İsmailağa Cemaati’nin büyük sorunu: Kim bu hocalar?

Ersin Çelik, İsmailağa Cemaati adına söz söyleyen isimlerin imajının camiayı ve daha ötesinde Müslümanları kötü gösterdiğine dikkat çekiyor.

Ersin Çelik / Yeni Şafak

İsmailağa Cemaati’nin büyük sorunu: Kim bu hocalar?

Türkiye’nin en köklü ve güçlü İslami oluşumlarından İsmailağa Cemaati bir süredir üst üste açıklamalar yapıyor.

Bir kadının, küçük yaştayken evlendirildiğine dair iddiaları üzerine, tartışmaların odağı yapılmak istenen ve mensupları dahil hedef gösterilen İsmailağa Cemaati süreçte tavrını ortaya koymuştu. Çünkü böylesi netliğe ve iletişime en fazla da cemaatin ihtiyacı vardı. Bu köşede 12 Aralık’ta yayınlanan yazıda da değinmiştim. Hiranur Vakfı merkezli tartışmalar İsmailağa Cemaati’ne kurumsallaşmanın ve güçlü iletişimin önemi bir kez daha gösterdi. Yıllardan beri başta medya olmak üzere belli çevrelerin ve siyasi anlayışların hedefindeki bir yapıdan bahsediyoruz.

Ehl-i Sünnet İslam anlayışını benimseyen ve İslami yaşam konusunda titizlikle hareket eden İsmailağa Cemaati geleneğe sıkı sıkıya bağlı olmanın günümüzde doğurduğu sorunlarla da yüzleşiyor. Mesela sosyal medya… Bu zamana kadar var olma gereği duymadıkları, “biz orada yokuz. Konuşulanlar, yazılanlar da bizi bağlamaz” diyerek göz ardı ettikleri bir alandı. Ancak sosyal medya; varlığı, gücü, etkisi yok sayılacak bir yer değil. İletişimde böylesine ‘pasif mücadele’ yöntemi yok.

Cemaatin manevi önder Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin cenaze namazında Fatih’e sığmayan o mahşeri kalabalığı herkes gördü. İsmailağa, yakın zamana kadar kurumsal olarak yanaşmasa da mensupları ve muhibbanları da hemen herkes gibi birer sosyal medya kullanıcısı. Türkiye’deki 57 milyon YouTube ve 52 milyon Instagram kullanıcısı arasında bu insanlar da var. Onlar da kendi dünya görüşlerine göre içerikler tüketiyorlar.

İzlenen içerikler arasında bazı “hoca görünümlü” sosyal medya fenomenlerinin paylaşımları da var. “Hoca görünümlü” diyorum, çünkü etkileşimin merkezinde “kisve”, yani görüntü var. İsmailağa Cemaati, hocalarının ve mensuplarının kendilerine özgü yaşam biçimleri ve kıyafetleriyle biliniyor. Erkekler için şalvar, cübbe ve sakal, kadınlar içinse çarşaftan oluşan kıyafet özdeşleşmesi, son zamanlarda sosyal medyada ortaya çıkan bazı tipler tarafından istismar ediliyor. Bu tiplerin yaptıkları her açıklama, kurdukları her cümle, paylaştıkları her Reels veya Tweet bir süre sonra; “İsmailağa Cemaati hocalarından şu isim bakın neler söyledi” şeklinde haber oluyor. Yine sosyal medyada dolaşıma giriyor. Bu sosyal medya türedilerinin açıklamaları, İsmailağa’yı hiç de alakadar olmadıkları tartışmaların da ortasına çekiyor.

İsmailağa Cemaati geçtiğimiz günlerde bir isim için suç duyurusunda bulundu. Adı Hüseyin Çevik. Bağcılar’da bir dernekte konuşmalar yapıyor. Sonra da sosyal medyadan yayınlıyor. Son zamanlarda cinsel içerikli videoları ile gündemde. Manşetlerden düşmüyor. Çünkü manşetlik konuşuyor.

Bazı örnekler vereyim:

- İsmailağa hocası Hüseyin Çevik, Peygamber’in küçük ve büyük tuvaletini nasıl yaptığını anlattı

- İsmailağa Cemaati hocalarından Hüseyin Çevik: “Atatürk olmasaydı Mahmut Efendi olmazdı"

- İsmailağa Cemaati hocası Hüseyin Çevik’ten Gülşen için olay sözler

Google’de arama yapınca benzeri onlarca başlık çıkıyor.

Peki İsmailağa Cemaati ne diyor? “Hüseyin Çevik bizim hocamız değil” diyerek, hem suç duyurusunda bulundular hem de açıklama yayınladılar: “Bu şahsın İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı’nın adını kullanması ya da merhum Mahmut Ustaosmanoğlu’nun adını kullanması neticesinde bu şahsın halk nazarında İsmailağa Cemaati üyesi olduğu izlenimini kabul etmiyor ve bu şahsın vakfımızla yakından uzaktan hiçbir bağlantısı olmadığını da önemle belirtmek istiyoruz.”

Peki kim bu Hüseyin Çevik. İsmailağa Cemaati’nin önde gelen isimlerine sordum. Tanınmıyor. İki üç senedir sosyal medyada görünür olmuş. Öncesi yok. İsmailağa’da bir medrese ya da eğitim geçmişine kimse şahitlik etmiyor. Daha çok etkileşimi yüksek bazı hocaları taklit ederek konuştuğuna dikkat çekiyorlar. Aslında inşaat, yapı işleriyle uğraşıyormuş. Yazıyı yazarken birkaç videosunu izledim. Ayet söylüyor ancak Arapça telaffuzunu yapamıyor. Konuşmalarında bir içerik bütünlüğü yok. İnsanların haya edeceği meseleleri kurduğu kürsüye taşıyor. Espri yapmaya çalışıyor. Sakal, takke, sarık, cübbe kisvesiyle sık sık cinsellik anlatmış. Bir ilmi yok ama arada bazı hocalar hakkında reddiyeler dahi yapmış.

İsmailağa Cemaati için bu hoca görünümlü tiplerden daha büyük bir sorun yok artık. Suç duyurusunda bulunmuşlar lakin bir sonucu olmaz. Ortada suç yok çünkü. Savunmasında “üzerimdeki kıyafetler bir üniforma değil. Ben de mizah yapıyorum, işim bu” dese kimse itiraz edemez. Hatta farklı bir sektörün de tetikleyicisi olur.

İsmailağa Cemaati yeni bir iletişim dili geliştirmeli. Önce mensuplarını, sonra da kamuoyunu kuşatan, bilgilendiren bir anlayış ve içerik üretme sürecine girmeliler. Mesela sosyal medyada sohbet videoları paylaşan cemaat hocalarının listesini yayınlayabilirler. Bir nevi hesaplardaki mavi tik, yani “onaylı hoca” gibi düşünebiliriz. Bu bir öneri. Geliştirilebilir. Ancak sosyal medyada olacaklarsa ve bazı isimlerin üzerlerine yapışmalarının önüne geçmek istiyorlarsa böyle bir uygulama elzem.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu