HAKSÖZ HABER
Türkiye’de yıllardır üniversite yönetimlerinin ve akademik kadroların, Kemalist ve sol güruhun vesayeti altında olduğu, kampüslerinse sol-sosyalist çetelerin çiftliğine dönüştüğü aşikardır. Son yıllarda üniversitedeki Müslümanlar üzerindeki bu çift yönlü baskının kaldırılması, vesayetin sona erdirilmesi ve kampüslerin bu çetelerden temizlenmesi için çalışacağını umduğumuz yeni rektörlerin pasif, yaranmacı, sığınmacı, korkak tavırlarından dolayı yine Müslümanlara bedel ödetildiğine şahit olmaktayız.
Prof. Dr. Mehmet Karaca’nın rektörü olduğu, bu hafta Müslüman öğrencilere cezalar yağdıran, İTÜ yönetimi; küfürbaz, çirkef çapulcular karşısında suskun, Müslümanlar karşısında ise müstağni tavır içersinde olan kompleksli, pasif ve yaranmacı yönetimlere iyi bir örnek.
İTÜ’de 29 Şubat 2016 tarihinde düzenlenen “28 Şubat’tan Bugüne Türkiye’de Değişim Süreci ve Üniversiteler” başlıklı bir programa sol-sosyalist çetelerin saldırmasıyla başlayan olaylar, Müslüman öğrencilerin saldırıyı kınamak için bildiri dağıtmalarına engel olmak isteyen çetelerin buna itiraz eden bir hanım öğrenciye sözlü ve fiili saldırıda bulunmalarıyla devam etmişti. Buna itiraz eden Müslümanlar bir araya gelmiş, tepkilerini dile getirdikten sonra namaza geçmişlerdi. Geride kalan az sayıdaki Müslüman öğrenciye soda şişeleriyle saldıran solcu çeteler, okul güvenliği ve polis görevini yapmayınca Müslümanlar tarafından püskürtülmüş, ancak çetelere hiçbir fiili müdahalede bulunulmamıştı.
İTÜ’de Haklı Olmanın Cezası 1 Dönem Uzaklaştırma
Bütün bu olaylar esnasında haklı ve mağdur olmalarına rağmen Müslüman öğrencilere geri adım attırmak isteyen İTÜ yönetiminin marifetleri bununla da sınırlı kalmadı. Müslüman öğrencilerden 7’si hakkında disiplin soruşturması başlatıldı. Zaten haklı olduklarını bildikleri için soruşturma sonucunda aklanacaklarını düşünen öğrenciler, disiplin soruşturmasının sonuçlanmasıyla “yaptıklarının karşılığının bir dönem uzaklaştırma” olduğunu öğrendiler.
Nefsi Müdafaada Bulundunuz 1 Dönem Uzaklaştırma Hakkı Kazandınız
İTÜ yönetiminin yaptıkları bununla da bitmiyor. Mezkur olayla ilişkili olarak bir hafta sonra sınava girmek üzere fakültesine doğru tek başına yürüyen Müslüman bir öğrenciye iki solcu saldırmış, kendini müdafaa eden öğrenci hakkında da soruşturma başlatılmıştı. İlgili tebliğ yazısında Müslüman öğrencinin kendini müdafaa ettiği de açıkça belirtilmesine rağmen “kavgaya karışmanız sabit olduğundan” denilerek bir dönemlik uzaklaştırma cezasını hak ettiği belirtildi. Herhalde İTÜ yönetiminin saldırıya uğrayan öğrenciden beklediği saldırıyı sessizce izlemesiymiş.
İTÜ öğrencileri ise haklının ve mağdurun cezalandırıldığı bu süreci, üniversite yönetiminin şirret solcu gruplara şirin gözükmek istemesinin, korkak, sığınmacı, pasif davranmasının sonucu olarak gördüklerini ifade ediyorlar. Daha önce İTÜ’de merkezi bir yerde yapılması beklenen caminin sol-sosyalist çete ve kadroların baskısı sonucunda oldukça uzak bir yerde yapılacağını duyuran rektör, caminin temelini de sessiz sedasız gizlice atmaya çalışmış ancak bunu da becerememiş oldukça zelil bir duruma düşmüştü. Caminin yerine itiraz eden Müslüman öğrenciler de yine İTÜ yönetimi tarafından yaftalanmaya çalışılmıştı.
Bunların yanında üniversitede kulüplerin kurulması, faaliyet yapması, salonların verilmesi vb. işlerle ilgilenen Kültür ve Sanat Birliği’nde vesayetin devam ettiğini belirten İTÜ öğrencileri bariz İslam düşmanı solcu ve Kemalist tiplerin burada yuvalandığını, bu konularda da Müslümanlara sıkıntılar çıkardıklarını ifade ediyorlar. Yönetiminse bunlara karşı sert bir tavır almamasından şikayetçiler.