İstemezükçülere soru: Bakan yetkili değil miydi?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Darbecilerin Anayasasına eyvallah edip, seçilmişlerin Anayasa değişikliğine itiraz eden “istemezükçüler” ne diyorlar: “HSYK’nın gündemini bile AdaletBakanı belirliyor.

AdaletBakanı’nın istemediği konuyu, HSYK’da konuşmak bile mümkün değildir.”
Profesöründen tutun, yüksek yargıcına, hatta yüksek yargı başkanlarına kadar, hepsi bu itirazı yapıyorlar..
Ama dün biz başka bir uygulamaya şahit oluyoruz..
Hani bunlar eleştiriyorlar ya.. “Yargıçların bağımsızlığı yok. AdaletBakanı istemezse, kurulda herhangi bir konunun tartışılması bile mümkün değil.Böyle yargı bağımsızlığı mı olur” diye..
Bir de bakıyoruz, AdaletBakanı’nın belirlediği gündemin dışında, seçilmiş üyeler gündem maddesi dayatmaya kalkışıyorlar!
Canım beyler..
Hani diyorsunuz ya; “AdaletBakanı, HSYK’nın kurul gündemini belirlemeye tek yetkili kişidir.Bu düzenleme yanlıştır” diye..
Yanlış da olsa, kurala uysanıza..
Niye gündeme korsan maddeler eklemeye kalkışıyorsunuz?
Yürümekte olan soruşturmalarda savcıların yetkilerini alıp, hakimlerin görev yerlerini değiştirmeye kalkışıyorsunuz?
“Hayır, gündeme ekletmek istediğimiz hakim-savcı atamaları değil” demeyiniz..
Erzurum savcılarının yetkilerini, böyle korsan bir gündem maddesi ile almadınız mı? Ergenekon davasına bakan hakimleri de almak istemiş, ama başaramamıştınız...
Sonra da çıkıp, yargı bağımsızlığı diyorsunuz. Nasıl yargı bağımsızlığı istiyorsanız.
Şu an işbaşındaki hakim-savcıları atayanlar sizler..
Dava ve soruşturmalar işinize gelmeyen bir mecrada yürümeye başlayınca, o savcı ve hakimleri bulundukları yerden alıp, başka yerlere göndermek isteyenler, yine sizler!
Böyle mi olur yargı bağımsızlığı.
Boşverin, siz o “Atama değil, ilke kararlarını konuşmak istedik” gerekçesini.
İlke kararları da, büyük ihtimalle, yine aynı amaca hizmet için hazırlanmış taslaklardır.. Mevcut savcıların yanına, birkaç savcı daha.. Mevcut hakimlerin yanına, iş yükü gerekçesi ile birkaç hakim daha.. Oktay Kuban benzeri yani.. Bir hakim tutuklatırsa, diğeri tahliye etsin.. Amaç bu yani..
Öyle değil mi, yüksek yargıçlar?
Buyurun açık ve net olarak konuşalım..
Kurul gündemine sokmak istediğiniz kararları, önce kamuoyuna açıklar mısınız?
Nedir, AdaletBakanı’na dayatmak istediğiniz gündem maddesi?
Olur ya; belki çok gerekli bir konudur.. Biz de öğrenelim..
Ama lütfen, “Hem kurul gündemini AdaletBakanı belirliyor.Bu kural yanlıştır” diye tesbit yapıp, hem de arkasından AdaletBakanı’na gündem maddesi dayatmanızdaki gibi, “hep bize, hep bize” yontması yapmayın.
Kalkıp da, “HSYK görüşmeleri gizlidir.Açıklayamayız” demeyin.
Orada görüşülecek konu, Ahmet’in Mehmet’in disiplin konusu ise, içeriğini açıklamayın.
“Ama yargı için çok önemli ilke kararları almak istiyoruz” diyorsanız, buyurun açıklayın o ilke kararlarını..
Belki bizim de katkımız olur yani!
Kimbilir; belki yazılarınızı yayınlattığınız Cumhuriyet gazetesinin okurlarının da katkıları olur.
Başka Oktay Kuban’lar vardır, onları size aktarırlar belki, bu vesile ile..
Daha düne kadar, “Yargıtay’da 34 üye eksiğimiz var, seçime gidilemediği için dosyalar bekliyor” diyenler, 34 üye atandıktan sonra, Yargıtay’da ne değiştiğini söyleyebilirler mi acaba?
Ne değişmiş Yargıtay’da.. Dün bir okurum aradı. 2 yıl önce kazandığı bir iş davası, Yargıtay’a gitmiş. “Hâlâ netice yok” diyor..
Bir dosya hakkındaki kararı 2 yılda veremeyenler, ne ilke kararı alacaklar ki, yargı sisteminde düzelme olsun, açıklamaları gerekmez mi?..
Artık sistemdeki çarpıklıklar, her şeyiyle günyüzüne çıktı.
Dönüş yok artık, bu çarpıklıkları tamir etmekten..
Oysa insan arzu ediyor ki, yanlışlar birlikte düzeltilsin..
Kimse, “Bizim yetkimiz yok” dediği bir konuda, ertesi günü “Teklif ettik,kabul edilmedi.Böyle şey olmaz” diyerek, çelişkili açıklamalar yapmasın..

VAKİT