İsrailli işgalcilerin terörizm faaliyetleri neden artıyor?

İsrailli yerleşimcilerin saldırılarının birkaç amacı var: Filistinlilere korku aşılamak ve böylece topraklarını terk etmeyi düşünmeye başlamalarını sağlamak. Yasadışı İsrailli yerleşimciler kendi varlıklarını da vurgulamayı amaçlıyorlar.

Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

İsrailli yerleşimcilerin terör saldırıları işgal altındaki Batı Şeria'da daha sık gerçekleşir hale geldi. Son kurban 52 yaşındaki Bilal Şehadeh Bawatna oldu. Bilal ve yakınlarının üzerine İsrailli yerleşimciler arabalarını sürerek onları öldürmeye kalkıştı. Bilal yaşamını yitirirken yakınları ise yaralandı.

Tubas ve Ürdün Vadisi'ndeki El Fetih hareketinin sekreteri Mahmoud Sawafta'ya göre, “Filistinliler o sırada yol kenarında bulunan parkta yürüyorlardı. İsrailli yerleşimci arabasını yolun diğer tarafında sürüyordu. Dönüp doğruca onlara doğru gitti ve onları ezdi. Bawatna öldürüldü ve iki kişi ağır yaralandı.”.

Bilal Bawatna, birkaç yıl önce insanları Filistin coğrafyası ve tarihi hakkında eğitmek ve gençleri toprağı korumanın önemi konusunda bilinçlendirmek için kurulan bir grubunun üyesiydi. Bilal aynı zamanda İsrail'in işgal ve yerleşimci politikalarını eleştiren bir aktivistti. Saldırının kasıtlı gerçekleştirildiği düşünülüyor.

Geçtiğimiz Çarşamba günü de Nablus yakınlarındaki Kafr Qalil köyünden Azzam Jamil Amer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Salfit vilayetine bağlı Haris kasabası yakınlarında İsrailli bir yerleşimcinin kırmızı ışıkta geçerek onu ezmesi ile hayatını kaybetti. Görgü tanıkları “Amer işten eve dönüyordu. Araçlar için kırmızı ışık yanarken karşıya geçiyordu. İsrailli bir yerleşimci arabasıyla onu altına alarak sürükledi.”

Bu ve diğer saldırıların amacı Filistinlilere korku aşılamak ve böylece topraklarını terk etmeyi düşünmeye başlamalarını sağlamaktır. Ayrıca İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasadışı yerleşimlerinin ve yerleşimcilerin varlığını da vurgulamış oluyorlar.

İsrailli işgal yetkilileri tarafından Batı Şeria'da dayatılan güvenlik koşulları yerli Filistinliler için hayatı mümkün olduğunca zorlaştırmayı amaçlıyor. İşgalciler benzer faaliyetleri kendi yıkıcı ve ölümcül yollarıyla da gerçekleştiriyorlar. Pek çok olay (yerleşimci-terörist saldırılar), İsrail askerleri ve polisi tarafından korunurlarken gerçekleştiriliyor. Askerler, işgalci teröristleri durdurmak için çok nadiren devreye girer. İşgalcilerin eylemlerinin daha geniş olası sonuçlarından korktukları için devreye girdikleri zamanlar olur. İsrailli yerleşimciler sadece işgal altındaki topraklarda yaşayarak dahi uluslararası hukuku ihlal ediyor. Bu yüzden bu tarzda gerçekleştirilen eylemlerin aynı zamanda uluslararası hukukun ciddi ihlali olduğu sonucu doğar.

İsrailli yerleşimci-teröristler, bireylerin yanı sıra Filistin mülklerini ve çiftliklerini de hedef alıyor. Bu, Filistin yaşamının ve ekonomisinin merkezi olan zeytin hasadı sırasında daha sık görülür. İsrailli yerleşimci-teröristler her mevsim yüzlerce antik zeytin ağacını yok edip yakarlar. O kadar nefret ve öfke dolular ki Filistinlilerin toprakla uyum içinde yaşayıp çalıştığını ve hasadın gerçekleştirildiğini görmeye tahammül edemiyorlar.

Terörist yerleşimciler aynı zamanda Filistin evlerini de hedef alıyor. 2015'te Dawabsheh ailesine karşı yapılan ölümcül kundaklama saldırısını kim unutabilir? Bu saldırıların yanı sıra camiler, kiliseler ve arabalar dahi hedef alınıyor. Batı Şeria yollarında seyahat eden herkes için çok büyük bir tehdit oluşturuyorlar. Bu saldırılar ile Filistinlilerin hayatını mahvetmeye çalışıyorlar.

Salfit vilayetindeki Bidya'dan 47 yaşındaki Ayşe Al-Rabi, 2018'de bir yerleşimcinin kocasıyla seyahat ederken kafasına taşla vurması sonucu öldürüldü. İsrail Güvenlik Bakanlığı bile bu olayın Filistinli Araplara, “Arap oldukları için ideolojik ve ırkçı saiklerle yapılan düşmanca bir eylemin" sonucu olduğunu kabul etti.

Uluslararası Ceza Mahkemesinin İşgal Altındaki Filistin Topraklarında işlenen suçları kendi yetki alanına dahil etme kararına ve yerleşim yerlerinde yerleşimcilerin varlığı UCM’ye (Uluslararası Ceza Mahkemesi) sunulması gereken en büyük dava olmasına rağmen, yerleşimcilerin bu tür saldırıları artmaya devam ediyor. Ancak işgalci yerleşimciler ve onları destekleyenler, uluslararası hukukun üstünde olduklarına inanıyorlar. Aşırılık yanlısı dini ideolojileri ve kapalı zihinleri ile özgürlük ve hukukun üstünlüğü fikrine de açık değiller.

İsrailli yerleşimci-teröristlerin Yahudi olmayanlara, özellikle yerli Araplara yönelik saldırıları meşrulaştırmak için dini metinleri kullandıkları biliniyor. İnsan yaşamına önem vermiyorlar çünkü onlara göre İsrailliler en üstün olanlar ve tek korunması gereken kişiler. Kendilerininkinden başka bir değerleri yok. Filistin kanı onlara göre ucuz. Safed'in ırkçı Hahambaşı Shmuel Eliyahu, geçen yıl "bir Filistinli ailenin üç üyesini terör saldırısında öldürmekten suçlu bulunan bir Yahudi İsrailliyi” beraat ettirmek için çabalayan sağcı hahamlardan sadece birisiydi. İsrail'deki laik hükümete yönelik eleştirileri ve sık sık Arap karşıtı ırkçılıkta bulunması ile tanınıyor.

İsrail siyasetindeki aşırı sağa kayma, Filistinlilere yönelik yerleşimci-terörist saldırıları teşvik ediyor. İsrail'in Yerleşim İşleri Bakanı Tzachi Hanegbi, hükümetin Batı Şeria'daki yerleşim yerlerinde bir milyondan fazla Yahudi’nin yaşamasını sağlamak istediğini söylemişti. Başbakan Benjamin Netanyahu, aşırılık yanlısı yerleşimci gruplarla ittifak kurdu. Böylelikle de İsrailli işgalci-yerleşimcilerin terör saldırılarının suç ortağı oldu. Yolsuzluk ve dolandırıcılıktan suçlanan Netenyahu’nun, yeni bir hükümet kurması için önümüzdeki ay gerçekleşecek olan genel seçimlerde alabileceği tüm desteğe ihtiyacı var.

Donald Trump'ın İsrail'e istediği her şeyi verdiği kamuya açık bir gerçek. Halefi Joe Biden ne yapacak? İsrail'i her düzeyde korumaya devam edeceği ve uluslararası hukuku küçümseyeceği neredeyse kesin. İsrail'in yerleşimci-teröristleri bu tür bir siyasi destekle cesaretleniyor. Muhtemelen de İsrailli işgalci-teröristlerin saldırıları da artmaya devam edecek.

Çeviri Haberleri

Clarissa Ward'ın 'kurgulanmış' Suriye haberi CNN'in önyargısını bir kez daha ortaya çıkardı?
Suriye’nin ‘gulyabanisi’ Mahir Esed nerede?
Baas çetesini deviren 11 günün hikayesi
Bir zalim, Filistin'in özgürlüğünün gerçek müttefiki olamaz!
Ölüm her yerdeydi: Kimyasal silah kurbanları yaşadıklarını ilk defa korkusuzca anlatabiliyor!