Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan KAYA, Cumartesi günü İzmir'de ÖZGÜN-DER’in İlahiyat Fakültesi kantininde düzenlediği programda “Kur'an'da Şahitlik Kavramı ve Müslümanların Birbirlerine Karşı Sorumluluğu” konulu seminer verdi.
İçinde bulunduğumuz toplumun vahye uzak ve aynı zamanda vahye muhtaç bir toplum olduğunu belirten Rıdvan Kaya, Müslümanların, mücadelesinde birtakım engellerle karşı karşıya kaldığını ifade etti.
“Sistem bir kimlik dayatmaya çalışıyor ve zihinleri şekillendiriyor. Sistemin bu dayatmaları sonucunda liberal, demokrat, laik gibi kavramlarla kendini tanımlamaya ve bizlere benimsetmeye çalışıyor.” diyen Rıdvan Kaya, ulusçuluğun da bir fitne olarak toplumda yer aldığını ve Müslümanları dahi etkilediğini belirtti.
Şahitliğin ümmet olma bilincini kazandırdığını söyleyen Kaya; dinin belirli alanlarda etkili olduğunu, belirli alanlarda da etkili olmadığını ifade etmenin şirk olduğuna vurgu yaptı. Şahitliğin de bunun sorumluluğunu gerektirdiğini ekledi ve Müslümanların bu yanlışa tepki göstererek şahitliğini ortaya koyması gerektiğini ifade etti.
“Müslümanların bütün değerlerini tüketen sisteme olan direnişinde Müslümanların nasıl tavır alacağını ve bu direnişi nasıl gerçekleştireceği konusunda ilk olarak Kur’an-ı Kerim’i rehber edinmek durumundayız.” diyen Kaya, konuşmasının devamında kimsenin buna karşı çıkmayacağını, fakat bunun pratize edilmesinde problem yaşandığını söyledi.
‘ŞARTLARIN BELİRLEDİĞİ DEĞİL, ŞARTLARI BELİRLEYEN İSLAMI İSTİYORUZ’
Kur’an'la olan ilişkimizi gözden geçirmemiz gerektiğini belirten Kaya, Kur’an’ı daha iyi anlamak için daha iyi okumalı, daha iyi yaşamak için de daha iyi anlamak gerektiğine vurgu yaptı.
Rıdvan Kaya, Kur’an’la aramızda bir engelin bulunduğunu ve bu engelleri kaldırmak için bir Müslümanın çok çaba sarf etmesi gerektiğini söyledi. “Şartların belirlediği İslam değil, şartları belirleyen İslam istiyoruz” diyen Kaya, İslam’ı kendimize göre uyduranlardan değil, kendimizi İslam’a göre uyduranlardan olmamız gerektiğini ifade etti.
Müslümanlar yalnız iman ettik demekle kurtulanlardan olmayacağı gibi, sözlerimiz ile pratiğimiz arasında bir problem, sıkıntı, bir ayrım var ise kendimizi gözden geçirmemizin şart olduğunu ortaya koydu.
'KARAMSARLIK MÜSLÜMANA YAKIŞMAZ'
Başarılı olmak istemenin fıtri bir durum olduğunu fakat bizlerin sonuç almakla mükellef olmadığını, yaşamak ile mükellef olduğumuzu söyleyen Kaya; topluma İslam’ı kabul ettirmekle sorumlu olmadığımızı, tebliğ yapmakla sorumlu olduğumuzun altını çizdi.
Müslümanların karamsarlığa düşmemesi gerektiğini, karamsarlığa itecek tavırlardan da sakınmamız gerektiğini söylerken; mücadelemizi gereği gibi yerine getirdiğimizde Allah’ın, yardımını esirgemeyeceğini ifade etti.
Karamsarlığın bir Müslümana yakışmadığını, ümitvar olmanın gerekliliğini ifade eden Kaya, mücadelemizde birlikte hareket etmenin gerekliliğini vurguladı.
Rıdvan KAYA, konuşmasının devamında Âli İmrân 103/104. ayetinden yola çıkarak Allah’ın bizden istediği gibi; hayra çağıran ve marufu emreden, münkerden nehyeden bir topluluk oluşturmamız gerektiğinin altını çizdi.
'ŞAHİTLİK ÜMMET OLARAK YERİNE GETİRİLİR'
Şahitlik görevinin aslen bireysel bir olgu olmadığını, ümmet olarak ifade edildiğini; toplulukla, cemaatle birlikte hareket etmenin bizlerin şiarı olması gerektiğini vurguladı.
Fedakarlık, dayanışma, Allah için sevmek, birbirimizin hatalarını-kusurlarını örtmek gerektiğine ve örnek olarak Peygamberimizin yol gösterici olduğuna işaret etti.
Fetih 29’da geçtiği gibi Müslümanların kendi aralarında merhametli, kafirlere karşı izzetli bir duruş sergilemesi ve Müslümanların kendisini sorgulayan bir tavır içinde olmalarının önemini hatırlattı.
Müslümanların sorumluluk bilinci edinmesinin gerekliliğine işaret ederken, bu konuda oluşacak zaafların birbirimize karşı güven kaybı oluşturacağına dikkatleri çekti.
Eleştiri, Tartışma ve Cedel
Müslümanları ayrılıklarına sebep olabilecek, cedel olarak nitelenebileceğimiz tartışmaların haram olarak belirtildiğini söyleyen Kaya; uyarmak ile cedelleşmenin farklı şeyler olduğunu ifade etti. Eleştiri konusunda ise belirli oranda gerekli olduğunu, fakat ölçülü davranılması gerektiğinin altını çizdi.
Bireyselcilik
Kendi kişiliğimizi davamızın önüne çıkartmanın dünyevileşmeye, hevaya yol açacağını ifade etti.
'KUŞATICI OLMAK ZORUNDAYIZ'
İslami mücadeleyi insanlara taşımayı, mücadele sorumluluğunu aşılamayı ve sistematik bir düşünce kazandırmayı hedeflememiz gerektiğini ifade eden Kaya; “Bir mesaj kaygısı olan her bir oluşum kuşatıcı olmak zorundadır” diyerek kuşatıcılığın belirleyici bir kavram olduğunu söyledi. “Bu durum, yanlış neyse alalım, herkesle her şartta iyi geçinelim demek değil; gayret göstermek, ilgilenmek, belirli noktalarda kendi nefsimizden taviz vermek anlamındadır” diyerek konuya açıklık getirdi.
İyilik Kavramının Yanlış Yorumlanması
“Onlar bollukta ve darlıkta Allah için mallarını harcarlar, öfkelerini yenerler ve insanların kusurlarını bağışlarlar. Hiç kuşkusuz Allah iyilikseverleri sever.” (Âli İmrân 3/134)
Ayetini okuyarak devam ettiği konuşmasında Müslümanların birbirleriyle olan ilişkilerinde affetmenin ve feragat edebilmenin gerekliliğine vurgu yaparken; doğruyu eğip bükmekten sakınmamız ve bu fedakarlığı kendi nefsimizden/hakkımızdan feragat ederek yapmamız gerektiği konusunun altını çizdi.
Rıdvan Kaya son olarak İfk hadisesinden örnek vererek; Hz. Ebubekir’in, Hz. Âîşe’ye atılan iftiraya karıştığı için Mistah'a vermekte olduğu yardımı kesmesi sonrası inen ayete dikkat çekti:
“Aranızdaki erdemli ve varlıklı kimseler yakınlarına, yoksullara ve Allah yolunda yurtlarından göçedenlere yardım etmeyeceklerine yemin etmesinler. Allah sizi affetsin istemez misiniz? Allah affedicidir, merhametlidir.” (En-Nur, 24/22)
Haber: Safa Öztürk (Özgün Yürüyüş)