İyice hipotetik bir yazı

Hakan Albayrak

“Bu çılgınlığa bir son verelim” sözünü Rusya'dan önce Güney Osetya ve Abhazya'ya söylemeliydi Saakaşvili. “Oturalım, konuşalım, bir orta yol bulalım. Zira bu gidişle hem Gürcüler hem de Abhazlar ve Osetler mütemadiyen kaybedecek, kazanan hep Rusya olacak” demeliydi. Geç olsun güç olmasın; bari şimdi desin.

Demezse ne mi olur?

Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlık rüyalarına son vermeyi umarken Gürcistan'ın bağımsızlığını (Rusya'dan bağımsızlığını) sona erdiren basiretsiz ve ferasetsiz lider olarak tarihe geçebilir.

Halkına verdiği sözleri tutamadı… Ekonomik sıkıntıları gideremediği gibi, bu başarısızlığın üstünü örten milliyetçi politikalarında da çuvalladı… Gürcistan'ı felakete sürükledi… Halk, fitilinin ateşlenmesini bekleyen dinamit gibi patlamaya hazır olsa gerek. Saakaşvili'nin bir 'Kontra Kadife Devrim'le devrilmeyeceği ve yerine Rusya yanlısı bir liderin gelmeyeceği ne malum?

Sırtını ABD'ye dayayarak kahraman olamayacağını anladığını umduğumuz Saakaşvili, bu krizi Güney Osetya ve Abhazya yönetimlerini dışlayıp sadece Rusya yönetimi ile müzakere ederek çözemeyeceğini de anlamalı. Rusya bugün 'tamam' der, yarın 'devam' der. Verdiği sözü asla tutmaz. Kalıcı çözüm için tek yol Abhaz ve Osetlerle anlaşmak.

Abhazya'daki mevcut yönetimin -önceki Ardzınba yönetiminden farklı olarak- Rusya ile arasına mesafe koymaya çalıştığı biliniyor. Saakaşvili'nin aklı varsa bu fırsatı değerlendirip Abhaz yönetimi ile makul bir zeminde buluşmaya çalışır. Genişletilmiş özerklik teklifinde bulunabilir mesela. O olmazsa federasyon seçeneği üzerinde durabilir. O da olmazsa, Abhazya'nın 'Rusya lehine bağımsızlığı' yerine 'Gürcistan lehine bağımsızlığı'nı temin etmenin yollarını arayabilir, konfederatif bir birliğin izini sürebilir.

Son yıllarda içine düştüğü derin iktisadi buhran yüzünden Gürcistan'la restleşme azmini büyük ölçüde kaybetmiş olan ve bunun üstüne bir de savaşın ağır faturasıyla karşı karşıya kalan Güney Osetya ahalisinin huzur ve refah özlemi de bir orta yolun bulunabileceği ihtimaline işaret ediyor. Yeter ki aransın.

Ya yanılıyorsak? Ya faşist Saakaşvili bağrına taş basıp makul tekliflerde bulunacak olsa bile Güney Osetya ve Abhazya'nın bu teklifleri kabul etme ihtimali bulunmuyorsa? Ne olur o zaman? Mesela şu olur: Bir gün şartlar öyle bir değişir ki, Ruslar Abhazya ve Güney Osetya'yı Gürcistan'a satıp giderler. Abhazlar ve Osetler de kaçırdıkları fırsatlara yanarlar.

İyice hipotetik bir yazı oldu, değil mi?

Yeni Şafak gazetesi