İzzet Allah’a, Resulüne ve müminlere aittir!

Şuayb Mekeç içinden geçtiğimiz günlerin idrakine vardığımızda maruz kaldığımız kuşatmaları da aşma yolunda büyük bir adım atacağımızı ifade ediyor.

İzzet müminlere Rabbimizin bir lütfudur. İzzet önce Allah’a sonra resulüne ve sonra müminlere ait kesintisiz bir üstünlüğü, güçlü olmayı ve itibarı ifade eder. Rabbimize ait saygınlık anlamlarının hepsine birden  “hakiki izzet’’, kişilerin kişisel vehimlerine göre kendilerine vehmettikleri izzete ise “sun‘î izzet” denmiştir (‘İzzet’, DİA).

“(İkiyüzlüler) ‘Medine’ye bir dönelim, o zaman güçlü olan zayıf olanı oradan çıkaracak!’ (dediler), (Oysa) İzzet (itibar ve üstünlük) yalnızca Allah’a, resulüne ve müminlere aittir fakat ikiyüzlüler (bunu) bilmezler! (Münafıkun 8). Bu ayetin esbabı nüzulü olarak şu rivayet aktarılır: ‘’Benî Mustalik seferinde aralarında tartışan Muhacir ve Ensar’dan iki kişinin kendi topluluklarını yardıma çağırması üzerine onların yanına gelen Rasulullah (sav) bu davranışlarını ‘cahiliye geleneğine dönmek’ olarak niteleyerek sert bir şekilde bu şahısları kınıyor. Konuyu, kalbi nifak dolu Abdullah b. Übey işitiyor ve “bunlar (muhacir) bizim beldemizde bize kafa tutuyorlar, Medine’ye varalım, göreceksiniz güçlü olanlar zayıf olanları oradan nasıl çıkaracak!’’ diyerek ortalığı kışkırtmaya çalışıyor. Onun bu sözlerini genç sahabe Zeyd b. Erkam işitiyor ve Rasulullah’a (sav) haber veriyor. Bunun üzerine Ömer (ra), Abdullah’ın derhal boynunun vurulmasını istiyor ama Rasulullah (sav) bunu kabul etmiyor ve Abdullah’ı çağırtıp, “Bana şöyle bir söz ulaştı; bu sözün sahibi sen misin?” diye soruyor. O, ‘Sana kitabı indiren Allah’a yemin ederim ki böyle şeyler söylemedim’ deyince Rasulullah’ın ona müeyyide uygulamayıp sessiz kalması üzerine Zeyd yalancı konumuna düşüyor. Bunun üzerine Allah Teâlâ’nın Münafıkun Suresini inzal etmesi üzerine Allah’ın Nebisi (sav) sevinerek Zeyd’e, ‘Allah seni doğruladı ve tanıklığının hakkını verdi’ diye iltifat ediyor’’ (Münafıkun 8, Tefsir DİA).

Bu çerçeveye göre, kişinin izzet sahibi olup olmadığına toplum veya yakınları karar veremiyorlar; dünyalık makam ve maddi konum da bunda etkili olmuyor...

YAZININ DEVAMI

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu