6 Ocak 2013 tarihinde yani geçtiğimiz Pazar günü Pakistan’daki İslâmî oluşumların ileri gelenlerinden olan Cemaati İslâmiye’nin eski genel başkanı ve İslâm dünyasının ileri gelen siyasi liderlerinden Kadı Hüseyin Ahmed hayatını kaybetti. Yüce Allah’tan kendisine rahmet ve mağfiret diliyoruz.
Cemaati İslâmiye’nin eski lideri Kadı Hüseyin Ahmed, daha önce bir suikast girişimine maruz kalmış ve kurtulmuştu. Hayatını kaybettiği tarihten üç gün önce de bir kalp krizi sebebiyle ölümden döndüğü haber verilmişti. Ama üç gün sonraki krizde dönemedi ve 74 yaşında kalp yetmezliği sebebiyle dünya hayatına veda etti.
“Şüphesiz biz Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz” (Bakara, 2/156)
“Hanginizin amelinin daha güzel olduğu konusunda sizi denemek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur.” (Mülk, 67/2)
Önce onun ismi hakkında bir düzeltme yapmak istiyorum. Türkiye’deki haber kaynaklarında ismi hep Gazi Hüseyin Ahmed olarak verildi. Fakat doğrusu Kadı Hüseyin Ahmed’dir. Türkçede birçok özel isimde galatı meşhurlar yerleşmiştir. Bu zatın isminde “Gazi” kelimesinin kullanılmasının da bir galatı meşhur haline geldiğini görüyoruz. Sebebi ise harflerin yazılış ve okunuş farklarının bir dilden diğerine aktarılmasına yansımasıdır. Arapçadaki “dat” harfini Pakistanlılar “za” diye okuduklarından, üstadın ismindeki birinci kelimeyi İngiliz dilinde yazarken “Qazi” diye yazıyorlar. Türkçe kaynaklara da Gazi diye aktarılıyor. Oysa kelimenin aslı Türkçede “Kadı” olarak okunur. Anlamları da tamamen farklıdır. Biz daha önce kendisinden söz ettiğimiz daha başka yazılarımızda yaptığımız gibi kelimenin aslına uygun yazılışı tercih ediyoruz.
Üstatla daha önce değişik uluslararası toplantılarda bir araya geldik. Fakat en çok görüşmemiz ve yakın buluşmamız Uluslararası Kudüs Müessesesi’nin yıllık kongreleri münasebetiyle oldu. Bu müessese İslâm dünyasının çok farklı beldelerinden değişik İslâmî oluşumların liderlerini ve ileri gelenlerini bir araya getiren önemli bir çatı görevi gördüğü gibi bana da bu çatı altında o şahsiyetlerle buluşma, tanışma, görüşme fırsatı verdi. Tabii bu rolü icra etmesi kurumdan değil temsil ettiği davadan kaynaklanıyordu. Dolayısıyla Kudüs davasının İslâm dünyasında geniş çerçeveli bir koordinasyon oluşturulmasında önemli rolü olduğunu ve bunun önümüzdeki dönemde çok daha etkin bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bilhassa siyonist işgalin Suriye’deki vahşi katliamların bütün dikkatleri üzerine çekmesinden yararlanarak Kudüs’ün İslâmî kimliğini tamamen değiştirme, buradaki İslâmî mirası yok etme çabalarının oldukça arttığı şu dönemde İslâm dünyasının böyle bir koordinasyona ihtiyacı daha da arttı. Fakat Suriye’deki Baas vahşetinin her gün yüzlerce insanımızı katletmesi sebebiyle bu zulme son verilmesi öncelik arz ediyor. O yüzden Şam’ın kurtuluşu ümit ediyoruz ki Kudüs’ün kurtuluşuna giden yolun da önünü açacaktır.
İslâm nizamını yeniden hayata hâkim kılma mücadelesinin Hint yarımadasındaki en aktif kolunu oluşturan Cemaati İslâmiye, İslâmî hareket önderlerinden Ebu’l-A’la el-Mevdudi’nin kurduğu bir cemaattir. Müslüman Kardeşler’in bir kolu değil, ondan bağımsız bir harekettir. Ama çizgisini büyük ölçüde benimsediğini söyleyebiliriz. Sadece Pakistan’a mahsus bir cemaat değildir. Zaten Mevdudi’nin bu cemaatin temellerini atması Pakistan’ın bağımsız bir devlet olmasından önceye gider. Keşmir, Hindistan ve Bangladeş’te de faaliyetleri var. Fakat buralarda maruz kaldığı zulümlerden dolayı çalışmaları büyük ölçüde kısıtlanıyor.
1938’de Peşaver’de dünyaya gelen Kadı Hüseyin Ahmed üniversite yıllarında bu cemaate katıldı. 1987’den itibaren de cemaatin liderliğine seçildi. 2009 yılına kadar bu görevi sürdürdü. Fakat bu tarihteki seçimlerde cemaatinin büyük oy kaybı ve kendisinin de seçilememesi sebebiyle genel başkanlığı bırakarak cemaat içindeki faaliyetlerine devam etti.
Üstat Kadı Hüseyin Ahmed’in Afganistan’daki Sovyet işgaline karşı Afgan cihadına Pakistan’ın destek vermesinde önemli rolü ve faaliyetleri olmuştur. Keşmir’deki bağımsızlık mücadelesine de sürekli destek verenlerdendi. Filistin ve Kudüs davasının Pakistan kamuoyuna tanıtılması ve bu davaya destek verilmesi amacıyla da önemli çalışmaları oldu. Allah mekânını cennet eylesin.
YENİ AKİT