Kader düşmanları sahnedeki yerlerini aldılar

Mehmed Göktaş, Bartın'daki elim kaza üzerinden Müslümanların kader anlayışını hedef alan yüzeysel bakış açısını değerlendiriyor.

Mehmed Göktaş / Doğruhaber

Kader düşmanları sahnedeki yerlerini aldılar

Ne zaman bir felaket bir afet meydana gelse pusuda bekleyen hazır kıta Kader Düşmanları vardır. Bir de bakmışsınız hemen sahnedeki yerlerini alıvermişler, koro halinde İslam'a, İslam’ın ilkelerine saldırıyorlar.

Bartın'da meydana gelen felaket yüreğimizi yakmıştır. Yavrularının rızkı için herkesten farklı bir şekilde yerin altında çalışan kardeşlerimizden kırktan fazlasının can vermesi gerçekten tahammül edilmesi zor bir olaydır, hayatlarını kaybedenlere bir kere daha Allah’tan rahmet diliyoruz, şehit muamelesi görmeleri için Rabbimize dua ediyoruz, yakınlarına da sabır ve başsağlığı diliyoruz.

O'nun izni olmadan bir tek yaprağın bile düşmeyeceğine inanan Müslümanlar olarak kadere yürekten inanıyoruz.

Fakat sanki biz Kader derken, takdir-i ilahi derken;

“Kapatın bu olayın üstünü, susun konuşmayın artık, bu iş burada bitmiştir” mi diyoruz?

“Boşuna suçlu aramayın, bu bir kaderdir, hiç kimseyi de cezalandırmayın” mı diyoruz?

“Bu felaketin nereden kaynaklandığını araştırmayın, bundan sonrası için tedbir filan almanıza gerek yok, kaderde ne yazılmışsa o gelir” mi diyoruz?

“Bu işi dünyada en iyi yapan ülkeler kimlerse onlardan alınacaklar alınsın” düşüncesine “biz bildiğimizden şaşmayız” mı diyoruz?

Peki, nedir bizim kader inancımıza bunca saldırı?

“Takdiri ilahi, gidenleri artık geri getiremeyiz, filmi başa saramayız, hayatını kaybedenlerin geride bıraktıkları için yapılabilecek ne varsa yapalım ve bundan sonrasını düşünelim” diyoruz vesselam.

Tamam, Allah’a bile imanı olmayanlardan biz kadere inanmalarını beklemiyoruz ve saldırılarını anlıyoruz.

Fakat şu bizim içimizden çıkıp da donkişotvari kadere savaş açanlara ne demeli? Kadere iman diye bir şeyin olmadığını, zulüm ve saltanatlarına boyun eğsinler diye İslam’a Emeviler tarafından sokulduğunu iddia eden beyefendilere bir çift sözümüz var;

Bu Ümmet sizin zannettiğiniz kadar Emevilerin zulüm ve saltanatına boyun eğmemiş topu topu doksan yıl sürmüş, sonunda al aşağı etmiştir. Size gelince beyefendiler! Hatırlıyor musunuz, Kemalist saltanatı yıkmak için yola çıkmıştınız, bu sizin en belirgin özelliğinizdi, hep bunu yazıp konuşmuştunuz. Kemalizm şimdi yüzüncü yılını kutluyor ve sizler hem de en teslimiyetçi bir Kader anlayışıyla Kemalizm’e teslim olmuşsunuz, rahmet okuyorsunuz.

Bu ümmeti Emevilerin dayattığı Kader anlayışına teslim olmakla itham edenler lütfen ayaklarının nereye bastığına, sağında solunda kimlerin olduğuna Aziz İslam’a her saldırışında kimlerin sevindiğine, kimlerin paylaşıp kapıştığını bir bakıversinler.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu