Özgür-Der (Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği) İzmir Şubesi'nce Konak Meydanı'nda düzenlenen eyleme yaklaşık 750 kişi katıldı.
Öğle namazının ardından Suriyeli şehidlerimiz için gıyabî cenaze namazı kılındı. Hacı Eker tarafından yaptırılan duada, cihad bölgelerindeki direnişçiler ve Ortadoğu'da intifadayı sürdüren halklar için zafer niyazında bulunuldu.
Hamza Akdeniz'in yönettiği eylemde, “Suriye'ye Özgürlük Direnişle Gelecek”, “Katliam, Zulüm, Fesad; Kahrolsun Esad!”, “Diktatörler Yıkılacak, İslamî Direniş Kazanacak”, Katil Esed Hesap Verecek”, “İslâm Ümmeti, Kabul Etmez Zilleti”, “Suriyeli Şehidler Onurumuzdur”, “İzmir'den Hama'ya, Direnişe Bin Selam”, “”Katil Esed, Sonun Mübarek Olsun”, “Yaşasın Suriye Özgür Ordusu”, “Susma Haykır, Direniş Haktır”, “Yallah İrhal Ya Beşşar”, “Eşşa'b Yurid İskatün Nizam”, “Lebbeyk, Lebbeyk, Lebbeyk Ya Allah!” sloganları atıldı, tekbirler getirildi.
Özgür-Der İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Özlem Öz, yaptığı konuşmada, bir yıldır Esed diktasına direnen Suriye halkının zafere ulaşmasının Allah'ın izniyle yakın olduğunu ifade etti. Katledilen insanları stratejik hesaplarla görmezden gelen müslümanlara Allah'tan vicdan ve basiret dileyen Öz, kendilerinden bir haftadır haber alınamayan Adem Özköse ve Hamit Coşkun için bütün mercileri acilen harekete geçmeye çağırdı.
İzmir'deki Suriyelilerin de katıldığı etkinlikte, Türkiye'de yaşayan Suriyeli muhaliflerden Muhammed Salih Ali de bir konuşma yaptı; diktaya direnen Suriye halkına destek çıkan Türk, Kürt, Arap vs. herkese teşekkür etti.
Özgür-Der'den Fazlı İnderin tarafından okunan basın açıklamasında “Şüphesiz, kardeşlerimizin acımasızca katledilmesi, çocuklarımızın hunharca boğazlanması, ırzlarımızın kirletilmesi karşısında harekete geçmesi gereken bizleriz! Bizler “Allahım senden başka kimsemiz yok” diye haykıran Suriyeli kardeşlerimizi ne Baas diktatörlüğünün olmayan insafına, ne de emperyalist güçlerin keyfine terk edemeyiz! Biz Müslümanlar “Rabbimiz, bu zalim güruha karşı bize katından bir yardımcı gönder” diye yalvaran mazlum kardeşlerimize sahip çıkmak için elimizden geleni ortaya koymak ve müminlerle dayanışma sorumluluğumuzu en güzel bir şekilde yerine getirmekle mükellefiz.” ifadelerine yer verildi. Açıklamanın tam metni aşağıdadır.
Özgün-Der, İZYAD, Mazlum-Der İzmir Şubesi, Çağrı-Der tarafından da desteklenen eylemde “Suriye'de Vahşet Sürüyor: Sessiz Kalmak Suç Ortaklığıdır! Katliamı Durdurun”, “Katil Baas Ordusu'na Karşı Yaşasın Suriye Halkının Özgür Ordusu”, “Birinci Yıldönümünde Suriye İntifadası'na Bin Selam”, Zulüm, Katliam, İşkence Karşısında Susmak; Baas Despotizminin Suçuna Ortak Olmaktır”, “Katil Baas Çetesinin Karşısında, Kardeş Suriye Halkının Yanındayız” pankartları açıldı.
Basın Açıklamasını Tam Metni:
BİRİNCİ YILDÖNÜMÜNDE
SURİYE İNTİFADASINA BİN SELAM!
18 Mart 2012
Baas diktatörlüğü altındaki Suriye’de özgürlük ve adalet talebiyle ayağa kalkan halka karşı tam bir yıldır acımasız bir soykırım siyaseti icra ediliyor. Şehirler tanklarla, füzelerle, ağır silahlarla bombalanırken, savunmasız siviller vahşice katlediliyor. Genç erkeklerin boğazları kesiliyor, kadınlar tecavüz edildikten sonra öldürülüyor.
Rejim güçlerince gerçekleştirilen saldırılar neticesinde bugüne kadar yaklaşık 10.000 insanın can verdiği Suriye’de kitlesel tutuklamalar ve kayıplara ek olarak 100.000’den fazla insan işkence ve ölüm korkusuyla ülkelerini terk etmiş durumda. Ürdün, Lübnan ve Türkiye sınırına kaçabilen bu sığınmacılar buralarda türlü zorluklarla hayatlarını sürdürmeye çabalıyorlar. Suriye’de yaşanan insanlık dramını tüm dünya boş gözlerle seyrederken, Baas çetesi her geçen gün katliamın boyutunu artırıyor.
Sormak gerekiyor: Suriye halkı maruz kaldığı bu zulmü hak edecek ne yaptı? Ne suç işledi? Diktatörlüğe karşı çıkmak suç mudur? 40 yılı aşkın bir zamandır açık hava hapishanesine döndürdüğü ülkeyi adeta bir çiftlik gibi yöneten despotik bir hanedana “artık yeter” diyen bir halk ölümü hak etmiş mi oluyor? Ve neden dünya Suriye’de yaşanan bu vahşete, bu insanlık suçuna sessiz?
Açıktır ki, Suriye halkının yaşadığı acılar emperyalist güçlerin umurunda olmadığı gibi, bölge ülkelerinin öncelikleri arasında da yer almıyor. Bu yüzden savunmasız ve çaresiz bir halkın vahşi bir diktatörlük rejimince kıyıma uğratılması boş gözlerle seyrediliyor, bu sistematik zalimlik ve vahşet anlamsız toplantılar ve bu toplantılarda alınan içi boş kararlarla geçiştiriliyor.
Şüphesiz, kardeşlerimizin bu şekilde acımasızca katledilmesi, çocuklarımızın hunharca boğazlanması, ırzlarımızın kirletilmesi karşısında harekete geçmesi gereken bizleriz! Bizler “Allahım senden başka kimsemiz yok” diye haykıran Suriyeli kardeşlerimizi ne Baas diktatörlüğünün olmayan insafına, ne de emperyalist güçlerin keyfine terk edemeyiz! Biz Müslümanlar “Rabbimiz, bu zalim güruha karşı bize katından bir yardımcı gönder” diye yalvaran mazlum kardeşlerimize sahip çıkmak için elimizden geleni ortaya koymak ve Müminlerle dayanışma sorumluluğumuzu en güzel bir şekilde yerine getirmekle mükellefiz.
Tam bir yıldır acımasız bir cinayet şebekesinin vahşiliklerine ve uluslar arası kuruluşların ve güçlerin umursamazlığına Suriye halkı izzetle direniyor. Baas rejiminin ve işbirlikçilerinin işlediği insanlık suçuna karşı tüm insanlığa özgürlük ve adalet için mücadelenin ve Mümin vakarıyla direnişin somut bir örnekliğini sunuyor. Buradan bir kere daha kardeşlerimizin bu güzel örnekliğiyle onur duyduğumuzu haykırıyor, ödedikleri bu ağır bedellere rağmen zaferin Allah’ın izniyle Suriye halkının olacağına inancımızı tekrar ediyoruz. Ve başta Müslümanlar olmak üzere tüm dünya halklarını Suriye’de yaşanan bu insanlık suçlarına karşı tavır almaya ve mazlumlarla dayanışmaya davet ediyoruz.
Özgür-Der İzmir Şubesi