İstanbul’da Suriye İntifadasını Selamlama Yürüyüşü

Bugün itibariyle 4 yılı geride bırakan ve 5. Yılına giren Suriye İntifadası, İstanbul’da Fatih Camii’nden Saraçhane’ye yapılan yürüyüş ile selamlandı. Esed rejimi, destekçisi İran ve mezhepçi çeteler telin edildi.

HAKSÖZ-HABER

Özgür-Der’in çağrısı ve organizasyonuyla bugün 14.00’te Fatih Camii’nde toplanan kitle, burada kortej oluşturarak sloganlar eşliğinde Saraçhane Parkı’na yürüdü. Suriye İntifadasının 5. Yılına girmesi dolayısıyla düzenlenen yürüyüşe çok sayıda kişi katıldı.

Katil İran Suriye’den; Katil Suud Mısır’dan Defol!

Yürüyüş boyunca “İzzetli Kıyamın 5. Yılında Suriye Halkına Bin Selam!” “Son Sözü Füzeler, Tanklar, Varil Bombaları Değil, İzzetle Direnen Mücahitler Söyleyecek!” “Ölüme Evet Ama Zillete Asla! Diye Haykıran Suriye Direnişinin Yanında, Baas Çetesinin ve Efendilerinin Karşısındayız!” “Varil Bombaları Sadece Suriyeli Mazlumları Değil, İnsanlığı, Adaleti, Vicdanı Katlediyor!” “Dünya Sussa da Sen Susma!” “Katil Esed’in Varil Bombaları Sadece Suriye Halkını Değil, İnsanlık Vicdanını da Katlediyor!” yazılı pankartlar açıldı. “Zulme Boyun Eğmeyen Suriye Direnişi Onurumuzdur!” “Zalimlerin Karşısında, Direnişin Yanındayız!” “Katil İran Suriye’den, Yemen’den Defol!” “Katil Suud Mısır’dan, Libya’dan Defol!” “Suriyeli Kardeşlerimizi Yalnız Bırakmayacağız!” “Irak’ta ABD-İran İşgaline Hayır!” “Katil Sisi Şehidlerin Kanında Boğulacaksın!” yazılı dövizlerle Baas rejiminin yanı sıra Suriye ve Irak’ta mezhepçi katliamlara soyunan İran, işgalci ABD ve Mısır-Libya’da darbecileri kollayan Suudi Arabistan da protesto edildi.

“Zalimlere Meyledenler Nasıl Hesap Vereceksiniz?”

Sloganlar ve tekbirlerle yürüyen kitlenin Saraçhane’ye varmasının ardından Murat Ayar eylemin sunumunu yaptı ve konuşma yapması için sözü Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya’ya bıraktı.

Rıdvan Kaya, 4 yıldır yaşanan bunca vahşete rağmen hala barbar Esed rejimiyle uzlaşmak gerektiğinden bahsedenlerin utanç içinde olması gerektiğini ifade etti. Halkına aslan olan Beşşar Esed’in kimyasallar konusunda olduğu gibi ABD-Batı karşısında ve hakeza defalarca saldıran İsrail karşısında kedi pozisyonunda olmasına rağmen hala birilerinin anti-emperyalist ve anti-siyonist payesi biçmelerindeki çelişkiye dikkat çeken Kaya, “Zalimlere meyletmeyin sonra ateş size dokunur.” ayetini hatırlattı.

Rıdvan Kaya, konuşmasında Suriye’de yaşanan tablonun net olduğunu belirterek “Zalimler, sömürücüler, tüm dünyanın egemenleri İslami direnişin karşısında, Suriye halkının kıyamını bastırma çabası içerisinde.” dedi. Çok az bir kesim haricinde Suriyeli kardeşlerimizin ne küresel ne de bölgesel güçlerden yardım ummadığını söyleyen Kaya, bu onurlu halka türlü iftiralar atmaktan çekinmeyenleri de kınadı.

“Irak’taki Mezhepçi Şebekelere Destek Olmayın!”

Kaya, konuşmasında Türkiye Hükümetine de seslendi ve Beşşar Esed rejiminden farksız Irak’taki rejime destek mahiyetindeki söylem ve eylemlere son verilmesi çağrısında bulundu. “Ortadoğu’daki intifadalara karşı bugüne dek sürdürdüğünüz adil ve kardeşlikten yana tavrı baskılara boyun eğerek sakatlamayın! ABD’nin ipiyle kuyuya inmeye kalkmayın!” diyen Kaya, Irak’taki mezhepçi politikalara ve arkalarını ABD ve İran’a dayamış katliam şebekelerine dolaylı da olsa destek verilmemesini istedi.

(Rıdvan Kaya'nın konuşmasının tam metni için tıklayınız >>>)

Suriyelilerin faaliyet yürüttüğü Rahman Derneği’nden Azad Mamo, kitleye hitap eden ikinci isim oldu. Arapça gerçekleştirdiği hitapta Mamo, Türkiye halkına ve Türkiye Devleti yetkililerine, Suriyeli mazlumlara verdikleri destekten dolayı teşekkür etti. Suriye halkının direnmeye devam edeceğini ifade etti.

İHH Genel Başkan Yardımcısı Osman Atalay ise Suriye’de yaşanan vahşeti gözler önüne seren bir konuşma yaptı. Dünyada son yirmi yılda, Ruanda ve Bosna Hersek’te olmak üzere, başlıca iki katliam yaşandığını belirten Atalay, üçüncü katliam babında Suriye’nin sayılabileceğini beyan etti. Atalay, hitabında Suriye’nin son dört yılına dair istatistiklere yer verdi. Esas rakamların savaş sona erdikten sonra ortaya çıkacağını söyleyen Atalay’ın Suriye’ye dair verdiği rakamlar şöyle: 210-300 bin ölü, 252 bin tutuklu, 94 bin kayıp/akıbeti belirsiz, milyonlarca iç ve dış muhacir, 33 yerde kimyasal silah kullanımı, 3 milyondan fazla hanenin kullanılamaz hale gelmesi.

Eylemde Grup Yürüyüş solisti Mehmet Ali Aslan katılımcıların eşliğinde Yallah Irhal Ya Beşşar’ı seslendirirken son sözü gazeteci-yazar Adem Özköse söyledi. Özköse, 4 yıldır devam eden mücadeleye destek verenlere teşekkür etti ve meydanlarında özgürlük şarkıları söyleyene kadar Suriye intifadasının yanında yer almaya devam edeceklerini vurguladı. Özköse’nin yaptığı duanın ardından program Suriyeli katılımcıların Arapça slogan ve marşlarıyla son buldu.

Fotoğraflar: Aydın Ünlü / Afgani Türkmen

DİĞER FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ >>>

***

BASIN AÇIKLAMASININ METNİ:

Suriye Halkının Esarete Karşı Özgürlük Savaşı 5.Yılında

15 Mart 2015

Ortadoğu’da despotik rejimlerin tahakkümüne karşı kabaran öfke denizi bundan tam 4 yıl önce Suriye’de de karşılık buldu. Önceleri silahsız-barışçıl eylemlerle Esed rejiminden en doğal haklarına ilişkin taleplerde bulunan Suriye halkı ve gençliğinin talepleri zalimce bastırılmaya çalışıldı. Ve Suriye halkı geçtiğimiz dört yıl boyunca da tarihin gördüğü en vahşi kıyımlardan birine maruz kaldı. Kimyasal silahlar, füzeler, varil bombalarıyla katledildi. Sistematik işkencelerin kurbanı oldu. Hastalık, açlık ve tehcire maruz kaldı. Dünya ise bütün bu olan biteni boş gözlerle seyretti. Sadece seyretmekle kalmayıp, muhaliflerin İslami kimliğinden ötürü, Esed rejimine dolaylı destek de sundu. Bu desteği ne kimyasal silahların kullanımının açık tespiti ne de sistematik işkence fotoğrafları engelleyebildi. 

Suriye vakası dünya sisteminin adaletsizliğine ışık tutmakla birlikte, bizlere bir kere daha Müslümanların yaşadıkları acılar karşısında dünyanın umursamazlığını da göstermiş oldu. Suriye halkı ise bütün bu umarsızlıklar, katliam, tecavüz, zorluk, imkânsızlık ve yalnızlıklara rağmen direnişten vazgeçmedi, zalim rejime asla taviz vermedi. Şartların olumsuzluğunu öne sürenlere inat, onursuz bir uzlaşmaya asla yanaşmadı.

Öte yandan sürecin başından itibaren Suriye devrimini komplo teorileriyle karalamaya çalışıp, emperyal hesapların devrede olduğu iddiasıyla Suriye rejimine dolaylı ya da direkt destek sunanlar, ortaya dökülen tüm çıplak gerçekliklere rağmen tavırlarında hiçbir değişiklik göstermediler. 300 bine yakın insanın katli, binlerce masum çocuğun beton rengine bürünmüş fotoğrafları, Ebu Gureyblere rahmet okuturcasına binlerce Müslüman kadına yönelik sistematik işkence ve tecavüz onları ikna etmeye yetmedi. İddialarından bir adım geri atmadılar, sarf ettikleri sözler için bugüne dek hiçbir utanç belirtisi göstermediler.

Bırakın utanç ya da pişmanlığı, sırf tarafgir duygular ve mezhebî taassuplarından ötürü insanları aldatılmışlık, teröristlik, yabancı savaşçılık ve mezhep düşmanlığı yapmakla itham ettiler. Böylelikle kendilerine yakışan sıfatları mazlumları ve direnişçileri karalamada pişkince kullandıkları gibi; katliamlarını da meşrulaştırmış oldular. En yüksek rütbeli komutanlarını, en teknolojik silahlarını, tanklarını, uçaklarını alçak bir rejimi ayakta tutmak, mazlumların kanına girmek için kullandılar. Vahşilikte öyle ileri gittiler ki, artık mazlum Suriye halkının üzerine bombalar yağdıran uçakların koalisyona mı, yoksa işbirlikçi vampirlere mi ait olduğunun ayırdına varabilmek bile mümkün olmadı.

Tüm bu katliam ve ihanet şebekelerinin zulümlerine rağmen Suriye direnişi 5. yılına girmiş bulunmakta. Bu, Batı’ya, Rusya, Çin, İran ve ABD’nin danışıklı döğüş politikalarına rağmen tam 4 yıldır kesintisiz direniş anlamına gelmekte. Onurlu, haysiyetli, uzlaşmaz ve başından bu yana “Sadece ve sadece yardımı Allah’tan bekleme” şiarıyla.

Direnişin uzun sürmesi ve kan kaybı yaşadığı süreçlere bakarak “Bu daha ne kadar devam edecek?” diye soranlara ise asıl sorunun bu olmadığını hatırlatmak isteriz. Asıl soru Suriye halkının direnişi ne kadar sürdüreceği değil, insanım diyen herkesin ve bilhassa da Müslümanların bu zulme karşı ne kadar dayanışma içinde olabildiği, görevimizi ne kadar ifa edebildiğimiz sorusudur. Asıl mesele Suriye halkı ve direnişiyle imtihan edildiğimiz bilincinin kuşanıp kuşanılmadığıdır.

Bu çerçevede bizler de Suriye İslami direnişiyle dayanışmamızı bir kez daha ifade ediyoruz. Suriye direnişini selamlamak ve Suriye halkıyla dayanışma amacıyla tüm sorumluluk sahibi kesimleri, Suriye halkının yalnız olmadığını ve kardeşlerimizin İslami kıyamını desteklediğimizi ortaya koymak için çabalarımızı artırmaya davet ediyoruz.

Özgür-Der

-----------------------------------

FOTO GALERİ (TÜM FOTOĞRAFLAR) >>>

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi