Bir taraftan Fethulllah Gülen diğer taraftan İsmet Özel'in ukalalığını yol edinen fayrap taifesi şehitlik üzerinden yaptığı yorumlar ve İHH özelinde Bülent Yıldırım için diline doladığı iğrenç ötesi yorumları bu bağlamda anabiliriz. Öte taraftan Mavi Marmara'da şehid edilen Müslümanların ailelerinin sergiledikleri vakur duruştan rahatsızlık duyanlar da yok değil. Bunlardan biri Radikal gazetesinden İsmet Berkan. Ölümü Yüceltme Kültürü başlıklı yazı Müslümanların şehitlik kavramına nasıl yaklaştıklarını anlayamamanın yerli örneklerinden biri olarak okunmaya değer.
Yazısının sonunda ise Müslümanlardan duyduğu rahatsızlığı hiç çekinmeden açıkça ortaya koyuyor ve şöyle diyor: "Peki ölümü yüceltmek, insani yardım ulaştırayım derken riskleri bile bile bebekleri bile gemiye bindirmek, ölen yakınının ardından 'Gururluyum, sevinçliyim' demek ne anlama geliyor?
Hepimiz biliyoruz ne anlama geldiğini.
İsrail'in politikalarının İslam kimliğine sarılmayı nasıl yaygınlaştırdığını, 'cihad' kültürünü mutedil sayılan Türkiye Müslümanları arasında bile aslında ne kadar etkili hale getirdiğini gösteren örnekler, son Mavi Marmara faciası sonrası gördüklerimiz.
Bir anda, sabahın köründe on binlerce insanı İsrail elçiliği veya konsolosluğu etrafına toplayan, sabahlara kadar on binlere Taksim meydanında gösteri yaptıran bir öfke, bir kin birikimi.
Merkezinde 'din kardeşliği' var ama o merkezin etrafı Batı karşıtlığıyla, Hiristiyan ve Yahudi düşmanlığıyla örülü."
İHH'yı yıpratma kampanyasının bir parçası olarak da okunabilir son satırlar.Ne olduğunu,neden ve nasıl olduğunu bilen bir kalem olarak İsmet Berkan, merkezinde seküler değerlerin bulunduğu bir değerler skalası üzerinden İslami kimlikten duyduğu rahatsızlığı alçak(çık)ça ortaya koyuyor.
Tabii bunun bir düşmanlık söylemi olduğunu ve bunu gizlediğini düşünerek yaptığını da belirtmemiz gerekir.