İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde İdamlar için Gıyabi Cenaze Namazı

Mısır’da yaşanan katliamları protesto etmek ve kardeşlerimize destek olmak amacıyla toplanan İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Müslüman Öğrencileri, cuma namazına gıyabi cenaze namazı kıldılar.

Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüs mescidinin avlusunda cuma namazının ardından toplanan Müslümanlar gıyabi cenaze namazı kılıp ardından dua ettiler.

Aynı zamanda AK Parti eski milletvekili olan Dokuz Eylül Üniversitesi rektörü Fatma Seniha Nükhet HOTAR’ın mescid avlusuna yönlendirdiği özel güvenlik, sivil polis ve çevik kuvvetin imama ve öğrencilere baskı yapması sonucu daha önceden yapılması planlanan basın açıklaması gerçekleştirilememiştir.

MISIR’DA İDAM EDİLEN 9 GENÇ KARDEŞİMİZ İÇİN BASIN AÇIKLAMASI

"Onlar Rabb’lerine iman etmiş genç yiğitlerdi. Biz de onların hidayetlerini arttırdık." (Kehf Suresi 13. Ayet)

Mısır’da 2013 yılında halkın iradesine darbe vurulup Sisi cuntasının başa gelmesi ve Rabia Meydanında darbeye direnen halkın hunharca katledilmesiyle başlayan süreç; cuntanın hukuksuz ve keyfi suçlamalarıyla zulümde her geçen gün yepyeni bir boyut kazanmaktadır. Bu süre zarfında halkın meşru temsilcisi olan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve onun dava arkadaşları hapsedilmiş, haklarında yapılan uydurma suçlamalar sonucu bir kısmı idama mahkum edilmiş, bir kısmı hakkında da ağır cezalar verilmiştir. Biz bugün dünyanın önüne hakikati getiriyor ve ilan ediyoruz ki; Mısır’da gerçekleştirildiği iddia edilen hukuki süreç, son idam kararları ile beraber net bir şekilde adaletin, hakkın ve hukukun ayaklar altına alındığı katliamlara dönüşmüştür. Bu noktada uydurma suçlamalarla hakkında idam kararı verilen 9 genç kardeşimiz darağacına götürülmüş ve şehit edilmiştir.

Darbecilerin talimatlarıyla çalışan cunta mahkemeleri, birer idam makinelerine dönüşmüş durumdadır. Uluslararası toplumun, İslam ülkelerinin ve çeşitli uluslararası hukuk kuruluşlarının ciddi bir tepki vermemesi, arkasına Amerika, İsrail, İngiltere ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin gücünü alan darbecileri daha da azgınlaştırmaktadır. Bu durum, bizlerin kardeş olma ve Ümmet olarak birlik içinde hareket etme sorumluluğumuzu bizlere tekrardan hatırlatmalı ve bütün dünyanın Mısır’da üç maymunu oynadığı bugünlerde Müslüman kardeşlerimizin sesi olma misyonumuzu yeniden kuşattırmalıdır. Bizler biliyoruz ki, bu Ümmet Allah’ın ipine sımsıkı sarılıp dini yalnızca Allah’a has kılarak yaşadıkça daima güçlü olacak ve o zalimlerin tuzakları kendi başlarına dönecektir.

Ey Mısır’daki yöneticiler, yargıçlar, hakimler; bu dava öyle bir dava ki, öyle bir güneş ki, bu güneşi ne Firavun ne Nemrut söndürebildi, siz de söndüremeyeceksiniz, sizin gücünüz de buna yetmeyecektir. Bir hanım kardeşimizin Cunta Mahkemesinde haykırdığı; “Bu gördüğünüz mahkeme bir gün tekrarlanacak ve o gün hepimiz bugünkü şekilde hazır duracağız, sadece güçlü olanla zayıf olanın yerleri değişecek.” sözündeki inanç ve şehit olan evladını görünce, “Ben ondan razıydım, inanıyorum ki Rabb’imde ondan razıdır.” sözünü söyleyen annenin imanıyla hareket eden bu kardeşlerimiz çağdaş Firavunlara galebe çalacak, Mısır’daki özgürlük ve islam mücadelesi zaferle sonuçlanacaktır. Allah bizimle beraberdir ve Ümmetin tekrar yüzünün güleceği günler elbet gelecektir.

“Ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum” diyen aziz şehidimizin hatıratına yenileri eklenmeden mazlumlar için en gür sedamızla ses verelim. Ta ki, sahiden yaşıyor olduğumuzun kanıtı olsun. İzmir'deki kardeşlerden Akidesi için adananlara selam olsun.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi