AB’ye karşı Asya Bloğu.. Dünya yeniden şekilleniyor.. Sanki yeni bir Tahran Yalta, Postdamın eşiğindeyiz sanki. Türkiye, “düşmanlarla kuşatılmışlık” psikolojisinden çıkıp, sanki “Berlin Duvarını yıkarcasına” “demir dağları eritip”, vizesiz seyahat özgürlüğünün yollarını açıyor. Yeni bir süreç başlıyor.. Son olarak da Pakistan’la vize duvarları yıkıldı..
Peki İslâm dünyasının, Türk dünyasının eli armut mu topluyor!..
Türkiye hem AB içinde yer alabilir hem de İslâm dünyası ile blok oluşturabilir.
AB ülkeleri belli. Asya İttifakının içinde 11 Ülke yer alıyor: Bu şekilde bir yapılanma ile Birlik içinde yer alacak ülkeler şunlar olacak; Japonya, Çin, Hindistan, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zellanda, Endonezya, Tayland, Malezya, Singapur, Vietnam, Filipinler, Burma, Brunei, Kamboçya ve Laos.
ABD herhalde, Amerika Birliğini kuracak.. ve bu durumda dünyada, 4 büyük blok oluşacak..
Tamam! ABD hâlâ lider. Ama bu sene ABD’nin bütçe açığı ne kadar biliyor musunuz? Amerikan borsası ne durumda, ya da ABD Doları.. ABD mallarının pazar payı ne?
ABD için çanlar çalmaya devam ediyor.. Amerika, tarihinin en büyük bütçe açığını verdi. Tamam son zamanlarda birtakım manipülasyonlarla, dolar, altın operasyonu ile trilyonlarca dolar vurgun yaptı ama, doların bu geri dönüşü devam ettiği sürece ve ABD mallarına bu boykot bu şekilde devam ettikçe, ABD’nin ekonomik ve mali dengeleri yeniden kurması zor olacak..
Ekonomik kriz nedeniyle piyasaya yaklaşık 13 trilyon dolar para pompalayan Amerika, tarihinin de en büyük bütçe açığını verdi. Son mali üç yılda, üç kat artan Amerikan mali bütçe açığı, bu sene 1 trilyon 400 milyar olarak açıklandı. 30 Eylül'de sona eren 2009 mali yılı için daha önce 1 trilyon 500 milyar doları geçeceği tahminleri yapılıyordu. Kongre Bütçe Dairesi, verilen açığın, II. Dünya Savaşı sonrasından bu zamana kadar GSYH'ya oranla, Amerikan tarihinde görülmemiş büyüklükte olduğunu dile getirdi.
Kapıda daha büyük krizler bekliyor.. Halkın gelecekten umudunu kaybetmiş olması da en büyük tehlike.. ABD’nin geleceğinden umudunu kesenler, artık yavaş yavaş eve dönüş hazırlığı yapıyorlar..
Uluslararası ticaret ve vadeli işlemlerde doların tamamen devreden çıkması ile ABD ekonomisi, eve dönen dolarların baskısı ile çökebilir..
ABD’nin bugünki liderliği, Asya Birliğinin kurulmasının ardından 2’nciliğe gerileyebilir.. Eğer yeni ittifaklar kuramazsa oradan da 3’üncülüğe geriler..
Burada, Asya İttifakından sonra en şanslı ittifak bölgesi, Türkiye’nin liderliğindeki İslâm İttifakı..
AB bundan sonra Türkiye’yi kaybetmeyi göze alamayacaktır ve Türkiye’yi kendi içinde asimile etmek yerine, Türkiye üzerinden bölge ile daha yakın ve sıcak bir ilişki kurmanın yollarını arayacaktır. Bu da ancak Türkiye’nin inanç, tarih ve kültür değerleri ile barışmasıyla mümkün.. Bu da Türkiye’de Kemalist laikliğin sonu olacak demektir.. Bu süreç, İsrail’i bölgede yalnızlaştıracaktır..
Eğer AB, Türkiye’yi kaybederse, 3. Kümeye düşer.. Bugün batının Türkiye’ye bağımlılığı, Türkiye’nin batıya bağımlılığından fazladır..
Türkiye aslında doğu ile batı arasında bir geçiş noktası olabilir.
Temelleri M.Ö 300-500 yıllarında, Büyük İskender tarafından atılan İpek Yolu’nun yeniden canlandırılması ile dünyada yeni bir düzen kurulabilir. Bu dengenin kilit noktası, Türkiye olacaktır.. Terazinin horozu ve denge noktası Türkiye’dir..
ABD eğer bu süreçte varolmak istiyorsa, İngiltere ve Rusya üzerinden Türkiye ile birlikte hareket etmeye çalışacaktır..
Çok yakın bir gelecekte ABD, Almanya ve Japonya üzerindeki denetimini ve vesâyetini kaybedebilir..
Fransa artık eskisi kadar laik olamayacak.. İsrail için ise, gelinen nokta sonun başlangıcıdır..
Türkiye; Hindistan, Malezya, Endonezya, Filipinler’e kadar uzanan İslâm kuşağı üzerinde daha aktif bir siyaset uygulamak zorundadır..
Dünya barışının geleceği, Türkiye’nin gücüne ve inisiyatifine bağlıdır..
Türkiye’nin kendi içinde çelişkili, sorunlu, zayıf bir ülke olması, başka ülkelerin Türkiye’yi ele geçirme, Türkiye’yi yanına çekme hesapları, bölge ve dünya barışını tehlikeye sokar..
Türkiye, tarihte Anadolu ve Hindistan’da, bölgede, 100 yıl önce 3 kıtada üstlendiği tarihi rolü ve adaletten, barıştan, hürriyetten yana tavrını keskinleştirerek, derinleştirerek asli rolünü yeniden üstlenebilir.
Bu, tarihin Türkiye’ye yüklediği bir görevdir.
Bu iş sadece işadamları ya da politikacıların işi değil. Bilim, sanat, felsefe adamlarının da işidir. STK’ların da işidir.. Komplo teorilerinin peşinde savrularak ya da küçük hesaplarla bu tarihi fırsat heba edilmemelidir.
Ne Ermeni meselesi!.. Ne Kürt sorunu kardeşim.. Ne Alevi açılımı! Ne Ortodoks açılımı kardeşim!..
Türkiye için dünyaya açılma vaktidir.. Bu sorunlar, dünyadaki benzer sorunların çözümü için örnek-model, atölye çalışması olarak görülmelidir..
Adaletten, barıştan, hürriyetten yana, katılımcı, çoğulcu, şeffaf bir yönetim, insan haklarından yana bir hukuk devletinin inşası için seferber olmalıyız..
Büyümek güzel, ama obez olmadan. Genişlemek güzel, ama derinlik kazanmazsanız, sağlam bir zeminde ve sağlam bir omurga üzerinde büyümüyorsanız kırılganlığınız artar.. Genişlerken derinleşmek de gerek.. Ademi merkezileşmek de gerek. Toprakta, Anadolu çimeni ayrık otu gibi, ya da suda olimpik helezonlar gibi.
Böyle bir dünyanın kurucu önderleri arasında yer almak istiyorsanız, Hindistan’la bizim Keşmir’den çok daha önemli meselelerimiz olmalı. Çin’le Sincan’dan daha önemli projeler için masaya oturmalıyız. Bu süreç, bizim örnek çözüm önerilerimizle kardeşlerimizin refah, mutluluk ve hak-hukuklarının, güvenliklerinin teminatı olmalı..
Geçmişin kavgalarını yeniden canlandırmak değil, geleceğin umudu ile el ele tutuşma zamanıdır..
Bu iyimser bir senaryo. Daha birçok tehdit ve risk kapıda bekliyor.. Ama önümüzde tarihi bir fırsat da var. Sonuçta Allah’ın dediği olacak. Unutmayalım ki, Allah, bizi yeryüzünün varisi kılmak, bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister.. Allah, serveti ve iktidarı yeryüzünden ülkeler ve halklar arasında evirir - çevirir..
Göreceksiniz zalimler, “aniden ve beklemedikleri bir yıkılışla yıkılacaklar”. Onlar, okyanus kenarında kumdan evcikler yapan çocuklar gibi.. Onlar, ateş yakacaklar ve Allah, onların ateşinden ışığı alacak ve yaktıkları ateşin dumanında boğulacaklar.. Kurtulmak için kaçarken, korktukları şeye doğru koşacaklar!
Tarihi bir fırsat bizi bekliyor. Irmak yatağını arıyor.. Tabii eğer bu fırsatı kaçırmazsak. Bunun için gerekli bilgi, cesaret ve dayanışmayı gerçekleştirebilirsek.. Umud korkularımızı yenerse!
Selâm ve dua ile..
VAKİT