Gazzeliler, İsrail'in son saldırılarında kaybettikleri yakınlarının yokluğunu bayramda daha fazla hissediyor.
İsrail'in 51 gün süren saldırılarında özellikle ailelerini kaybeden çocuklar, bayrama yetim girmenin hüznünü yaşıyor.
İsrail'in Şucaiyye Mahallesi'ne düzenlediği saldırılarda yakınlarını kaybeden ve hayata tutunmaya çalışan Bisan ve İyad Dahir kardeşler de ailelerinin yokluğunda bayrama buruk giriyor.
Filistin sağlık ekiplerinin saldırıdan 9 saat sonra enkazdan çıkarttığı küçük Bisan, alnında ailesini kaybettiği elim saldırının izlerini taşımaya devam ediyor. Okulda arkadaşları ne zaman ailelerinden bahsetse Bisan'ın gözleri doluyor.
İsrail'in düzenlediği saldırıdan kurtulan 8 yaşındaki Bisan Dahir, "Keşke annem, babam ve kardeşlerim yaşasaydı da ben de arkadaşlarım gibi mutlu olabilseydim. Babam bir daha bana bayramlık alamayacak, annem bir daha saçlarımı tarayamayacak" diyor.
Sözlerinden yüreğindeki yaranın alnındakinden daha büyük olduğu anlaşılan küçük kız, gözyaşları içinde "Onlar burada yokken bayram güzel olmayacak. Keşke geri dönseler. İsrail neden bizi bombaladı, neden ailemi öldürdü?" diye soruyor.
Ağabeyi İyad Dahir ise " İsrail bayram sevincimizi öldürdü. Bayramı hüzün ve keder içinde karşılıyoruz. Aileme ve yüzlerce kişiye yapılanlar katliamdı. İsrail yargılanmalı" şeklinde konuşuyor.
"Babam ve erkek kardeşim hayatta olsaydı beraber bayram namazına giderdik" diyen Dahir, ailesiz ve evsizken bayramı hissedemediklerini, yaralarının henüz sarılmadığını vurguluyor.
"Bundan sonra bizim için bayram yok"
İsrail'in saldırılarında eşinin hayatını kaybetmesiyle en küçükleri bir buçuk yaşında 3 evladıyla baş başa kalan 24 yaşındaki Sali el-Huluv ise yaşadığı hüznü "Çocuklarım bundan sonraki hayatlarını yetim olarak geçirecek ne suç işledi? İsrail uçakları evimizi enkaza çevirdi. Eşimi kaybettim ama hala onun öldüğüne ve bayramı onsuz geçireceğimize inanamıyorum. Bundan sonra bizim için bayram yok" ifadeleriyle dile getiriyor.
Yetim kalan çocuklarına hem anne hem baba olmaya çalışan genç anne, çocuklarının, "Anne babam nerede? Neden bize bayramlık ve tatlı getirmedi?" soruları karşısında çaresiz kaldığını belirtiyor.
"Çocuklarım bu bayramın diğerlerine benzemediğinin farkında" diyen Huluv, "Eşim Muhammed her bayram bize yeni kıyafetler alır, tatlı yapmam için gereken malzemeleri getirirdi. Beraber dışarı çıkardık, çocuklarımızla oynardık. Şimdi bunları kiminle yapacağım. Bugünden sonra mutluluktan söz edemeyiz" diye ekliyor.