Kafkasya'da risk ve tehlikeler tek taraflı değil

''Rusya ve İran eliyle örülen Kafkasya’daki zorlu duvarları aşmak için Türkiye uzun bir zamandır Azerbaycan’ın yanı sıra Gürcistan ve Ukrayna’yla da yakın temaslar kuruyor, önemli bir dizi anlaşmalar imzalıyor. ''

Kaskasya'da hüküm süren Rusya ve İran'ın liderliğine karşılık Azerbaycan ve Ukrayna gibi devletlerle beraber hareket ederek oradaki dengeleri alt üst etme yolunda olan Türkiye'nin Kafkasya'daki konumunu değerlendiren Kenan Alpay, Azerbaycan-Ermenistan savaşında Türkiye'nin gündemini yorumluyor.

Kenan Alpay'ın yazısı:

Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un üç gün önce gerçekleştirdiği Azerbaycan ziyareti sırasında Dağlık Karabağ sorununun çözümü için kurulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu’nu meseleyi çözümsüzlüğe mahkum etmekle suçladı. Meclis Başkanı Şentop, Azerbaycan topraklarındaki Ermenistan işgalini kangrene dönüştürmek ve çözüm konusunda hiçbir irade gösterememekle suçladığı AGİT Minsk Grubu için diplomatik açıdan oldukça ağır bir hüküm cümlesi kurdu: “beyin ölümü gerçekleşmiştir”. Azerbaycan ve Türkiye açısından malumun ilamı olan bu hükmün muhataplarının Amerika, Rusya ve Fransa’dan müteşekkil devletler olması işin ciddiyetini ve ağırlığını da belirginleştiriyor.

“Üçüncü Aktör”e Kim Müdahale Edecek?

Meclis Başkanı Şentop’un Bakü’de Türkiye-Azerbaycan dayanışmasını bir kez daha vurguladığı gün Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan Avrupa Birliği ve NATO temsilcileriyle temaslar kurmak üzere Brüksel’e, Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakayan da Moskova’ya gitmişti. Sarkisyan’ın NATO ve AB temsilcilerinden acil talebi “çatışmaları durdurmak ve ateşkes anlaşmasını yeniden canlandırmak için mümkün olan her şeyi yapmaları”ydı. Sarkisyan’a göre Karabağ krizi bütün bölgeyi ve uluslararası camiayı ilgilendiriyordu. Fakat NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile yaptığı konuşmada Sarkisyan Ermenistan-Azerbaycan savaşında askeri, diplomatik ve siyasi eylemleriyle rol alan çok tehlikeli bir “üçüncü aktör”e yani Türkiye’ye de dikkat çekti. Sarkisyan’ın “İslamcı teröristleri besleyip bölgeye getiren aktör” olarak Türkiye’yi suçlayıp enterne edilmesi için NATO’ya müdahale çağrı yaptığında Genel Sekreter Stoltenberg’in cevabı şuydu: “Karabağ uyuşmazlığında herhangi bir tarafın yanında değiliz.

Peki, neden 30 yıl boyunca Azerbaycan topraklarının bir kısmını işgal altında tutmasına destek verilen Ermenistan bugün ortada kaldı? Sadece NATO ve AB değil Rusya’nın da sergilediği tavırlar Ermenistan’ın gerileyişine, savaş alanında bozguna uğrayışına deva olacak denli kararlı ve güçlü değil. İran’ın bile nefesi kesildi bu süreçte. Azerbaycan-İran sınırının Ermenistan işgalinden tamamen temizlenmesi ve Ermenistan-İran sınırındaki Ağbend sınır kapısının 27 yıl sonra geri alınmasıyla İran’dan gelen karayolu lojistiğinin tamamen önünü kesti. İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin heyecanla telefona sarılıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı araması boşuna değil. Çünkü İran, Rusya namına bir nefes borusu gibi diplomatik, istihbari ve askeri olarak Ermenistan’ı beslerken diğer taraftan İran basını da Türkiye’yle alakalı Amerika, Rusya ve Avrupa basınını aratmayacak kara propaganda metinleri yayınlıyor hala.

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!