O artık, “devrim ve değişim” sloganıyla dünyevi iktidarın zirvesine ulaşan ezilmişlerin ve ötekilerin temsilcisinin, ırkçılığa karşı tarihsel zaferin mimarının, Müslüman dünyada adına kurbanlar kesilen siyah liderin “altın çocuğu.” Dünyaya düzen getirecek, adalet getirecek diye bakılan, adeta Mesihleştirilen adamın sağ kolu.
Aile geçmişi, gelişim süreci, ait olduğu çevre, üslendiği sorumluluklar, sırlarla dolu hikayesi, Nazi bağlantıları, yüzlerce Filistinlinin öldürülmesiyle ilgisi, Deir Yasin katliamıyla alakası ve kapkaranlık bir hayat!..
Bazılarına göre bir teröristin oğlu, “vaat edilen toprak” için savaşan örgütün mensubu. Küresel ekonomik krizin en önemli sebebi olarak gösterilen Hedge fon yöneticisi olan ve büyük paralar kazanan adam.
İsrail yanlısı değil, İsrail aşırı sağı mensubu.. Bildiğimiz anlamda bir Zio-faşist. Elinden gelse bütün Ortadoğu'yu düm düz etmek isteyen biri. George Bush'u bile, İsrail'e yeterli destek vermediği için eleştiren adam. Tam anlamıyla ırkçı…
18 yaşına kadar İsrail vatandaşıydı. İsrail pasaportunu gizledi. 1991'deki Körfez Savaşı sırasında İsrail pasaportunu gün yüzüne çıkarıp, “ülkesi” İsrail'i Saddam'ın füzelerinden korumak için askere gitti. Lübnan sınırında görev yaptı.
Ailesi, 1931-40 yıllarında Naziler'le işbirliği yapıp Filistinlilere ve İngilizlere karşı savaşan terörist örgütlere mensuptu. Benahem Begin'e bağlı Irgun çetesinin üyesiydi. Siyasi suikastler yapıyor, BM temsilcilerini öldürüyor, Filistinlileri topraklarından sürmek için köy katliamlarına girişiyorlardı. Bu terörist operasyonlar İsrail devleti ilan edilene kadar devam etti.
İşte “altın adamı”mızın geçmişi, bugün İsrail ordusunun temelini oluşturan bu terörist örgütlere uzanıyor. Amcası bu saldırılar sırasında ölür ve adamımıza amcasının adı verilir.
Babası Benjamin Auerbach'tır. Söz konusu örgütlere silah sağlayan isimlerdendir. Stern çetesi bu örgütlerden en radikalidir ve ailesi bu örgütle bağlantılıdır. İngiltere'nin Filistin'i terk etmesi ve İsrail devletinin kurulması için Nazilerle birlikte hareket ederler. İrgun'un çocukları, aslında Nazi müttefiki Yahudilerdir!
Auerbch soyadı sonradan Emanuel olarak değiştirilir. Adamınızın adı da Rahm yani Rahmim'dir. Rambo bile derlermiş kendisine. Clinton ekibinde yer alan, İsrail ve Ortadoğu ile ilgili her girişimin içinde bulunan kişidir. Babası gibi o da çifte pasaportluydu. Hem İsrailli hem Amerikalı…
Bazılarına göre bugüne kadar Barack Obama'yı yöneten, koruyan, destekleyen, ona yol gösteren kişi olmuştur. Obama'nın Musevi lobi kuruluşlarının en büyüklerinden AIPAC'taki programını da o ayarlamıştır.
Ve Rahm Emanuel, Obama ekibinin başına getirilmiştir. O artık Beyaz Saray'daki en etkin kişidir. Hem Beyaz Saray'ı hem de Obama'yı yönetecek gerçek kişidir. Daha şimdiden İran konusunu tartışmaya açmıştır.
Tıpkı ABD yönetiminde her zaman konumunu koruyan, ABD'den daha fazla İsrail aşırı sağına mensup olan diğer çifte vatandaşlar gibi. Kimler onlar?
Rechard Perle, Paul Wolfowitz, Lawrence Franklin, Douglas Feith, I. Lewis Libby, Eliot Abrams, Marc Grossman, Robert Zoellick, Ari Fleisher, David Frum, John Bolton, Eliot Cohen, Davud Wurmser ve daha niceleri. Hanry Kissinger'ı da ekleyelim.
Hepsi neocon ortağı. Hepsi ırkçı. Hepsi Yeni Amerikan Yüzyılı projesinin mensupları. Hepsi sekiz yıldır İslam dünyasını savaş alanına çeviren ekipten. Hepsi İsrail aşırı sağına mensup. Amerika'dan çok İsrail'i devlet olarak görür. Bu yüzden de ABD'nin sırlarını İsrail'e taşır. Bir çoğu nükleer casusluk olayına karışmış, soruşturmalar atlatmış. Aslında hepsi istihbaratçı. Tabi İsrail adına. Hepsinin, ama hepsinin ortak iki noktası İsrail'e bağlılık ve İslam düşmanlığı. Bu yüzden ABD'nin siyasi gücünü, askeri gücünü kendi düşmanları üzerine salmışlardır.
Rahm Emanuel, aynı misyonu üslendi. ABD'deki Musevilerin yüzde 80'e yakını bu yüzden Obama'ya oy verdi. Onun döneminde ABD'nin, Ortadoğu politikasında hiçbir değişiklik olmayacak. Belki savaş daha da yayılacak. Daha kampanya döneminde yeni ABD Başkanı'na “Pakistan'ı vuracağım” dedirten ne olabilir? Elbette bu ülkenin nükleer gücü. Peki bu kimi rahatsız ediyor? Elbette İsrail'i.
Obama tarihsel bir figür. Başkan Yardımcısı başka biri. Ama bu dönem adından en çok söz ettirecek olan Rahm Emanuel. “Değişim” bu mu?
Barack Obama'nın aslında pek bir yerde yer almayan bir sözünü hatırlıyorum. “Aile geçmişimiz Müslümanlıktan önce Yahudi olabilir.”
Yahudilik veya İsrail değil konumuz. Bu ideolojik kadroların ABD üzerinden dünyaya nasıl bedel ödettikleridir. Bu yüzden bizim için önemlidir. Bu yüzden “Obama kurbanları” kesenler hayal kırıklığına uğrayabilir.
Obama kadar Bu “altın adam”ı da izlemenizi öneriyorum!
YENİ ŞAFAK