JİTEM herkese lâzım

Abdurrahman Dilipak

“Yaş 35. Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Gökyüzünün başka rengi de varmış!

Geç fark ettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, insan bu yaşa gelince anlarmış.”

Zamanla nasıl da değişiyor insan, değil mi?

Cahit Sıtkı Tarancı bunu mısralarında anlatır..

Keşke akledebilseydik.. Hani derler ya, gençler akledebilse, yaşlılar yapabilseydi..

Bir haber okudum da, PKK kendi JİTEM’ini kuruyormuş..

Bir kere o yola girmeye görün. Sen gidersin, yol gider, sonunda “sen kaybetmişsen yolunu, yolların günahı ne”.

Bir yola girersin ve o yol seni oraya götürür..

Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir.

Başlangıçta her şey tozpembedir. İyi niyetler, güzel hayaller vardır. Sonra hayatın öteki yüzünü tanımaya başlar insan.. Öyle bir noktaya gelirsiniz ki, artık geri dönüş imkanınız yoktur. Siz yok etmek istediğiniz bir düzenin parçası olmuşsunuz.. Hayallerin yerini acı gerçekler almış. Maskeler indirilmiştir..

28 Şubat’ı hatırlayın. Sizden mutlak itaat bekleyen, sizi musalla taşında meyyite dönüştürmek isteyen şeyhiniz, şeytana dönüşmüş bir bakmışsınız.. O ne ilk ve ne de son gerçekti aslında. İffet timsali ablanız meğer bir fahişeymiş!..

“Kahrolsun İsrail” diye en gür sesi ile slogan atan birileri MOSSAD ajanı imiş meğerse..

Siyaset dünyası, Media dünyası konkav ve konveks aynalarla doludur.. Kahramanlar hain, hainler kahraman ilan edilmiştir. Çevrenizde bir sürü melek maskeli şeytan.. Medya da şeytan ilan edilen melekler..

Hacı-hoca, laik İslamcı, sağcı-solcu fark etmez, eğer haram para kazanıyorsanız, iktidar tutkunuz size gayeye giden her yolu meşrulaştırıyorsa, sizin de Mafianız olacaktır, çeteniz de.. JİTEM de kurarsınız, Ergenekoncu da olursunuz..

Bunlar, bu işi yapanların çok kötü oldukları için değil, aslında bu işin raconu böyle olduğu için o yapının içinde yer almışlardır..

Ergenekonun içinde namazlılar yok mu sanıyorsunuz.

Hep diyorum ya, orada şeyh de var, fahişe de.

İhtiraslarınızın kurbanı olursanız, şeytan burnunuza bir halka takıp sizi onların vadisine sürükler.

Nefsinin heva ve heveslerinin peşinden koşanların, servet, güç, iktidar, makam konusunda ihtiraslı davrananların varacağı yer orasıdır.. Eğer içinizde control edemediğiniz bir ilahlık ve rablik duygusu varsa, insanların sizin gibi inanması ve sizin gibi düşünmesini istiyorsanız ve onları kendinize benzemeye ve size iteat etmeye zorluyorsanız siz potansiyel olarak böyle bir risk taşıyorsunuz demektir..

PKK’nın JİTEM’i yeni oluşmamıştır..

Haram kazanıyor ve gizli ittifaklar içine girerek kamu kaynaklarını kendinize kanalize etmek istiyorsanız, sermaye, siyaset, bürokrat bir araya gelecektir.. Sonra bir gazeteci alırsınız yanınıza.. Köpekli köyün sokaklarında sopasız dolaşılmaz, siz elinize önce sopa, sonra silah alırsınız. Sonra maşa varken elinizi ateşe uzatmamak, iti ite kırdırmak için adam tutarsınız ve derken, ondan sonrası zaten kolay. Yokuş aşağı koşar gibi gidersiniz..

Eski dostlarınızdan, akrabalarınızdan uzaklaşmışsanız, dini görevlerinizi ihmal etmeye başlamışsanız siz yoldan çıkmaya başlamışsınız demektir.

Önce hayallerini kaybeder insan. Sonra vicdanını. Öfkesi merhametinden, düşmanı dostundan çok olmaya başlar..

Ani karar değişiklikleri, fiskoslar, öfke patlamaları.. Güç ve zenginlik gösterisi.. Konuşurken kesin hüküm belirten cümleler.. Hep başkasını suçlayan ifadeler.. Eleştiriye karşı tahammülsüzlük.

JİTEMvari yapılar hep vardı. Bundan sonra da varolmaya devam edecek.. Onların JİTEM’i biter, bizimkilerin JİTEM’i devam eder. Çünki, sonuçta şeytan aynı şeytan ve kullandıkları araçlar ve yöntemler aynı..

Bana kalırsa, eskisi tasfiye olmadan yeni JİTEM’ler yolda.. Bu kez masada Alevilerden çok Sünniler, laikçilerden çok dindarlar, askerlerden çok sivil kıyafetli insanlar olacak.. Ama, kötülükler kıralı şeytan “1 numara” olarak hep aynı kalacak.

Selâm ve dua ile..

YENİ AKİT