HAKSÖZ-HABER
CNN, BBC gibi kurumların, birçok ülkede yapılan eylemleri es geçtiği ve yayınlarında bunlara yer vermediğini belirten Oruç İsrail'e toz konduralamamasına anlam veremediğini belirtiyor.
***
İsrail'e bağlı 'özgür basın'
Merve Şebnem Oruç - Yeni Şafak
Tikun Olam blog sayfasının kurucusu Richard Silverstein, geçen haftaki bir yazısında İsrail Savunma Güçleri'nin 'Protective Edge' (Koruyucu Hat) olarak İngilizce'ye çevirdiği, İbranice adıyla Tzuk Eytan operasyonunun doğru çevirisinin aslında 'Solid Rock' (Sert Kaya) ya da 'Mighty Cliff' (Haybetli Kayalık) olduğunu söylüyor.
Gerçek anlamıyla İngilizce'ye çevrilse, günlerdir gerek İsrail gerek İsrail'in Siyonist politikalarının en büyük destekçisi ABD tarafından 'İsrail'in kendini savunma hakkı' olarak pazarlanan katliamın aslında savunmayla hiç de alakasının olmadığını, Mısır darbesiyle beraber 2012'de imzalanan ateşkesin şartlarına uyma konusunda hiçbir zorunluluk hissetmeyen ve Gazze'ye uyguladığı ablukayı daha da sertleştiren İsrail'in iyice zıvanadan çıktığını dünya kamuoyu anlayacak. Tüm dünya Gazze'yi bombalamayı 'çimleri biçmek' gibi rutin bir uygulama olarak gören İsraillilerin zihniyetini daha net görebilecek. Ama dışarıya 'koruyucu hat' diyerek masumu oynayan ve meşru müdafaa hakkını kullanıyor gözüken, içeriye 'sert kaya' diyerek öfkeli ve şiddetli görünmeyi başarıp 'Araplara ölüm' çığlıkları atan halkını tatmin edecek, üzerinde titizlikle çalışılmış bir ikiyüzlülüğe sahip İsrail.
Koruyucu Hat, hayır pardon, Sert Kaya Operasyonu 10. gününe girerken, her geçen gün, Hasbara'nın İsrail içindeki ve dışındaki tüm elemanlarının iş başında olduğu, AIPAC gibi güçlü İsrail lobilerinin deli gibi çalıştığı, zengin ve güçlü Siyonistlerin kesenin ağzını iyice açtığı daha net görülüyor. Varlığını sürdürebilmek, kendine ait olmayan ama kendine vaat edildiğini iddia ettiği bu topraklarda hükmedebilmek için son güne kadar propaganda üretmek, yalan söylemek ve söyletmek zorunda olan bu korkak rejimin, propaganda ve yalanı sistematik hale getirebilmesi gerekiyor. Bunun için de en büyük yardımcısını hizmetini İsrail'den esirgemiyor: Medya.
Londra'da geçtiğimiz günlerde binlerce kişi İsrail'in Gazze'ye saldırılarını protesto etmek için toplandı. BBC'de haber olmadı. Birkaç gün sonra yine binlerce kişi BBC'yi İsrail'in Gazze saldırısı karşısında yaptığı taraflı habercilik nedeniyle protesto etmek için toplandı. Ne BBC'de ne de başka bir yerde yine haber olmadı. Güney Afrika'dan Hindistan'a, ABD'den Meksika'ya dünyanın pek çok yerinde sayısız İsrail karşıtı gösteri düzenlendi. Dünyanın önde gelen medya kuruluşları Gazze konusunda doğru haber yapmak şöyle dursun, ağzını açıp bir tane protestodan bahsedemedi. CNN'in, BBC'nin son bir buçuk yıldır Türkiye'de yaptıklarına şahitsiniz; aynı CNN, aynı BBC kendi ülkelerini de geçtim, neden İsrail'e toz konduramıyor?
Akla hayale sığmaz. İsrail 200'den fazla Filistinli sivili öldürmüş, karşı tarafta ölen bir sivil var. İsrail okul, cami, destek merkezi ne varsa vurmuş; daha ötesi yok, hastane vurmuş. Ama Batı medyasına bakarsanız neredeyse Hamas'ın attığı roketler 'demir kubbe'ye çarpıp geri dönüyor ve Gazze topraklarına düşüp sivilleri öldürüyor.
Sderot'a sandalye ve kanepe atıp gazozlarını ve biralarını yudumlarken Gazze'nin bombalanışını izleyen 'sivil' İsraillileri saldırıya uğrayan, 'Annelerini öldürüp evlerini de başlarına yıkalım ki yeni yılanlar yetişemesin' diyerek hedef gösterdikleri ve soykırım uygulanması için açıkça çağrı yaptıkları Filistinlileri saldırgan olarak gösteren medya nasıl bir medyadır?
Tek bir aileden kadın, çoluk, çocuk demeden 18 kişiyi öldüren bir hava saldırısının yalnızca 'terörist'leri hedeflediğini nasıl iddia edebiliyor bu kuruluşlar? Tüm kapıları kapatılmış, havası suyu kirletilmiş, ağaçları kesilmiş, temel gıda maddeleri ve yakıt dâhil hiçbir yardımını ulaşamadığı kendi topraklarını, evlerini koruyanlar nasıl terörist olabiliyor onlara göre?
Ünlü pop yıldızı Rihanna'ya ve basketbol oyuncusu Dwight Howard'a yazdıkları 'Özgür Filistin' tweet'ini sildirip özür dileten neyin nesidir?
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'e geçtiğimiz aylarda, 'Barış görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlanırsa İsrail apartheid devlete dönüşür' dediği için 24 saatten daha kısa bir süre içinde özür dileten adamlardan bahsediyoruz. Kim bunlar?
Amerikan kamuoyunu ve diğer Batılı ülkelerin büyük bir kısmını, kimin işgalci, kimin hırsız, kimin zulme uğrayan olduğu konusunda gerçeğin tam aksine inandırmayı başaran, uluslararası medya kuruluşlarını yöneten, kendi gibi düşünmeyen, aynı çizgide hareket etmeyen, propaganda yayını yapmayanları 'özgür basın' tanımlarının içerisine almayan bu adamlar sahiden kimdir?
Malcolm X şöyle diyordu: 'Yeryüzündeki en güçlü teşekkül medyadır. Medya masumu suçlu, suçluyu masum yapabilme gücüne sahiptir ve kitlelerin zihinlerini kontrol etmektedir.'
Ayakta uyumayı tercih ederek tıpış tıpış bu medyanın izinde yürümek kişinin kendisine kalmış bir durumdur ancak CNN, BBC gibi kuruluşların başını çektiği medyanın 'özgürlüğüne' inanmaktansa bu kış kırmızı kar yağacağına inanmayı tercih ederim. Bağımsız ve tarafsız olmadığını binlerce kez kanıtlamış olan bu yapıların bahsettiği özgürlüğün şeytana ruhunu satmaktan bir farkı yok. Türkiye'de bu medyanın uzantısı, bir parçası veya ucuz bir taklidi gibi hareket eden medyanın da iş, işlevsellik ve hedef anlamında onlardan bir farkı yok. Artık uyanın derim.