“Askeri Casusluk Soruşturması” diye bilinen ve askeriye içindeki inanılmaz hainliklerin araştırıldığı davada, ilk günler neler denmedi ki..
“Kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, casusluk suçlaması yapılması, bunların sonu olacaktır” diyenler mi dersiniz..
“Kahraman ordumuzun mensuplarına yapılan iftiraların hesabını soracağız” tehditleri mi dersiniz.
Askeri Casusluk İddianamesi açıklandı. İddianamenin eklerinde binlerce döküman.
Hani hep deniyor ya: “Askerlerimize iftira ediliyor. Düzenlenmiş belgeler bunlar. Hepsi palavra..”
Akademik titri olan, çok ciddi pozlarında koca koca adamlar anlatıyor ya: “Bu davalar, TSK’yı tasfiye harekatıdır. ABD’nin operasyonudur.. Askerlerimize yapılmış en büyük hakarettir..”
İddianame açıklandıktan sonra, artık vazgeçmişler bu savunmadan. Kimseden duyamıyorum, “Yaşananlar, TSK’yı tasfiye harekatıdır” tespitini!
Bir tanesi çıkıp, dillendiremiyor artık bu savunmayı..
Nasıl dillendirsinler ki..
İddianamede, öylesine kapsamlı belgeler var ki.. Nerdeyse 400 sanık var..
Hani deseniz ki, “Bu iftiraların yüzde biri kadar bir iftira da, siz oluşturun. Şu şu şahıslar için, hayali iddialarla, hayali belgelerle, benzer bir iddianame hazırlayın..”
Emin olun, bunların uydurularak yazılması bile, nerden baksanız 10 yıl sürer..
Ancak gerçek ise; bu kadar ayrıntılı olayları, çelişkisiz bir iddianameye konu edebilirsiniz..
Belgeleri koyarsınız alt alta.. Sadece belgeleri aktararak, hiç zorlanmadan yazarsınız iddianameyi..
Ama iftira edecekseniz..
“Şu fahişe, şu binbaşı ile şu gün” dediğiniz an..
Ardından da “Bu fahişe, bu binbaşı ile şu tarihte” dediğinizde..
Anında çelişkiye düşme ihtimali doğacaktır..
Ya bir binbaşıyı, aynı gün iki fahişe ile ayrı yerlerde..
Ya da bir fahişeyi, iki ayrı askerle, ayrı mekanlarda göstermiş olursunuz..
İftiranız hemencecik çıkar ortaya..
Alın Askeri Casusluk İddianamesi’ni..
Okuyun..
O kadar girift ilişkiler, o kadar ayrıntılı bir şekilde aktarılmış ki..
İftira olacak olsa, yüzlerce çelişki bulmanız, hiç işten bile değil.
Ergenekon’da.. Balyoz’da.. Diğer soruşturmalarda vıdı vıdı konuşanlar, Askeri Casusluk İddianamesi’nde, susuyor zaten..
Susuyor, “Kahraman ordumuz” diye söze başlayanlar..
Ergenekon davalarını, “orduya yönelik bir operasyon” gibi tanıtmaya çalışarak, TSK’nın halk nezdindeki olumlu konumunu istismar edenler, susuyorlar şimdi....
Susuyorlar; çünkü suçüstü oldular..
Diğer iddianameleri, satır satır okumuştuk..
Şimdi de, Askeri Casusluk İddianamesi’ne şöyle bir bakayım dedim..
Emin olun, midem bulandı..
Orta malı kızlar, onunla yatıyor, bununla yatıyor, o üsteğmenle, bu astsubayla..
Rezilane ilişkiler..
“Kahraman ordumuzun mensupları” diyorlar ya..
Bu adamlar, “kahraman ordumuz”un mensupları değil, olsa olsa, “aklı uçkurunda hainler” olabilirler..
Nedir o rezilce ilişkiler?
Son aylarda, sürekli gündeme getiriyorlar: “Şu kadar asker pilotumuz istifa etti..”
Devam ediyorlar: “Neredeyse uçaklarımızı kaldıracak pilotumuz kalmadı..”
Askeri Casusluk İddianamesi’ne baktım..
Önemli bir bölümü, pilot..
Bunlar istifa etmeyecekler de ne yapacaklar?
Onlar istifa etmezlerse, TSK’nın onları atması lazım.
Adam uçağın bilgilerini, üç dakikalığına yattığı fahişeye vermişse.. Bu adamın askerliğinden, pilotluğundan, kaldıracağı uçaktan ülkeye ne hayır gelir?
Aman olmaz olsunlar.
Uçaklarımız kalkmasın.
Havaalanında bırakın, uçaklarımız beklesin..
Biz göğüs göğüse de çarpışırız, düşmanla..
Ama bu aklı uçkurundaki adamlara güvenirsek, değil ülkemizi savunmak, kendi elimizle düşmanlara teslim etmiş oluruz.
Aman, istifa etsin bunlar..
Ayrıntılarını, Murat Alan’ın haberinden okuyacaksınız..
Ama emin olun; yazılanlar iddianamenin çok çok az bir kısmı..
O rezilane ilişkilerin birçoğunu yazmaya, bu gazetenin etik kuralları el vermez..
Gay ilişkiler mi dersiniz.. Porno derecesindeki ahlaksızlıklar mı dersiniz.. İnsanların kendi aileleri ile ilgili özel hayatlarının, üç tane fahişenin elinde rapor olarak tutulması mı dersiniz..
Bence Askeri Casusluk İddianamesi, TSK için bir devrimdir..
“Milliyetçiyim” diyen herkes, oynanan oyunları görmek için, bu iddianameyi okumalı.
YENİ AKİT