Kaddafi Dönemi İşkenceleri İle Yüzleşiliyor

Başkent Trablus'un ele geçirilmesinin ardından Kaddafi yönetiminin işkence odaları ortaya çıktı.

Bülent Şahin Erdeğer / AA

Libya'nın başkenti Trablus'un 2011 Şubat'ında muhalifler tarafından ele geçirilmesinin ardından Kaddafi yönetiminin işkence odaları insan hakları ihlallerinin boyutunu gözler önüne seriyor.

Türkiyeli gazeteci, yazar ve insan hakları aktivistlerinden oluşan 45 kişilik ''Ulustan Ümmet'e Diyalog Heyeti''  Libya'nın başkenti Trablus'ta bulunan eski Ebu Selim cezaevi binasını ziyaret etti. Cezaevinde kalan mahkumların, eşyalarını almadan binayı terk ettikleri gözlemlendi.

Devrik lider Muammer Kaddafi'nin emriyle 29 Haziran 1996'da kurşuna dizilerek katledilen bin 269 mahkumun hatırası, Ebu Selim cezaevinde yaşıyor. Cezaevinin, öldürülen mahkumları ve burada yıllarca hapis yatanları anabilecekleri bir yere dönüştürüldüğünü anlatan binanın güvenlik görevlisi Ebu Ömer, 2011 Şubat'ında gerçekleşen Libya devrimi sırasında özgürlüğüne kavuşan mahkumların kötü anılarını unutmak için cezaevinden hiçbir eşya almadan ayrıldıklarını belirtti.

Kendi kardeşinin de sabah namazında sürekli aynı camiye gittiği için 20 yıl Ebu Selim Cezaevinde tutulduğunu ifade eden Ebu Ömer, mahkumların bina içindeki avlularda kurşuna dizildiklerini ve dış avludaki toplu mezarlara gömüldüklerini anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.

Mahkumların eşyaları insanlık dramını sergiliyor

Cezaevinin iç avlularından birinde terlikler, ölenlerin fotoğrafları, gizlice yazılmış notlar gibi eşyalar cezaevinde yaşanan insan hakları ihlallerinin delili olarak sergileniyor.

Her hücrede en az 10 kişinin kaldığı hapishanede mahkumların yastıklardan yaptıkları toplar, Kur'an-ı Kerimler, kitaplar, kişisel eşyalar, duvarlara yazılan yazılar ve mahkumların yüksek pencerelerden hava almak için bezlerden yaptıkları merdivenler yaşanan insanlık dramının boyutlarını gözler önüne seriyor.

Ebu Ömer, hayatını kaybeden mahkumlar hakkında dönemin yönetiminin ailelere hiçbir bilgi vermediğini, ailelerin yakınlarının yaşadığını zannederek yıllar boyunca cezaevine temiz elbise taşıdığını söylüyor.

İşkence odaları

Güvenlik görevlisi Ebu Ömer'in kapılarını açtığı zeminin 2 kat altındaki işkence odaları ise Ebu Selim'in sadece toplu katliam ile değil işkence ile de anılmasına yol açıyor.

Küçük ve karanlık dehlizlerde terk edilmiş işkence aletleri ve kan lekeleri Kaddafi yönetiminin acımasızlığından geriye kalan kabus günlerini anlatıyor. Ebu Ömer, tavandaki borulardan mahkumların üzerine sodyum klorat, fosfor ve kükürt içeren kibrit suyu püskürtüldüğünü  anlattı.

Libya Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) Trablus Komutanı Halid Şerif ise Trablus'taki Ebu Selim cezaevinin dış bahçesinde toplu mezarın tespit edildiğini açıklamıştı.

Ülke genelinde ve cezaevinde yaşanan katliam ve işkencelerden Kaddafi rejiminin istihbarat başkanı Abdullah es-Senusi sorumlu tutuluyor.

Senusi 2012 Aralık ayında kaçtığı Moritanya'dan Libya'ya iade edilmiş, UGK, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin talebine rağmen Senusi'nin Libya'da yargılanacağını bildirmişti.

Libya Haberleri

Libyalılar belediye meclisi seçimleri için sandık başında
UCM, Libya'da savaş suçlarına karışan 6 Kaniyat milisi hakkındaki tutuklama kararının gizliliğini kaldırdı
Libya'daki Temsilciler Meclisi, üzerinde anlaşmaya varılan Merkez Bankası yönetimini onayladı
Alim, muttaki, savaşçı: Çöl aslanı Ömer Muhtar
Libya'da Güvenlik Düzenlemeleri Yüksek Komitesi kurulması kararı alındı