TBMM Başkanı İsmail Kahraman, tartışmalara sebep olan "Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır." sözüyle ilgili yazılı açıklamada bulundu ve şunları söyledi:
"Yeni anayasa ile ilgili kişisel şahsi düşüncelerimi ifade ettim. Konuşmamın bütününde 1937 yılında Anayasaya kelime olarak derecelendirilen laikliğin tanımının yeniden yapılmasına vurgu yaptım... Laikliğin farklı inanç gruplarına sağladığı hürriyetlerin mevzuatta yer bulması, devlet ve milleti karşı karşıya getirmeyen bir laikliğin tarifi ve tatbikatı yeni anayasada olmalıdır. Bu kavram (laiklik) siyasi hayatımızda ve yargısal uygulamalarda bireysel ve toplumsal hak ve özgürlükleri sınırlayıcı, yok edici bir araç olarak kullanılmıştır ve ciddi mağduriyetlere yol açmıştır. Bu haksızlıkların en temel sebebi laiklik kavramının tanımının yapılmamış olmasıdır."
Kahraman ne demişti ?
İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği AY-BİR'in düzenlediği Yeni Türkiye Konferansında yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
"Ama Anayasa inanca göre tasnif edildiğinde, bu 82 Anayasası da, 61 Anayasası da dindar anayasalardır. Neden? Resmi tatiller, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı'dır. Din dersleri mecburidir ve inanca dayalı bir yapısı vardır. Yani seküler değildir, dindar anayasadır. Laiklik tarifi de ona göre olmalıdır. Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada üç anayasada laiklik var. Fransa, İrlanda, bir de Türkiye'de var. Tarifi de yok. İsteyen, istediği gibi bunu yorumluyor. Böyle bir şey olmamalıdır. Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım. Dini olarak bahsetmesi lazım."
"Dindar bir anayasa olmalı"
Bazı ülkelerdeki anayasalarda dini ibarelerin bulunduğunu söyleyen ve örnekler gösteren Kahraman, Pazartesi günkü konuşmasında "Peki niye biz Müslüman bir ülke olarak, dinden kendimizi arındırma, geri çekme durumunda olacağız? Niye? İslam İşbirliği Örgütü'ne kayıtlıyız, üyesiyiz, kurucusuyuz. İslam Kalkınma Bankası'nda varız. Bir İslam ülkesiyiz. Nedir yani? Neden? Ladinilik olmamalı yeni anayasada ve dindar bir anayasa olmalı" sözlerini sarf etmişti.