İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı ve İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray, Türkiye’deki Korona virüsü salgınına neden olan virüsün Suudi Arabistan kaynaklı olduğunu iddia etti.
Uğur Dündar’ın TELE1’de yayınlanan "Demokrasi Arenası" programına konuk olan Doktor Aytun Çıray, Türkiye’deki Covid-19 salgınıyla ilgili bayatlaşmış söylemlerde bulundu.
Çıray, “Elimde görüntüler de var Türkiye’deki virüsün karakteri, gen haritası Suudi Arabistan’daki virüsün gen haritası. Yani umre meselesinin bedelini ödüyoruz” dedi.
Öte yandan Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, bugünkü yazısında Dr. Aytun Çıray’ın çıkışını konu edinen bir yazı kaleme aldı.
Ali Karahasanoğlu'nun bahse konu yazısını (11 Mayıs 2020) ilginize sunuyoruz:
Salgının Faturasını Umrecilere Çıkaran Ülkücü/Türkücü!
Diyor ki, parti parti gezip, en sonunda milliyetçi geçinen partide karar kılan Dr. Aytun Çıray..
Karar kıldığını da bilmiyoruz ya..
Belki yarın ordan da bir başka partiye kaçar.. Şimdilik bulunduğu İyi Parti’nin genel başkan yardımcısı olduğunu belirtelim..
Milliyetçi partide siyaset yapıp, aşırı sol propaganda yapan televizyonda konuşmanın tılsımını merak ettiğimizi hatırlatıp, dediğini aktaralım:
“Bu virüsün.. Bu korona 19, covid 19 virüsünün. Covid 19 hastalığını yapan SARS virüsünün gen haritalarının gönderildiği bir monitör var.. Bütün dünya buna bu bilgileri gönderiyor. Buradaki amaç virüsün yapısı değişiyor mu değişmiyor mu incelemek, hem de o virüs hangi ülkeye nereden gelerek hastalık bulaştırmış ve sayıları yükseğe ulaştırmış onu belirlemeye çalışıyor. Türkiye’deki virüsün gen haritası Suudi Arabistan’daki virüsünün gen haritasına uygun. Biz, umre meselesinin bedelini ödüyoruz..”
Eee.
Adalet Partisi’nden siyasete girip.. DYP’den aday olup.
ANAP ile devam edip.
Sonra Demokrat Parti’ye geçip.
Haydi bunlar “ikiz kardeş”tiler diyelim..
Bunlardan sonra ise CHP’ye transfer olan.. Ordan da tam ters çizgiye geçip, İyi Parti’den milletvekili olan Aytun çıray, bu kadar parti değiştirmenin baş dönmesi sayesinde olsa gerek..
Türkiye’deki koronavirüs salgınının müsebbibinin Suudi Arabistan olduğunu açıklıyor.
Açıklarken de..
Bu ülkede solak partilerin iktidar olduğu dönemden fırsatla da olsa, Sağlık Bakanlığı müsteşarlığı yapmış olmasına rağmen..
Ne virüsün adını, ne de hastalığın adını tam söyleyemediği açığa çıkıyor..
“Bu virüsün..”
“Bu korona 19”
“Covid 19 virüsünün.”
“Covid 19 hastalığını yapan Sars virüsünün”.
Sağlık Bakanlığı müsteşarlığı yapmış doktorumuzun yaptığı tanımlamalar arasında, “bu virüsün” ifadesi genel bir başlık olduğu için doğru sayabilirsiniz..
Ama..
“Korona 19” diye bir şey yok..
“Covid 19 hastalığı” var da..
“Covid 19 virüsü” kullanımı doğru değil...
“Covid 19” tartışılırken “SARS virüsü” ifadesinin kullanımı ise..
İşin tam tüy dikme noktası..
“SARS’ın yeni modeli” diyebilirsiniz de..
2002’deki Sars ile Covid 19’u birbirine karıştırmak, atılan çamurun büyüklüğünün heyecanından olsa gerek, tam karıştırma olmuş..
Biraz teknik ağırlıklı anlatım oldu..
Ne yaparsınız, adam doktor unvanı ile çıkmış.. Kesin tespit yapıyor:
“Koronavirüs umrecilerin işi!”
Dolayısı ile bu kadar iddialı bir söylemin arkasında, bir bilim insanı mı var, yoksa bir cümlede 10 yanlış yapan, 20 yıllık siyaset hayatında 6 tane parti değiştiren bir kafa mı var, aktarmak zorundayız..
Şunu da hatırlatmış olayım..
“Koronavirüs, umrecilerin işi” derken..
Yanlış anlamayın..
Arabistan yönetimini kasdetmiyor..
Ona ağzını açamaz..
ABD’nin uşağı bir yönetime, Aytun ne desin. Ne diyebilir ki, desin.
Onun sözü, bizim dindarlara.
Umrecilere..
“Umre meselesinin bedelini ödüyoruz” derken, Arabistan yönetiminin almadığı tedbirlere tek itirazı yok..
İnancı gereği dini vazife duygusu ile umre yapmış insanlarımıza suç atıyor..
Peki gerçek öyle mi?
Hayır..
Sağlık Bakanı üç hafta önce açıklamıştı..
“Umreden gelenlerle, Avrupa’dan gelenler arasındaki test sonuçlarında oranlar benzer” demişti..
Yani umreden gelen her 10 kişiden birisinde virüs var ise.
Aynı şekilde, Avrupa’dan gelen her 10 kişiden birisinde de virüs tespit edilmiş.
Ama Sağlık Bakanımızın nezaketen ayrıntısına girmediği, eski CHP’li yeni İP’li milletvekilinin görmek istemediği bilgi şu ki, umreden gelen sayısı 40 bin ise.. Avrupa’dan gelen sayısı 1 milyon..
Yani umreden gelen 1 vaka var ise, Avrupa’dan gelen 25 vaka var..
Amerika, Kanada, Çin, Rusya ve diğer yabancı ülkelerden gelenler de işin cabası..
Onları da dikkate aldığımızda, Türkiye’deki 50 vakanın, ancak bir tanesi umre kaynaklı..
Buna rağmen..
Parti değiştirmeyi siyaset sanan doktorumuz, “50 vaka”yı, haydi bakanın açıklaması ile sınırlı kalalım.. “25 vaka”yı görmezden geliyor, “1 vaka” üzerinden suçu umrecilere atıyor..
Partisi de, bu adama sormuyor: “Dindar insanları suçlamaktan vazgeçmeyeceksen, CHP’den ayrılıp, İyi Parti’ye niye geldin ki.”
Sormuyorlar “CHP beni kovmadıkça, partimden ayrılmam” deyip, ölümüne sadık kalacağını iddia ettiği CHP’ye ihanet edip, İyi Parti’ye geçen bu milletvekiline:
“Yarın bize de ihanet edip, bir başka partiye geçer misin? Geçersen, umrecilere yaptığın düşmanlığın faturası, bize mi kalacak?”