Son haftalarda vaka ve kaybettiğimiz hasta sayılarındaki yükseliş sürüyor.
Virüsün yayılımını hep birlikte yavaşlatmak mümkün. Derin bir nefes alabilmek için vaka sayısının günlük 100'ün altına inmesi gerekiyor. Bunu başarabilmek için en etkili çözümlerden biri ise, herkesin açık alanlarda maske kullanımına 'doğru şekilde' uyması. Aksi halde maske kullanımına uymamak ve maskeyi yanlış kullanmak, şu an yaşamakta olduğumuz 2. pik noktasını tetikleyen en önemli unsur haline geliyor.
Halkımızın maske kuralına ne kadar bağlı olduğu sorusunun net bir cevabı yok. Bu yüzden AID Uluslararası Doktorlar Derneği olarak bu soruya halkın arasında cevap bulmaya çalıştı.
Uluslararası Doktorlar Derneği AID’ın araştırması:
Ne Yaptık?
Ağustos ayının sonunda, bir hafta boyunca ekibimiz ile İstanbul'un farklı ilçelerinde 10'dan fazla bölgeden geçen binlerce insanların maske kullanımını gözlemledik. Maske kullanımına uyumu ise şu 4 kategori ile sınıflandırdık:
Popüler AVM bölgelerini, Üsküdar, Kadıköy ve Fatih'te bulunan kalabalık alanları, metrobüs giriş güzergahlarını, Gaziosmanpaşa ve Esenyurt'ta belirli bölgeleri ziyaret ettik. 25 Ağustos ile 29 Ağustos arasında tüm bu konumları izleyip, 2 saatlik vardiyalarla yoldan geçen binlerce insanın maske kullanımını inceledik.
Sonuçlarımız, İstanbul'un kalabalık ve çeşitli bölgelerinde yer alan bölgelerle sınırlı olsa da, çalışmamızı halkımızın pandemiye nasıl tepki verdiği sorusuna daha bilimsel bir cevap bulabilmek için akademisyenler tarafından yapılan araştırmalara göre modelledik.
İşte sonuçlar:
İnceleme esnasında hiç maske kullanmamanın yanı sıra, maskenin yanlış kullanıldığını gözlemledik. Bu da ne yazık ki hiç maske kullanmamak ile eşdeğer. Maskeyi bir süreliğine rahatlamak için burna veya ağıza kadar indirenlerde bu hareket zamanla alışkanlık haline dönüşebiliyor ve maskeyi boyunda dahi olsa sürekli taşımak, maskenin 'hiç yoktan' kullanıldığı hissini doğurabiliyor. Virüsü hangi ortamda ve hangi anda kapacağımızı gözlemlemek mümkün değil. Bu yüzden her bireyi potansiyel taşıyıcı, her yüzeyi potansiyel bölge olarak görmekte fayda var.
Virüsün bulaşma yollarından birinin, enfekte bireylerin öksürmeleri veya aksırmaları ile ortama saçılan damlacıkların solunması ile olduğunu biliyoruz. Bu solumayı burnumuzdan yapma ihtimali ise, maske yarı takılı halde iken oldukça yüksek.
Her 2 kişiden 1'i hatalı
İncelemenin tamamına baktığımızda, maskeyi doğru kullananların oranı %56.1; yarım/yanlış kullanan, üzerinde taşıyan veya hiç kullanmayanların oranı ise %43.9 olarak karşımıza çıkıyor. Bu oranlar neredeyse her 2 kişiden 1'nin maske kullanımının hatalı olduğunu gösteriyor.
Günlük 100 vakanın altına inebilmemiz için doğru kullanım oranını hızla artırmamız gerekiyor.
Bölge bölge maske kullanımları (Erkek-Kadın)
Araştırma sırasında, kadınların tüm bölgelerde erkeklere nazaran daha sık maske taktığını gözlemledik.
Fatih'te maske kullanımı:
Kadıköy'de maske kullanımı:
Üsküdar'da maske kullanımı:
Esenyurt'ta maske kullanımı:
Gaziosmanpaşa'da maske kullanımı:
Metrobüslerde kullanım yüksek
Kalabalık ortamlarda vatandaşların birbirini maskeyi doğru kullanma noktasında uyardığı ve maske kullanımına uyumun en yüksek olduğu yerlerin metrobüs hatları olduğunu gözlemledik. Metrobüslerde doğru şekilde maske kullanımı %94'ü aşıyor. Gözlem esnasında metrobüslerde 'hiç maske kullanmayan' yolcuya rastlamadık. Ancak metrobüslerde geriye kalan dilim, maskeyi burna indirerek kullanıyor.
Akşam saatlerinde hızlı düşüş
Akşam saatlerinde gezme, market yolculukları gibi kısa yürüyüşlerde; sokaklarda, kapı-dükkan önlerinde maske kullanımı gündüz vaktine göre hızlı bir düşüşe geçiyor. Bunun birçok sebebi olabilir. Biz ise 2 ihtimal üzerinde durduk:
1- Tüm gün maske kullandıktan sonra, günün verdiği yorgunlukla birlikte ufak bir rahatlama isteği.
2- Tanıdık bölgeye dönüş yapıldığında, bölgeye ve insana güven hissinin artması. (Gün boyu tanımadığı insanlarla yolculuk/etkileşim halinde olan bireyler maske kullanımına yarı yarıya (%56.1) da olsa özen gösteriyor)
Açık alanda sosyal mesafe
İnceleme boyunca sosyal mesafe kuralına uyumu da gözlemleme fırsatımız oldu. Maske kullanımı olması gerekenin oldukça altında seyrederken, sosyal mesafeye uyum açık alanda yüksek seviyelerde. Ancak bu noktada toplu taşıma araçları ve kapalı alanları ele aldığımızda ise, sosyal mesafeye uyum oldukça azalıyor.