimdi önümüzde iki seçenek var: Ya dünyadaki tüm devletler kendi hukukunu uygulayacak ve dünyaya kaos hakim olacak ya da BM başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmalar ABD ve İsrail’in hukuka uymasının gereğini yapacak. Bu da BM Genel Kurulunun FİLİSTİN özel gündemi ile toplanması ve caydırıcı kararlar alıp uygulaması ile sağlanabilir. Cılız da olsa dünya liderlerinden gelen tepkiler ümit vericidir. Herkes için barış, ancak İsrail işgali sona erdiğinde ve Filistinliler kendi yurtlarında özgür olabildiğinde mümkün olacaktır.

İslam Dünyası da Filistin'e ve Filistin’in Başkenti Kudüs’e sahip çıkmalı; siyasi, ekonomik, hukuki her türlü desteği sağlamalıdır. İsrail ve İsrail destekçisi tüm ülkelere siyasi, ticari, ekonomik her türlü boykot ve ambargo uygulanmalı, İsrail ile siyasi, ticari, diplomatik ve ekonomik ilişkiler kesilmelidir.Bizim şer bildiğimiz şeylerde hayır, hayır bildiğimiz şeylerde şer olabilir. Biz bilemeyiz, ancak Allah bilir. İşte bizim şer olarak gördüğümüz bu karar da, üzerine ölü toprağı serpilen Ümmetin uyanışına ve dirilişine vesile olacak inşallah. İsrail'le ve ABD'yle dost olan Arap ülkeleri belki de kendilerini tekrar sorgulayacaklar. Dünya ülkelerinden gelen tepkilerle ABD ve İsrail dünyada yalnızlaşacak ve Allah'ın izniyle Kudüs özgürlüğüne kavuşacak.

Hz Ömer’lerin, Selahattin Eyyubi’lerin, Yavuz Sultan Selim ve Abdülhamit Han’ların tükendiğini ve bu zulmün payidar olacağını sananlar er veya geç ne kadar yanıldıklarını anlayacaklardır. Tüm dünya bilsin ki;  her Müslüman genç, yeni bir Selahaddin Eyyubi olmaya adaydır.Nasıl ki, Hz. Ömer’in fethiyle, Selahaddin Eyyubi’den bu yana Kudüs’ü Haçlılara karşı yüz yıllarca  savunduysak;  nasıl ki, Yavuz Sultan Selim Han’ın hilafetiyle Kudüs’ü bütün inançların barış adalarından biri haline getirdiysek; nasıl ki, Abdülhamid Han’ın mücadelesiyle Siyonizmi Filistin ve Kudüs’ten uzak tuttuysak; şimdi de Cumhurbaşkanımız  Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde emperyalizme ve siyonizme karşı aynı şuurla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu konudaki inancımız ve kararlığımız tamdır. Şimdi bu inancı ve kararlılığı fiiliyata dökme vaktidir.

Bugüne kadar onurlu ve azimli bir mücadele ortaya koyan Filistin halkını da buradan selamlıyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bundan sonra da maddi ve manevi olarak yanlarında olduğumuzu ilan ediyoruz. Ama Kudüs davası sadece bir avuç Filistinlinin değil, İslam ümmetinin ve insanlığın davasıdır. Filistin ve Kudüs’ün müdafaası hepimizin mesuliyetidir.

Kudüs; maddi bir mekanın değil, manevi coğrafyamızın ismidir. Sezai Karakoç'un mısralarıyla; "Gökte yapılıp yere indirilen şehirdir Kudüs". Kudüs bitmeyen duamızdır. İstanbul Kudüs’ündür,Kudüs İstanbul’un. Kudüs emanettir bize. Kudüs barışın başkentidir. Kudüs insanlığın vicdanıdır. Kudüs Ümmetin göz bebeğidir. Kudüs Müslümanların kutsalıdır. Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Kudüs bizim namusumuzdur. Kudüs bizim özgürlüğümüzdür. Kudüs özgür değilse dünya tutsaktır. Kudüs düşerse Mekke düşer, Medine düşer, Maraş düşer, İstanbul düşer. Kudüs düşerse hepimiz düşeriz. Biz inanıyoruz ve biliyoruz ki, Kudüs Filistin'in başkentidir ve inşallah hiçbir zaman İsrail’in başkenti olmayacaktır. Sözü İsmail Heniye'nin cümlesiyle bitirelim:  "İsrail diye bir Devlet yok ki başkenti olsun"

Kahrolsun Siyonizm. Yaşasın Özgür Kudüs. Yaşasın başkenti Kudüs olan özgür ve bağımsız Filistin.

Kahramanmaraş Platformu Dönem Sözcüsü

Av. M. Yusuf Bülbül

 

Foto: Yusuf ŞAKAR

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi