LOKMAN DOĞMUŞ / HAKSÖZ-HABER
Libya Başsavcısı Abdulaziz el Hasadi, Hale Misrati’nin öldürüldüğü iddialarını reddetti ve Misrati’nin yaşadığını söyledi.
Hasadi’nin El Cezire televizyonuna yaptığı açıklamadan sonra Libya internet sitelerinde yayınlanan bir video kaydında Misrati 19 Şubat 2012 günü yaşadığını, kendisine hiçbir kötü muamele yapılmadığını ifade ediyor.
Hale Misrati, Kaddafi döneminde Cemahiriye Televizyonunda spikerlik yaparken ekrana silahla çıkıp Kaddafi muhaliflerine tehditler savurmasıyla ünlenmişti. Kaddafi muhaliflerine hakaret eden Misrati, Trablus’un Kaddafi güçlerinden alınmasından sonra gözaltına alınmıştı. Son günlerde Misrati’in öldürüldüğü ile ilgili haberler yayınlanmıştı.
Kaddafi’nin sıkı destekçilerinden biri olduğu bilinen spiker, hükümetin devrilmesiyle sonuçlanan direniş hareketinin başladığı günlerde televizyon ekranlarından Kaddafi karşıtlarını elindeki silahı sallayarak uyarmış, ‘ya öleceğini ya da öldüreceğini’, kendisi ve diğer çalışanların, televizyon kanalını korumak adına ‘şehit olmaya hazır olduklarını’ ilan etmişti.
***
El Kib, Halkı Birlik Olmaya Çağırdı
Libya Başbakanı Abdurrahim el Kib Cumartesi günü 17 Şubat Devrimi’nin birinci yıldönümü münasebetiyle Libya televizyonlarında yayınlanan konuşmasında çoğulculuk, diyalog ve demokratik esaslar üzerine kurulu çağdaş ve medeni bir hukuk devleti inşa etmek istediklerini vurguladı.
El Kib eski sistemin bir müessese olarak çöktüğünü ancak eski sistemle bağlantılı zihniyeti değiştirmek için daha uzun süre ve daha çok çalışma gerektiğini söyledi. Beş bin savaşçının orduya, on bin savaşçının da içişleri bakanlığına bağlandığını, on bin kişinin ise yurtiçi ve yurtdışında eğitime alındığını ve kayıp ailelerinin yüzde yetmişinden DNA örneklerinin alınması işleminin tamamlandığını söyleyen El Kib eski sisteme bağlı olanların dedikodularına karşı halkı birlik olmaya çağırdı.
Abdurrahim el Kib konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
“Libyalı kardeşlerim! Devrimimizin hatırası çok yücedir. Büyük bir tarihi destanın hatırasıdır. Biz bugün, feda ettiklerimizi, ülkemizin her tarafında akan tertemiz kanları anmak için toplandık. Bu kan aziz vatanımızı, tarihimizin en güzel süreçlerinden birine taşımak için ıstırap verici kalıntılardan temizledi. Bu kanlar ve fedakarlıklar bu halka saygınlığını ve özgürlüğünü iade etti. Halkımızın hak, adalet ve hürriyet için savaşan halkların başında yer almasını sağladı. Bunu kutlamak ve sevinmek bizim hakkımız. Ve bütün bunlarda bizim görevimiz feda edilen tertemiz canlara ve şifa bekleyen yaralılara saygı duymak.
Ey kardeşlerim! Devrimimiz devam ediyor. Adaleti, güvenliği ve özgürlüğü sağlamlaştırmaya çalışıyoruz. Devrimimiz bütün Libyalılar refah ve izzetten yararlanana kadar devam edecektir. Bütün bu değerler yerleşene kadar ve pak şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri hedefler gerçekleşene kadar devam edecektir. Ben inanıyorum ki biz bütün bu hedefleri yardımlaşma, sevgi, kardeşlik, ihlas ve azimli çalışma ile zafiyet bilmeyen bir çalışma ile gerçekleştireceğiz. Kadir olan Allahtan vatanımızı bütün kötülüklerden korumasını ve bu münasebetle bütün hayırları bağışlamasını diliyorum. Allahın selamı üzerinize olsun.
Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber ve lillahil hamd. Yaşasın onurlu özgür Libya. Saygı tertemiz şehitlerimize ve Allah’ın selamı üzerinize olsun.”