Isparta'da İhvan'a Destek Eylemi

Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve arkadaşları hakkında verilen idam kararına Isparta halkı sessiz kalmadı...

Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi idam kararlarına Isparta da tepki verildi..

Birçok kuruluşun katılımıyla Özkanlar kavşağından başlayan yürüyüş, belediye işhanının önüne kadar sürdü. Okunan Kur'an tilavetinin ardından, grup adına Ramazan Tamer Büyükküpçü basın açıklamasını yaptı.

Program okunan dualarla sona erdi...

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

Yeryüzünde zalimin karşısında mazlumun yanında yer alan,  bu alanda tarafını belli eden tüm kardeşlerimizi Allah’ın selamıyla selamlıyorum

Öncelikle Mısır’da çağdaş Firavun Sisi zaliminden zarar gören ve şahadeti gülümsemeyle karşılayan çağın mazlumu Mısır’lı kardeşlerime selam olsun.

Dünyanın gözleri önünde gerçekleşen tüm demokrasi havarisi ülkelerin sessiz kalarak tasdik ettikleri alçakça idam kararlarını ve soykırımı görüp buna sırtını dönmeyen, buralara kadar gelip bu vahşetin durması için gayret sarf eden kardeşlerime selam olsun.

Sizler iyi ki varsınız.

Sizler çağın şahidi olmayı kendine bilinç haline getirmiş kardeşlerimiz olarak yapılan zulmün farkındasınız. Yeryüzü, Âdem’den beri zulme tanık oluyor. İnsanlık tarihi büyük oranda adaletsizliklerin, şiddetin, kötülüklerin tarihidir. Âdem’in çocukları arasındaki kavgaları bitirmek, sapkınlıkların önüne geçmek, insan ırkını hizaya sokmak ve Allah’ın kitabının yeryüzünde kıyamete değin hâkim kılınarak gerçek huzurun, güvenin ve kulluğun yeniden inşası için Peygamberler uyarıcı olarak gönderildi.

Bütün bu İslami ve insani hedeflerimize ulaşmayı engelleyen her dönemin firavunları bulunmaktadır. Bu durum iman edenlerin imtihan edildiklerini fark edebilmeleri için bir fırsat olabileceği gibi imanlarının arkasında durmayı beceremeyenlerin de kaybettiklerini tasdik ettirdikleri kaçırılan bir fırsat olacaktır. Bu mesele sade Arap dünyasının veya Mısır halkının imtihanı olmayıp; iman ettiğini söyleyen bilinçli her mümin bireyin sınanmasını ortaya çıkarmaktadır. Mursi ve arkadaşları için verilen karar sadece 106 yiğidin imtihanı olmakla kalmayıp; hepimizin imtihanı olarak algılanmadıkça kaybedenlerin kendimiz olduğunu bilmeliyiz kıymetli dostlarımız.

Rabbimizin hatırlatması bu anlamda tekrar düşünülmelidir. Şöyle buyurur rabbimiz;

Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer imanınızı kaybederseniz, Allah, zaman içinde [sizin yerinize] O'nun sevdiği ve O'nu seven insanlar geçirecektir; müminlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkar edenlere karşı onurlu; Allah yolunda üstün çaba gösteren ve kendilerini kınayabilecek kimselerin kınamasından korkmayan [insanlar]: Bu, Allah'ın dilediğine bağışladığı lütfudur. Allah (lütfunda) sınırsızdır ve her şeyi bilendir.(Maide 5/54) 

Bu sınanma ve tarafını belirleme; kınayanın kınamasından korkmadan ve özgürce ifade etme hali sadece mısır meselesinde olmayıp; batı ve onun işbirlikçilerinin dünyanın her yerinde yaptıkları ifsadın, sömürünün, katliamın bir uzantısı olarak; Afrika’da, Kafkasya’da, orta doğuda,uzak doğuda,kısacası dünyanın  her yerinde  görülmektedir.

Batlıların uydurdukları bütün beşeri sistemler insanlığa zulümden başka bir şey getirmemiştir ve getirmeyecektir.

Dünyaya demokrasi ihraç ederek yeni putlar icad eden batı; kendi helvadan yaptığı putu kendisi yemekle, kendisinin inanmadığı bir düzene iman edenlerin inanmasını sağlayarak kendi hegemonyasını daha fazla sürdürmenin gayreti içindedir.

Batılıların bile inanmadığı demokrasi kandırmacası Mısır’da Mursi ve 106 yiğit adamın idam kararında yine ortaya çıkmıştır.

Ne garip bir durumdur ki yüzyıllar önce yaşayan Firavunlarla çağdaş firavunların yapılanmaları ve meşruiyet anlayışları aynı usul ve araçlarla sürdürülmektedir. O günün Karun ve hamanları bugünkü çağdaşlarından farksızdırlar aslında. Yine firavunlara akıl veren İlim adamları kisvesine bürünmüş şeytanlar, tağutlar,hamanlar ve firavunları destekleyen zengin karteller kaman gibi zulme destek olma konusunda görevlerini yerine getirmektedirler.

Şu anda zalim mısır mahkemelerinin verdiği haksızca kararlar, Mısır Müftüsünün onayını beklemekte ve Hamanlar yeryüzünü Karunlar ve Firavunlarla el ele zulümle tahakkümlerini gerçekleştirmenin tadını çıkarmaktadırlar.

Mısır’da ve dünyanın her yerinde Müslümanlara reva görülen haksızlıklar vicdanı olan ve olmayan herkesin meselesidir.

Herkesin utancıdır, acısıdır, öfkesidir.

Mısır’da yapılanlar bütün bölgesel ve küresel sorunların ötesinde batının ve batı hayat tarzının şerefsizlik örneklerinden biridir. Bir sapkınlık örneği, batılı hayat tarzının toplu imtihanı ve gözü dönmüşlüğün tarihidir.

İsrail; küçücük bir topluluk olduğu halde, sahip çıkacak kimsesi kalmadığı için İslam dünyasıyla dalga geçmeye devam etmektedir.

İnsanlığın vicdanına, onuruna hakaretler yağdırmaktadır.

İsrail ve batılı güçler; kuruluşu, uygulamaları ile insanlık ailesine uyumsuzluğuyla gerçek anlamda bir insanlık sorunudur.

Batı ve ortaya çıkardığı beşeri, sistemler İnsan ırkının en aşırı uçlarını besleyen ve metastas yapan zihinsel bir sorundur. Bu yüzden tüm izm’ler, insanlık tarihinde bir sapmadır, sapkınlık örneğidir.

Ortadoğu coğrafyasında kendi rahatı için zulmeden veya zulme kapı aralayanlar insanlığın ortak sorunudur. İsrail devleti ve onun politikalarına karşı çıkan herkes bir gün öfkenin hedefi haline getirilmektedir. Mısır’da Müslüman kardeşler teşkilatının, Mursi ve 106 yiğit adamın başına gelenlerin temelinde sadece Siyonist İsrail’in kendini garantiye alma endişesinden öte bir şey bulunmamaktadır.

1948 den beri Müslümanların böğrüne bir bıçak gibi saplanıp burada varlığını devam ettiren terörist devlet İsrail ve onun Siyonist yöneticileri; O günden bu güne sinsi sinsi yayılarak Filistin topraklarını gasp ettiler. Bununla yetinmeyip dünyadaki tüm ülkelere nizamat vermeye, hizaya getirmeye yönelik politikalara üretmeye yerli işbirlikçileri vasıtasıyla devam etmektedirler.

Yeryüzünde firavunlarla birlikte olmayı şeref bilen; hamanlar, Karunlar, Firavuna destek olmayı görev bilen kurmayları

Vallahi bilin ki!

Sizler teröristsiniz.

Siz dünyanın yüz karasısınız.

Er ya da geç bu yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz.!...

Cehenneme çevirmeye çalıştığınız dünya size kalmayacak ve bir gün cehennemim kütükleri olarak sistemlerinizle birlikte devrileceksiniz!

Vallahi rabbimizin kitabında buyrulduğu gibi “ Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.” (Şuara 26/227)

Bizler, bugün buraya Mısır’da şahadeti gözleyen Mursi ve 106 yiğidin şahadetini tebrik ama demokrasi havariliği yapan sizin gibi şerefsizleri de telin için bir araya geldik…

İyi bilin ki Mursi ve arkadaşları asla kaybetmeyeceklerdir ama sizler kaybetmeye mahkûmsunuz.Onlar şehit olurken sizler cehennemin kütükleri olacaksınız?

Kardeşlerim Mursi ve şehadeti gözleyen canlara duruşlarında şahitler olur musunuz?

Rabbim şahitliğinizi kabul etsin ve şahitlik ettiklerimizle hepimizi cennetinde buluştursun.

Ey Sisi ve destekçileri! Her şeyin tek hâkimi, ilahı ve rabbi olan Allah sizleri iki cihanda da sürünen varlıklar haline getirsin.

Mısır ‘da meydana gelen tüm olaylar Allah’a kul olmak isteyenlerle, kullara kul yapmaya çalışanların karşılıklı mücadelesinden başka bir şey değildir.

Rabia’da başlayan eylemler halka halka tüm dünyaya yayılarak batının çanak yalayıcısı Sisi batıdan bulduğu desteğe karşın, aklı başında Müslümanlar tarafından telin edilmekle tarafımızı belli etmek istiyoruz. Ama kardeşlerim unutmayalım ki mesele sadece bir mitingle çözülecek durumda değildir. Bugün sorumluluğunu yerine getirmeyenlerin dünkü kaygısız ve sorumsuz tavırlar içinde olanlarla aynı sonu paylaşacaklarını da akıllarından çıkarmamaları gerekmektedir.

Yeryüzünde bol nimetlerle yaşama hali; durumunuzun iyiliğinin  rabbinizin tasdik ettiği bir hal olmayıp; harcadığınız ve tüketmekten başka bir iş yapmadığınız nimetler haline dönüşmekle, sınavı kaybetme ihtimalimizin ne kadar yüksek olduğunu da bizlere hatırlatmalıdır.

Firavunlara karşı mücadelesinde en önemli örnek olarak Hz.Musa peygamberimizi ve yardımcısı Hz.Harun peygamberimizi örnek almaktan başkaca bir çaremiz yoktur.

Kardeşlerim iyice bilmeliyiz ki Müslüman coğrafya Hep Musa olmaya çalışan önder taslaklarıyla dolmuş ve toplumları kurtarmak adına, Müslümanları batının pazarına peşkeş çekip satmaya çalışan demokrasi bezirgânlarıyla doludur. Bize düşen Musa’ları yetiştirmek, Musa olmayı ehliyet ve liyakat sahibi olanlara bırakmak ama hiç olmazsa Harun gibi Musa’ya yardımcı olmayı şeref bilmek gerektir.

Ya rab içimizden Ümmete sahip çıkacak ve muttakilere önder olacak nesiller nasip eyle!

Kardeşlerim;

Müslüman dünyanın parçalanmışlığı yeryüzü firavunlarının işlerini kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Meşreplerin, mezheplerin, etnik kökenlerin v e siyasi anlayışların din haline getirildiği durumlar sadece iman edenlerin birbirlerinden uzaklaşarak Sisi gibi batıya, Siyonist ve batılı güçlere teslim olmaya birbirimizi itmeye sebep olacağını unutmamalıyız.

Kardeşlerim,

İman edenler birbirlerine dost olmayı beceremedikleri müddetçe; batılı Siyonistlerin kucağında oyuncak olmaktan ve zillet içinde yaşamaktan kendilerini kurtaramayacaklardır.

Mısır’da olanlar; Müslüman coğrafyanın diğer parçalarında devamlılık göstererek, yeryüzünde iman edenlerin mücadele verme azimlerini ortadan kaldıracak tedbirlerle kıyamete değin sürecek savaşın zorluğuna dair ilk ipuçlarını bizlere göstermektedir.

Nasıl Osmanlı yıkıldığı gün zafer çığlıkları atarak batılılar kurtarıcılık adına bizleri birbirimizden uzaklaştıracak sınırları çizmişlerse bu gün son umut gemisi olan Türkiye’nin batırılması için de ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Kendi elleriyle kendi bindikleri gemileri batırmaya yönelik mezhebi, meşrebi ve farklı düşünce ekolleriyle bizleri birbirimize vuruşturmak istemelerini anlamamak için düşüncesiz varlıklar olmak gerekmektedir. Yaşadığımız coğrafyada her türlü çatışmayı körükleyerek kendilerine saha açmaya çalışan batılı beşeri sistemler kargaşalarına çok müsait hale getirilerek son umut gemisi de batırılmaya çalışılmaktadır.

Ya rabbi onlara fırsat verme !

Kafirler topluluğuna karşı bizlere yardım et !

Bu durum içler acısıdır !...  

Bu durum insanlık dramı,bu durum alçaklıktır.Bu durum yaşama hakkının gasbedilmesi, bu durum hiçbir dinde karşılığı olmayan onursuzluk  ve katliamdan başka bir şey değil, düpedüz SOYKIRIMDIR..

Ancak kimse aklından çıkarmasın, Mursi ve arkadaşlarının davası asla onların elleriyle yok edilemeyecektir ve bitmeyecektir. Hatta tam tersine henüz yeni bir ruhla ve yeniden başlamıştır.

Ey Batı ve işbirlikçileri uykularınız kaçsın artık! Çocuk düştüğü yerden kalkmıştır! Türkiyeli Müslümanlar,Müslüman dünyanın umudu ve kurtuluş muştuları olmuştur Allah’a hamdolsun ki mursi ve arkadaşlarının  davasını kendine dava edinmiş milyonlar yeryüzünde görevlerini yapmaya devam edeceklerdir

Yeryüzünde son iman eden kalıncaya kadar bu dava yeryüzüne hâkim kılınma mücadelesinden ve hedefinden vazgeçmeyecektir. Batı ve onun çanak yalayıcısı ne kadar karaktersiz yerli işbirlikçi varsa davamıza karşı  mücadelelerinde kaybedenler olacaklardır.

Bu acı Mısır için ne ise; Filistin, Musul ve Kerkük’teki, Telafer’ deki, Doğu Türkistan’daki, Arakan ve balkanlardaki Müslüman kardeşlerimiz, için de aynı acıdır…

Dünyanın her yerinde  durum aynı, senaryo farklıdır.

Batılı güçler Müslüman’ı Müslüman’a vurdurmakta, İslam adı altında satın alınmış şer güçlerin sözde mezhep çatışması ile kardeşini katlettirmektedir.

Bu görüntüler İslam değildirrrrrr !...

Bu katliamlar, İslam değildir !....

İslam’da, Allah’ın yarattığı insan mukaddestir.Müslüman kardeşini  katleden İslam olamaz !..

Biz, Müslümanlar bu oyunlara gelmeyeceğiz.

Hiç aklımızdan çıkartmamalıyız ki İslam’da mezhep farklılıkları dinin özü değil detaylardır, Allah’a inanan her insan, şahadet getiren herkes Müslüman’dır.

Bu acı Çin zulmü altında inleyen Doğu Türkistan için de geçerlidir. Yüzlerce Doğu Türkistanlı kardeşimiz öldürülmüştür, genç kızları evlerden kaçırılmakta tecavüz edilip sırtından hançerlenmektedir. Cami avlularında Müslümanlar kurşuna dizilmektedir. Müslümanlar bu zulme sessiz kalamaz, kalmamalıdır.

Eyyyyy !... Birleşmiş Milletler… Sesimize kulak ver!

Kuruluş amaç ve ilkelerinize hiç güvenmedik ve asla güvenmeyeceğiz.

Hani ezilen, zülüm gören ,hunharca öldürülen halkların yanında olacaktınız !...

Dün Doğu Türkistan’da , Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Lübnan’da,Bosna’da mazlumların arkasında olmadınız!...

Bugün de, Mısır için, Gazze için, Musul ve  Kerkük için yoksunuz !...

Bu ihmaliniz kasıtlıdır !..

Bu kasıt, Mazlum Müslüman halklaradır.

Ey BM; Haçlı zihniyetinin esaretinden kurtul !Asli fıtratın  olan insan oluşunu hatırla !...

Eyyyy NATO !...

Görevlerinin sınırını batı ve Amerikan çıkarlarının belirlediğini çok iyi  biliyoruz !..

Bu duruma nasıl sessiz kaldığınızı da çok iyi anlıyoruz?

Sizinle ayrı dinlerin ve ayrı dünyaların insanı olduğumuzu farkındayız.

Açıkça haykırıyoruz artık sizin hayat tarzınız size, bizim hayat tarzımız bizedir! Batılı hayat tarzınız yerin dibine batsın! Sizin hayat tarzınızı istemiyor ve sizin ilahlarınızı reddediyoruz.

Üye ülkelerin güvenliklerinde ne zaman devreye girdiğinizi de çok iyi biliyoruz. Bu anlamda srebrenitza’yı ve okyanusun ortasında teknelerde bırakılan mazlum insanları hiç unutmadık ve unutturmayacağız.

Şer odakları silahlarla, tanklarla, toplarla, füzelerle sivil insanlara saldırırken, neredesiniz?

Eyyy Natooo !.. size sesleniyoruz,yeni dünyanın düşmanları olarak esaretinizi kabul etmeyen Müslümanları ilan ettiğinizi  siz gizleseniz de biliyor ve size güvenmediğimizi açıkça buradan ilan ediyoruz !.…

Eyyyy !.. Avrupa Birliği !..Eyyy kapitalist zihniyet !...

34 ülkenle mağdur insanların çığlığına ne zaman ses vereceksin !...

Görevin sadece para ticareti mi?

Almanya,Fransa,İngiltere !.sana sesleniyoruz.Zalim Sisi’nin  yanında olamazsın !...

Müslüman Kardeşleri  yok etmek isteyenlere taraf olmazsın !...

Ey Batı;

Milyonlarca Müslüman topluluğa ev sahipliği yaptığını unutma! Bir gün bu kan denizinde sen ve yandaşlarınla birlikte boğulacaksınız’...

Ey Allah’ın İnsaf sahibi kulları !..

İnsanlık dramının yaşandığı Ortadoğu da aleni bir soykırım, toplu katliam ve hiçbir hukuk normuna uymayan haksızlıklar  vardır..

Batılı şirketlerin  ve  İsrail ürünlerini boykot etme düşüncesine; onların yaşam tarzlarını da boykot etme  konusunda özen göstermenizi istiyoruz. !...

Bu mübarek günlerde dualarınızı mazlum ve mustazaf kardeşlerimizin  üzerinden eksik etmeyin!

Evimde çıkmayan yangın benim değildir demeyin !...

Kardeşlerimizin acısını yüreğinizden hissedin !..

Bu mübarek aylarda İnfaklarınızla ihtiyaç sahibi olan ümmetin bireylerine  destek verin !...

Sisi’nin Amerika’yı arkasına, Birleşmiş Milletleri bir yanına, Avrupa birliğini diğer yanına, Natoyu arkasına aldığı bu hukuksuzluk meşru değildir…

Batının, Amerika’nın, İsrail’in, Çin’in, İŞİD in işgali meşru değildir. Tarih bir gün haykırdığımız bu gerçeği elbet gün yüzüne çıkaracaktır. !

Bu haykırış, bu direniş; sadece din kardeşliğinin ıstırabı değil,dünyanın tüm  mazlumlarının haykırışıdır..

Haykırışımız; katillerin alçaklığınadır…

Yaşasın Mısır’da ve dünyanın her yerinde kafir rejimlere karşı onurlu duruşlarıyla mücadelesini sürdürenler.!

Bizim için her yer Gazze’dir. Üsküp, Gümülcine, Şam,  Beyrut, Musul, Kerkük, Prizren, Yeni Pazar, Sarayova, Kudüs Müslümanlarındır ve asla zalimlere terk edilmeyecektir.

"Ey Rabbimiz!", "Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve imana ermiş olan(lardan hiçbiri)ne karşı kalplerimizde yersiz ve uygunsuz düşünce veya duygulara yer bırakma. Ey Rabbimiz! Sen şefkat Sahibisin, rahmet kaynağısın!" (Haşr 59/10)

Hz.Musa’nın Duası

“ Ve Musa: "Ey Rabbim!" dedi, "gerçek şu ki, Sen Firavun ve onun seçkinler çevresine dünya hayatında görkem ve zenginlik verdin; öyle ki, bunun sonucu olarak onlar da, ey Rabbim, (başkalarını) Senin yolundan çeviriyorlar! Ey Rabbimiz, öyleyse artık onların zenginliklerini silip yok et (ve böylece) kalplerini katılaştır; çünkü çetin azabı görmedikçe inanmayacaklar!" (Yunus 10/88)

KAHROLSUN DÜNYADAKİ MAZLUMLARA UZANAN ELLER !....

KAHROLSUN MÜSLÜMANLARA  UZANAN ELLER  !

YAŞASIN KAFİRLER İÇİN CEHENNEM  !

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi