İstiklâl Marşı mı değiştirilsin, Kemalist Cumhuriyet mi?

İstiklâl Marşı’nın esası Hakk’a tapan millettir. “Bu ezanlar ki şehadetleri dînin temeli” mısraının fikri ile Kemalist Cumhuriyetin lâdinî inkılâplarının uyuşmadığı bilinmesine rağmen neden ikisi bir arada anılmaya ihtiyaç duyar!

Ahmet Doğan İlbey Türkiye Yazarlar Birliğinde yayımlanan yazısında İstiklal Marşı ile Kemalist inkılap anlayışının uyuşmazlıklarına değiniyor. Okurlarımız için iktibas ediyoruz.

Millî Mücadele’de Türk milletinin şahsında bütün Müslümanların kimliğini ifade eden bu mısra, millet değerlerine karşı düşmanca inkılâplar yapan lâdinî Kemalist Cumhuriyet rejimiyle aynı fikri ve gayeyi paylaşmıyor. Bu durumda İstiklâl Marşını mı tutalım, Kemalist Cumhuriyeti mi?

İstiklâl Marşı, Millî Mücadele’de İslâm’ın bayraktarı olduğunu ve vatansız yaşanamayacağını ortaya koyan Türklerin ve bütün ümmetin vasfını anlatır. Ezan ve Hakk’a tapmak; bu mefhumlar Müslümanların fethettiği ve iskân olduğu yer mânasına gelen “vatan” anlayışı mânasına da gelir. Kemalist Cumhuriyetin gayesi ise seküler ve pozitivist ideolojiyle Allah’ın varlığını devlet ve toplum hayatından çeken devlet düzenidir.

İstiklâl Marşı’nda “Hakk” var, Cumhuriyette pozitivizm…

“Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!” ve “Şu ezanlar ki şehadetleri dînin temeli” mısralarında İslâm’ın yürürlükte olduğu vatandan bahsediliyor. Ehli bilir ki “Hak” kavramının iki mânası var. İlki, Allah mânasındadır, devlet ve millet O’nun (c.c) buyruklarına göre şekillenir ve değer kazanır. İkincisi, İslâmî adalet ve hukuk... Kemalist Cumhuriyet devleti laikçi ve pozitivist olduğu için “Hakk” kavramına dayanmaz.

Ezanda geçen “şehadet” “Eşhedü enla ilâhe illallah Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah” mânasına gelmektedir. Cumhuriyetin kurucuları bu ulvî gayeye göre var olan devlet ve millet düzenini “redd-i miras” ettiği gibi, ezanın okunduğu câmileri bir müddet vazifesini yapmaktan cebren alıkoydular.

İstiklâl Marşı Hakk’a tapan milleti, Cumhuriyet lâdinî ulusu…

İstiklâl Marşı İslâm’dan doğan milletin sesidir. Kemalist Cumhuriyet lâdinî ulus toplum yanlısıdır. Aralarında mahiyet farkı var. İstiklâl Marşı ile Atatürkçü Cumhuriyetin “millet” kavramına yükledikleri mâna aynı değil. Kemalist/Atatürkçü güruhun 28 Şubat darbesinde de İstiklâl Marşı’nın fikir ve ruhundan hazzetmediklerini, D. Mehmet Doğan’ın “Câmideki Şair Mehmed Âkif” kitabının “Laik Devlete laik bayrak, laik marş!” başlıklı yazısından (s.160) öğreniyoruz. Hülâsa olarak şunları söylüyor: Laik devlete laik bayrak, laik marş gerek. Son günlerde İstiklâl Marşı’na yapılan saldırıların sonuca ulaşması hâlinde artık o devletin bayrağının ay yıldızlı al bayrak ve marşının kesinlikle İstiklâl Marşı olmaz. Eğer hedef böyle seçilmişse, bu harekâtı yönetenler alternatif bayrak ve alternatif marş da düşünmüş olmalıdırlar.                                                                                                                    

Adı geçen kitaptaki “İstiklâl Marşı’nı bırak, Cumhuriyet Marşı’na bak!” (s.162) başlıklı yazıda da İstiklâl Marşı’ndan Atatürkçü gençlik çıkmayacağını düşünen Atatürkçü yazarların görüşlerindeki çarpıklıklara yer veriliyor: “Atatürk ilkelerine bağlı bireyler yetiştirmek için Cumhuriyetin ruhuna uygun bir marş lâzım. Bu marşın Onuncu Yıl Marşı olabilir…”

İstiklâl Marşı Kemalist Cumhuriyetin ilkelerine terstir

İstiklâl Marşı’nın laikliğe aykırı olması ve İslâmî mesaj taşıması Kemalist güruhun Cumhuriyet ilkelerine ters düşmektedir. İstiklâl Marşı'nda “bayrak” ay yıldız ve hilâl Müslüman Türk milletinin dinî inancıyla bütünleşen bir semboldür. Lâdinî Cumhuriyette ise bayrak dinî bir sembol değil, seküler ve ulus devletin bayrağıdır. Cumhuriyetin kurucularının İslâmî mânası olan ay yıldızlı bayrağı, mavi zemin üzerine bozkurt resmi olan lâ-İslâmî bir bayrakla değiştirmek teşebbüsünde bulunmaları yakın tarihin yüz kızartıcı vak’alarından biridir.

Bu şenî teşebbüs İstiklâl Marşı’ndaki al bayrağa karşı olduklarını gösteriyor. Onuncu Yıl Marşı pozitivist ve laikçi Cumhuriyete son derece münasiptir. Çünkü bu marşın İslâmî ruhla uzaktan yakından bir alâkası yok. Din düşmanlığı ve zorba inkılâplarıyla milletin hâfızasında kötü iz bırakan Kemalist Cumhuriyetin yapıp ettiklerini öven bir marştır bu. “On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan / Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan…” mısralarıyla İslâm’dan uzaklaşmak isteyen güruhun propagandası yapılmaktadır.

İstiklâl Marşı laikliğe aykırıdır diye…

Millî marşımıza karşı yıllardır mahcubuz. Onu kerhen söyleyen Kemalist Cumhuriyetçilerin reddiyeci ve ukala tavırlarından az incinmedik. Okullarda, resmî törenlerde rutin ve sun’î bir gösteriye dönüştürüldüğünü, hemen geçiştirilmesi gereken ruhsuz ve heyecansız bir temsil derekesine düşürüldüğünü kim inkâr edebilir? Meclis’in tasdikinden geçen “2021 İstiklâl Marşı Yılı”, Kemalist olmakla malûl darbeci general, siyasetçi, yazar, akademisyen ve zorba suratlı derin bürokratların dudaklarını büküp “Bu marş çağdaş Türkiye’yi temsil etmiyor ve Atatürkçü ideallerimizi yansıtmıyor…” ifadelerini unutturur mu?

Bundan böyle “İstiklâl Marşı laikliğe aykırı, İstiklâl Marşı’nı bırak, Cumhuriyet Marşı’na bak!” diyenler çıkacak mıdır? Tek Parti Dönemi’nde Kemalist oligarşinin yaptığı gibi yeni bir İstiklâl Marşı yarışması açmak suçu işlenecek midir? Altı Okçular, yâni Chp’liler İstiklâl Marşı’nın laik ve muasır Cumhuriyete aidiyeti yoktur diyecekler midir bir daha?

Sual şu: İstiklâl Marşı mı değiştirilsin, Kemalist Cumhuriyet mi? Önümüzde iki tercih var: Birincisi, “Hakkıdır Hakk’a tapan millet” diyen İstiklâl Marşı. İkincisi, onun bütün ruh ve fikrine muhalif olan lâdinî Kemalist Cumhuriyet…

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!