Kâbe’ye saldıran Ebrehe’ye dost olanlar

Güney Uzun, Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olayların toplumsal ve cinsiyetçi yaklaşımlarını yazısında analiz ediyor.

Boğaziçi üniversitesinde devam eden olayların bir rektör atamasına verilen tepkiden öteye geçtiğini görüyoruz. Bu bize Gezi olaylarını hatırlatıyor. Görünen o ki ağaç bahanesiyle başlayıp iktidar ve devamında inançlı kesimlere toptan bir saldırıya dönüşen Gezi kalkışması gibi bu eylemler de örgütlü toplumsal muhalefet tarafından bulunmaz bir fırsat olarak değerlendiriliyor.

Müslümanların kutsallarına LGBT paçavralarının arkasından saldırmak

Gösteri, toplantı ve basın açıklaması gibi yasal hakları herkes gibi rektör atamasına karşı çıkan öğrencilerin de kullanmasında bir beis yok. Kullandılar da. Ancak, Boğaziçi eylemlerinde LBGT bayraklarının görünür olması ile birlikte işin “rengi” değişmeye başladı. Bu sapık ve sapkın güruh üzerinden sol ve Kemalist örgütler İslam’a, onun değerlerine ve Müslümanlara olan kinlerini bir kez daha kusma fırsatı buldular. Gezi ve sonrası süren tüm eylemlerde sol ve bu sapkınlar İslam’a ve değerlerine sövmeyi bir marifet olarak anladıklarından aynı tavrı Boğaziçi Üniversitesi’nde sergilemelerine şaşırmadık, bekleneni yaptılar.

Boğaziçi eylemlerini, kitlesel düzlemde rektör atamasına karşı çıkan öğrenciler ve üniversitelerde örgütlü sol yapıların gençlik örgütlenmeleri şeklinde iki kategoride değerlendirebiliriz. Aslında LGBT’lı sapkınların farklı bir yapılanma gibi algılanmaması gerekir. Çünkü bu sapkınların siyasi faaliyette bulanacakları en müsait zemin sol örgütlerdir. Bu tipler aynı anda hem LGBT hem de sol yapılanmaların içinde olabilmektedirler. Birden fazla maskeleri olduğundan yerine göre farklı yüzlerle sahneye çıkabilmektedirler.

Yazının tamamını okumak için bağlantıya tıklayınız...

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!