Bugün şok edici bir benzerlikten söz edeceğim. Ama önce olayı hatırlayalım: 26 Kasım'da Hindistan'ın Bombay (Mombai) kentine yönelik dehşet verici saldırıları hatırladınız mı? Şık giyimli, BlackBerry telefonlu, ileri teknoloji cihazlarla donatılmış kişiler, Hindistan'ın Wall Street'i, finans başkenti sayılan Bombay'a kanlı bir baskın yapmıştı. “Hindistan'ın 11 Eylül'ü” adı konulmuştu bu saldırıya. Çok sayıda “yabancı”nın rehin alındığı saldırılar, özellikle batılıların bulunduğu lüks otelleri, restoranları, alışveriş yerlerini, karakolları, tren istasyonlarını kısaca kentin hayat damarlarını ve dünyaya açılan kapılarını hedef almıştı.
Şok edici bir saldırıydı. Her zaman olduğu gibi Müslüman gruplar suçlandı. Hindistan'la Pakistan savaşın eşiğine geldi. Sınırlara yüz binlerce asker yığıldı.
“Tetikçiye değil arkasındaki güçlere bakın” diye uyarmış, saldırıyı, “İslam'a karşı oluşturulmaya çalışılan Hristiyan-Yahudi ittifakına Hinduları da dahil etmek. Bir “Hristiyan-Yahudi-Hindu kutsal ittifakı” oluşturmak… “Medeniyetler Çatışması”na “daha güçlü” bir koalisyonla devam etmek” şeklinde yorumlamıştık.
İki yıl önceki tren saldırısına katıldıkları gerekçesiyle iki Hindistanlı subaya dikkat çekmiş, benzer durumun bugün de olabileceğini vurgulamış, Hindistan ordusu içindeki aşırı milliyetçilerin bu saldırıda rolü olabileceğine işaret etmiştik. Hatta aşırı milliyetçilerin “saldırıyı bir iktidar darbesi için hazırladıkları”na ilişkin iddiaları aktarmıştık. Daha neler söylemiştik, hatırlayalım:
“İsrail istihbaratının Hindistan'daki etkisi malum. Bundan önceki bazı saldırılarda Mossad bağlantısı tartışma konusu olmuştu. Ordu içinde önemli bağlantıları var. Keşmir ve Pakistan içlerinde faaliyetteler. Nükleer ortaklık mükemmel devam ediyor. Hindistan pasaportlu Mossad ajanları Pakistan içlerinde operasyonlara katılıyor. Saldırganlardan ele geçirilenleri ABD, İngiliz ve İsrail istihbaratı sorguluyor. Bu örgütlerin çoğu nedense Batılı ülkelerle bağlantılı çıkıyor….”
Hindistan yönetimi, saldırıyla ilgili çok kapsamlı bir soruşturma başlattı. İnanılmaz sonuçlar çıktı ortaya. İnanılmaz dış bağlantılara, Türkiye'deki gelişmelerle ilgili benzerliklere ulaşıldı. Şöyle:
Soruşturma kapsamında, Bombay saldırısından önceki bir saldırıya ilişkin soruşturma kayıtları incelendi. Malegaon bölgesinde daha önce yapılan saldırıya ilişkin sorgu kasetlerinin gösterdiği adresten Bombay saldırganlarına ulaşılmaya çalışılıyor şimdi. Şu cümlelere dikkat edin!
O saldırının arkasında Hindu milliyetçisi bir grubun olduğu ortaya çıktı. Daha bir çok terör saldırısıyla radikal Hindular arasında bağ kuruluyor. Keşmir'de görev yapan Albay Prasad Prohit, sadece saldırılarla ilgili değil, Hindistan genelindeki yapılanma ve dış bağlantıları hakkında şok edici bilgiler verdi. Amaçlarının Hindistan yönetimini devirip radikal Hindu bir devlet kurmak olduğunu, Anayasayı değiştirmek istediklerini çünkü bu yönetim ve Anayasa ile İslamcılarla mücadele olamayacağını söyledi.
Devlet içinde, özellikle ordu içindeki derin yapılanma ortaya çıktı. Bazı milliyetçi partilerin de bu yapılanma ile birlikte olduğu, amaca ulaşmak için saldırı örgütleri kurulduğu, saldırılar yapıldığı, mesela Hindistan'la Pakistan arasındaki “barış treni”nin bu yüzden bombalandığı ortaya çıktı. Örgütlenmenin asker kanadı daha çok Keşmir'de görev yapan subaylardan oluşuyor. Ama dış bağlantısı tüyler ürpertici nitelikte.
Sorgulanan albay, İsrail'le bağlantılarını anlattı. “Böyle bir devlet kurmak için İsrail'den destek istediklerini, Tel Aviv'e gidip görüşmeler yaptıklarını, İsrailliler'in kendilerine 'önce kendinizi gösterin' dediklerini, çünkü o zaman planlarının kağıt üzerinde olduğunu, bu yüzden eylemlere girişildiğini” söyledi. İsrailliler onlara “Altı ay bekleyin, göreceksiniz” demiş.
Hindistan derin yapılanması İsrail'den dört şey istemiş:
1- Askeri ekipman ve eğitim. 2- Tel Aviv'de temsil bürosu açmak. 3- Siyasi sığınma hakkı. 4- Kurulacak devleti Birleşmiş Milletler'de savunmak. Karşılığında yeni devletin İsrail'e yakın olacağı güvencesi verilmiş.
Hindistan polisi şimdi, Bombay saldırıları üzerinden bu yapılanmayı çözmeye çalışıyor. Tabi çözerken de kirli bağlantılar ortaya çıkıyor. Bombay saldırılarında öldürülen terörle mücadele sorumlusunun bu araştırmayı derinleştirmek istediği için öldürüldüğü iddia ediliyor.
Ne tuhaf!
Bombay ve daha önceki saldırılarda kullanılan patlayıcılar aynı. Arkasındaki güçler aynı. Hepsinde Müslüman gruplar hedef gösterildi. Hepsinde İsrail'in hedefindeki Pakistan suçlandı. Hindistan üzerinden operasyon yapan bir İsrail söz konusu. Bunların hepsinin adı terörle mücadele oluyor.
Ne tuhaf!
Hindistan'daki derin yapılanmanın iskeletini Keşmir'deki subaylar oluşturuyor. İsrailli uzmanlar Keşmir'de bu subaylarla birlikte. Radikal Hindu ve İslam düşmanı bir devlet kurmak istiyorlar. Ama kesinlikle İsrail'le çok yakın bir devlet.
Ne tuhaf!
Türkiye'deki operasyonlarla ortaya çıkarılmaya çalışılan derin yapılanma ile ne kadar benzeşiyor. Terör saldırıları, Kuzey Irak'ta görev yapmalar, devleti hizaya getirme kaygısı ve dış bağlantılar…
Amaçlar benziyor, yöntemler benziyor, örgütlenme benziyor, kadrolar benziyor. Hepsi birbirine benziyor da tek bir şey ortaya çıkamıyor. Türkiye'deki derin yapılanmanın dış bağlantısı…
İsrail'in Hindistan Ergenekon'u böyle. Peki İsrail Türkiye'de neler yapıyor!
YENİ ŞAFAK