Kâğıthane’de Suriye Halkıyla Dayanışma Gecesi

Sanayi Mahallesinde Davet Derneği tarafından “Suriye Halkıyla Dayanışma Gecesi” düzenlendi.

Eren Azaklı / Haksöz-Haber

Davet Derneği tarafından düzenlenen “Suriye Halkıyla Dayanışma Gecesi” Buruc Suresinin metninin (Hamit Özkırış) ve mealinin (Muharrem Altay) okunmasıyla başladı.

Programın sunuculuğunu yapan Asım Dündar’ın açılış konuşmasının ardından Davet Derneği adına Ahmet YILDIZ selamlama konuşması yaptı.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan KAYA ve Suriyeli muhalif Fevzi ZAKİROĞLU Suriye ve  direnişle ilgili konuşmalar yaptılar. Grup Yürüyüş'ün mini bir konser verdiği program sırasında “Suriyeli kardeşlerimiz” için yemek kermesi de düzenlendi.

İşte konuşmalardan satırbaşları:

Rıdvan KAYA (Özgür-Der Genel Başkanı): Suriye’yi konuşuyoruz ama öncelikle biraz dünyadan bahsedelim. Dünyada insanlık adına yapılan yardımları görüyoruz. Örneğin; buzulların arasında sıkışan balinaları kurtarma çalışmaları yapılıyor veya sokak köpekleri için bir şeyler yapılıyor. Buna benzer örneklere baktığımızda insanlık adına bir şeyler yapılıyormuş gibi duruyor. Ancak insanlık adına bu yardımları yapanlar Suriye’deki insanlar için neden seslerini çıkarmıyorlar? Suriyelinin suçu Müslümanca yaşamak mı? O yüzden mi kimse sesini çıkarmıyor? Bu ilk değil biz bunu daha önce Bosna’da da gördük. Filistin’de, Afganistan’da ve Keşmir’de de durum böyle. Adaletten bahsedenler ise ya işbirlikçiler olarak karşımıza çıkıyorlar ya da sessiz kalıyorlar. Bu çok değişik bir durum değildir. Çünkü kitapta “ Müslüman Müslümanın kardeşidir.”  yazıyor. O yüzden burada sorumluluk bizim. Azalarımızdan birinde hastalık varsa teşhis ve tedavisi bize düşer. Fakat bizlerde bunu tam anlamıyla yerine getiremiyoruz. Örneğin; cenaze namazları kılınıyor koskoca şehirde çok az katılım oluyor. Kardeşinin katledilmesine sesine çıkarmayanlar adına bu vahim bir durumdur. Biz ümmetiz, bizler emperyalistlerin çizdiği sınırları tanımıyoruz. Nerede olursa olsun kardeşlerimiz Müslüman olduğu için zülüm görüyorsa bizim İslami kimliğimizi ortaya koymak zorundayız. Bu imani ve akidevi görevimizdir. Bu direniş ve mücadele bizim mücadelemizdir. Burada biz İbrahim’in ateşine su taşıyan karınca misali safımızı belli etmek zorundayız. Bu noktada kafirlerden  teberri etmek kimliğimizin zorunluluğudur. Çok az güçleriyle Müslümanlar devasa güçler karşısında direniyor. Bunun karşısında sessiz kalabilir miyiz? Güçleri olsa da zalimlerin hükmü çok uzun sürmüyor. Onurlu, izzetli direnişçilerin despotlara ders verdiğini görüyoruz. Bu insanlık açısından ciddi bir örnektir. Bizler onlarla gurur ve onur duyuyoruz. Bu halkın onurlu direnişi karşısında zalim esed rejimi de yıkılacaktır. Tunus’ta Zeynel Abidin yıkıldı. Mübarek’i de gördük. İktidar hesapları yaparken şimdi Allah’ın izniyle hesap veriyor. İsrailli tuğgeneral batılıları uyarıyor; “Suriye’de iktidar değişirse İslam imparatorluğu kurulur.” diyor. Rabbim bize bunu nasip etsin. Rabbim bizlere direnişçilerin yanında olmayı nasip etsin.

Fevzi ZAKİROĞLU: Suriye’deki intifada 1 yıldır eylemlerle devam ediyor. İntifada geçen sene 18 Mart’ta 2 şehid vererek başladı. Dera’daki çocukların Mısır’daki intifadan özenerek duvarlara yazdığı “EşşabYürid, Niskatel nizam(insanlar/halk duzeni devirmek istiyor!)” yazısıyla başladı.1 sene dolmasına rağmen halk ilk günkü gibi direnmeye devam ediyor. Her gün şehid sayıları artıyor. İntifada devam etmekte. Suriye’deki kardeşler baas rejiminin altında kalmayacaklarını canlarını vererek gösteriyor. On binlerce şehid ve yüz binlerce tutuklu var. Humus dışarıdan tanklarla vuruluyor. Her gün şehidler veriliyor. Ancak humusta hala direniş devam etmekte. İntifada barışçıl eylemlerle devam etti. Ancak Ağustos’ta Suriye ordusunan ayrılarak halk tarafına geçti ve Özgür Suriye Ordusu kuruldu. Eylemler halen devam ediyor. Bütün çocuklarını şehid vermeye razı olan anneler tekrar baas rejiminin altına girmek istemiyorlar. Suriye halkı özellikle komşu ülkelerden yardım istiyor. Suriye’de göçler başladı. Suriye’de halk Müslüman kardeşinden yardım bekliyor. Dua bekliyor. Suriye’deki son durum ise Humus şehri neredeyse tamamen boşaltıldı. Baas diktatörlüğü direnişçilerin içinde bulunduğu camiyi vurdu. Suriye halkı eski günlerine dönmek istemiyor. Bir şekilde kardeşlerinde en azından dua yardımı bekliyor. Sizden beklediğimiz en az duadır. Allah razı olsun.

Konuşmaların ardından sahneye çıkan Grup Yürüyüş, ezgileri ile salondakileri hüzünlendirirken, marşları ile de coşturdu.

Program Cavit Çiçekli’nin okuduğu şiir ve Halil Coşgun’un sinevizyon gösterimi ile devam etti. Talip Güler’in duasıyla sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi