İstemezükçü Prof.’ların cehaleti!

Ali İhsan Karahasanoğlu

“İlim; ilim bilmektir / İlim kendini bilmektir / Sen kendini bilmezsin / Bu nice okumaktır.”

Öyle diyor, yüzyılların gerisinden, Yunus Emre.. Tam da bugünkü profesörler için.
Bakın onlardan birisi olan Bahçeşehir Üniversitesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum, dünkü “Anayasa değişiyor, ne getiriyor biliyor musunuz?” panelinde ne demiş...
“Hükümet, Anayasa Mahkemesi’nin üç üyesini seçebiliyor. Cumhurbaşkanı da 7 üyeyi seçti mi, 10 ediyor. Ne yaparsanız yapın, 17 üyeden 10’u çantada keklik, kendi adamı!”
Bu ilim adamının (!) yanına, bir ilim adamı daha koyalım.
O da aynı panelde, benzer şeyler söylüyor çünkü!
367 Sabih’in oğlu olan bu ilim adamımız da, sahibi Amerikalarda, Rusyalarda kaçak yaşayan Bedrettin Dalan’ın Yeditepe Üniversitesi’nde, Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Korkut Kanadoğlu..
O da şöyle demiş, Anayasa değişikliği için: “Mevcut Anayasa Mahkemesi’ni dönüştürüp, belli bir ideoloji doğrultusunda üyelerden oluşmasını sağlamak istiyorlar. Dünyanın hiçbir Anayasa Mahkemesi’nde bir üyenin hukukçu olmaması düşünülemez ama, bu değişiklikle toplam 17 üyeden 11’inin üyeliği için teklif yapılırsa, bunların hukukçu olmaması mümkün olabilecek!”
O zaman haydi, bu ilim adamlarının okumalarının faydasızlığını ortaya koyalım.. Daha “kendi”lerini bile bilmediklerini gösterelim. “Mevcut Anayasa”yı bilmediklerini ispatlayalım..
“Anayasa ne getiriyor” diye anlatıyorlar ya.. Hemen soralım bunlara: “Bugünkü Anayasa’da ne var peki?”
Prof. Batum, hükümet ve Cumhurbaşkanı’nı yanyana koyup, “17 üyeden 10’unu seçecekler” diyor ya.. Bakalım, bugünkü Anayasa’da hükümet ve Cumhurbaşkanı kaç üyeyi seçiyor?
Batum’un toz kondurmadığı, darbecilerin 82 Anayasası’nın 146. maddesi şöyle diyor: “Cumhurbaşkanı, iki asıl .. üyeyi Yargıtay, iki asıl .. üyeyi Danıştay, birer asıl üyeyi Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarınca .... gösterecekleri üçer aday içinden; bir asıl üyeyi ise Yükseköğretim Kurulunun ... göstereceği üç aday arasından; üç asıl .. üyeyi üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından seçer.”
Madde biraz karışık. Biz açalım.. İlim adamları (!) da okuyup öğrensinler..
Yargıtay ve Danıştay’dan gelecek üyelerde dahi, hükümet ve Cumhurbaşkanı’nın dolaylı etkisi olabilir ama, onları geçelim..
Sayıştay üyelerini bugün kim seçiyor? TBMM! O halde, mevcut Anayasa’da da, Sayıştay’dan gelecek üye, zaten Batum’un yeni Anayasa’da eleştirdiği şekilde, hükümet (Hükümet ile TBMM aynı değil ama, onlar aynı diyorlar zaten) ve Cumhurbaşkanı’nın takdiri ile belirleniyor.
Bir üye, YÖK’ün önerdiklerinden seçiliyor.. YÖK üyelerini de zaten Cumhurbaşkanı seçtiğine göre, bu üye de mevcut Anayasa’da; yine Cumhurbaşkanı’nın tek başına seçtiği birisi..
146. maddenin son cümlesinde belirtildiği üzere, üç asil üye de, üst kademe yöneticileri ve avukatlar arasından Cumhurbaşkanı’nca seçiliyor zaten..
O zaman ilim adamları ile birlikte toplayalım..
Sayıştay: 1.. YÖK: 1.. Yüksek bürokrat ve avukatlar: 3.. Ne eder? 5 değil mi?
Bugünkü Anayasa yürürlükte kalsa, 11 üyeden 5’ini, salt olarak hükümet ve Cumhurbaşkanı seçiyor zaten.. Yarın da, 17 üyeden 10’unu seçecekmiş!
Hani mevcut Anayasa’yı bilmesek, “Ama bu kadar da uzun boylu değişiklik olmaz yani” diyeceğiz. Ama gerçekler işte böyle..
Ya 367’nin oğluna ne diyelim.. Onunki tam felaket.. Bugünkü Anayasa’da, hukukçu olmayanların da, Anayasa Mahkemesi üyesi olabileceğini bilmiyor olmalı, bu Anayasa doçenti!..
Biz hatırlatalım kendisine.. Bugünkü Anayasa’da, Sayıştay’dan 1 üye, YÖK’ten 1 üye, yüksek bürokratlardan 2 üyenin hukukçu olmama ihtimali var. Yani 4 üyenin hukukçu olmama ihtimali zaten var! Bir de bunlara, 2 Danıştay üyesini eklersek (bürokrasiden Danıştay’a gelen üyeler seçilirse) eder size 6 üye..
Ne oldu? Bugünkü Anayasa’ya göre de, 11 üyeden 6’sının hukukçu olmama ihtimali ortaya çıktı.. O zaman, “mevcut”u bilmeden, ne diye değişikliğe karşı çıkıyor bunlar?
Hiiiç, maksat, “istemezük” olsun!

VAKİT