İsrail’in Gazze Terörü Diyarbakır’daki Yürüyüşte Lanetlendi

İsrail’in Gazze’de kara harekâtıyla ileri taşıdığı katliam Diyarbakır’da düzenlenen kitlesel basın açıklamasıyla lanetlendi.

Gazze havadan, denizden ve karadan ağır bombardıman altındayken, İsrail terörüne tepkiler de devam ediyor. Özgür-Der Diyarbakır Şubesinin çağrısıyla Ofis Camiinde şehitler için gıyabi cenaze namazı kılınarak, düzenlenen yürüyüşle İsrail terörü kınandı. Eyleme çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi de destek verdi.

Cuma namazının ardından şehitler için gıyabi cenaze namazı kılındı. Ardından, “Soykırıma, Vahşete ve Siyonist Barbarlığa Karşı Gazzeli Kardeşlerimizin Yanındayız” ve Gazze Siyonist Katillere Mezar Olacak! Yaşasın Filistin İslami Direnişimiz” pankartlarıyla Kafeler sokağından yürüyüşe geçildi.  

“Katil İsrail Ortadoğu'dan Defol!”

Sık sık “Hamas'a, Gazze'ye, Direnişe Bin Selam! Katil İsrail Ortadoğu'dan Defol! Biji Filistin Bimre İsrail! Yaşasın Filistin Direnişimiz! Hamasa Selam Direnişe Devam! Jî Bo İslam Caneme Feda! Jî Bo Kur'an Caneme Feda! Direnişe, Gazze’ye Şehidlere Bin selam!” sloganlarının atıldığı eylemi sitemiz yazarlarından Ahmet Maruf Demir yönetti.

Ofis-AZC’ye kadar yürüyen kitle adına burada konuşmalar yapıldı. Eylemin amacı hakkında kısa bilgi veren Demir, İsrail’in saldırılarının Gazzelilerin onurlu direnişini yıldıramayacağını ve İsrail’in Allah’ın izniyle zelil edileceğini kaydetti.

Sadece Şehir Değil, Bir Mekteptir Gazze!

Özgür Eğitim-Sen adına eyleme katılan Mehmet Masum Yokuş, yıllardır terörist İsrail tarafından kuşatılan Gazze’nin açık cezaevi durumuna düşürüldüğünü anımsatarak, “Gazze sadece sabrı, direnişi ve onuru öğretmiyor. Bize aynı zamanda çizvisi çıkmış dünyanın müstekbirlerin ve işbirlikçi despotların içini düştüğü zilleti de öğretiyor. Gazze ödedği bedellerle nasıl bir dünyada yaşadığımızı öğretiyor. Batılı değerlerin iflasını öğretiyor. Bölünmüş İslam dünyasının çaresizliğini öğretiyor. Krallıkların, despotların, şehliklerin,  despotik rejimlerin ihanetini de öğretiyor.  Gazze sadece bir şehir değil, bir mekteptir Gazze! Zulmün ve zalimin ne olduğunu öğreten bir mektep. İkiyüzlülerin, alçakların, hainlerin, korkakların kim olduğunu öğreten bir mektep. Ve bugün bu mektebimiz bombalar altında….”diye konuştu.

İsrail İle Tüm İlişkiler Kesilmelidir

Ardından sözü Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Başkanı Abdurrahman Ergin aldı. İslam dünyasını göreve çağıran hükümeti göreve çağıran Ergin, Kürecikteki NATO sisteminin kapatılmasını, Güney Kürdistan’dan gelen ve İsrail’e satıldığı iddia edilen yakıtın durdurulmasını ve İsrail ile tüm ekonomik ve diplomatik ilişkilerin kesilmesini istedi. Ergin, Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’undan konuşmak yerine somut adımlar atmalarını beklediklerini belirtti.

Son olarak Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Beran Işık kitle adına basın açıklaması okudu.

Basın açıklamasının tam metni:

SOYKIRIMA, VAHŞETE ve SİYONİST BARBARLIĞA KARŞI GAZZELİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ!

18.07.2014

Siyonist İsrail Ramazan ayının ilk günlerinden itibaren Gazze’ye saldırmaya, mazlum Filistin halkını katletmeye devam ediyor. 7 Temmuz'dan beri havadan düzenlediği saldırılarla 240 kardeşimizi şehit eden Siyonist İsrail, dün akşam saatlerinde 8 bin askerle Gazze'ye karadan saldırmaya başladı. Bu kara harekâtı ile Siyonist güçler, katliamlarına yenisini eklemeyi amaçlamaktadır. Katil İsrail, insanlığın sessiz ve umarsız bakışları arasında Gazze’de tarihin en korkunç katliamlarından birini gerçekleştirmeye hazırlanmaktadır.

Yeryüzünün gördüğü en büyük ve organize terör örgütü olan Siyonist çete üç Yahudi işgalcinin ölümünü bahane ederek Hamas başta olmak üzere Filistinli direniş gruplarını, Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze halkını topluca cezalandırmaya ve yok etmeye çalışmakta, mazlum Filistin halkına bomba yağdırmakta, tanklar ve toplarla Gazze’yi kuşatma altına almaktadır.

Bu katliam ve kara harekâtının Siyonistlerin mazlum Filistin halkına yönelik ilk saldırısı olmadığı herkesin malumudur. Şehir dahi denemeyecek kadar küçük bir alana bir buçuk milyon insanın mahkûm edildiği Gazze şeridi, Siyonistlerce havadan, karadan ve denizden kuşatma altındadır. Bu haliyle dünyanın en büyük açık cezaevine dönüştürülmüştür. Siyonist ablukadan ötürü olağan hayatın dahi son derece ağır şartlarda sürdürüldüğü bölge, İsrail’in hunharca saldırılarına karşı savunmasız durumdadır. Bu mübarek beldenin izzetli halkı, Siyonist teröre teslim olmadığı için tüm dünyanın gözleri önünde yıllardır yokluğa, işkencelere ve katliamlara maruz kalmaktadır.

Filistin halkının direniş azmini kıramayan Siyonist kâfirler; bombalarla, katliamlarla vahşi bir soykırım peşindeler. Filistin halkı büyük bir soykırım girişimiyle karşı karşıyadır. Siyonistler, küresel aktörlerin sınırsız desteğini de arkasına alarak ambargolarla yok edemediği Filistin halkını, katliamlarla bombardımanlarla yok etmeye çalışıyor. Yıllardır süren işgal ve katliamlara karşı özgürlük ve adalet adına direnen kardeşlerimizi, meşru müdafaa haklarını kullandıkları için “terörist” olarak niteleyen emperyalist Batı ve işbirlikçileri, Siyonist zulmü kınamak bir yana bilakis bu katliamları desteklemektedir.

Siyonist barbarlar, tüm dünyanın gözü önünde en ağır silahlarla Gazze’ye saldırırken uluslararası güç odakları, Siyonist zulmünü bir kenara bırakarak İsrail’e füze attığı bahanesiyle Hamas’ı ve Filistinli direniş gruplarını kınamak için sıraya dizilmişlerdir. Filistin’in uğradığı zulme karşı kınama bildirilerinden başka bir şey yapmayan BM gibi uluslar arası kuruluşlar çifte standart uygulamakta, İsrail zulmüne kapı aralamaktadır. İsrail tarafından kale bile alınmayan soyut kınama mesajlarından öte adım atamayan BM’nin bu tutumu İsrail’e işgali genişletme ve soykırım işleme cesareti aşılamaktadır. Dolayısıyla zulme karşı Filistinli kardeşlerimizin sesi soluğu olmak vazifesi uluslararası topluma terk edilmemeli, tüm ümmetçe üstlenilmelidir. Bu yönüyle, zalimlere karşı buğz ve beddua etmenin ötesine geçerek, siyasi sınırları aşarak, ümmet dayanışmasının gereğini yapmalı, kardeşlerimizin yalnız olmadığını tüm dünyaya haykırmalıyız. Zalimlerden merhamet dilenmeden, Rabbimize güvenerek yekvücut halinde bu vahşete karşı durmalıyız. Yaşananları iyi okuyarak; tepki, boykot, eylem ve karşı faaliyetlerin sıklığını ve niteliğini artırmalı, Siyonistlere yeryüzünü dar etmeliyiz.

Bu vesileyle burada toplanan Özgür-Der Diyarbakır Şubesi olarak öncelikle kınama yapmaktan ziyade, Siyonist zulmü ve vahşeti, onların aşağılık işbirlikçilerini ve Müslümanları idare etmeye talip olup da Müslümanlara karşı duygusuz, bu cinayetlere sessiz, Siyonist barbarlara dost olan Müslüman ülkelerin yöneticilerini Allah'a şikâyet ediyoruz.  AK Parti hükümetini de sözde geliştirdiği söylemlerini pratiğe dökmeye bekliyoruz. Milletvekillerinin İsrail elçiliği önünde slogan atmaları önemli olmakla beraber onlardan beklenen konumlarının gereğini yaparak, mecliste, hükümette İsrail’le tüm ilişkileri kesmeye dönük adımlar atmalarıdır. Özgür bir Kudüs ve İsrail’siz bir dünya için Filistinli kardeşlerimizin omuzladığı direnişi selamlıyor, haklı mücadelelerini sonuna kadar destekliyoruz.

Müslüman halkların yaşadığı Mısır’da darbecilerin, Suriye’de şebbihaların, Filistin’de Siyonistlerin cürümlerine karşı yek vücut olmak ümmet bilincinin bir gereğidir. İşte bugün de bu bilinçle bir araya gelmiş olup Allah’tan katledilen kardeşlerimizin şahadetlerini kabul buyurmasını diliyor, zalimleri lanetliyor ve mazlum kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ve olacağımızı, onlar için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.

Kahrolsun Siyonist İsrail, kahrolsun  küresel ve yerli işbirlikçileri!

Beran Işık
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi
Yönetim Kurulu Üyesi

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi