İslami STK’lara Yönelik Kumpaslara Son Verilmelidir

İnsan Hakları Cemiyeti yayınladığı basın açıklaması ile Adana’da bazı İslami STK’lara yönelik kumpaslara bir an önce son verilmesini istedi.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Adana’da faaliyet yürüten bazı İslami STK üyeleri ve basın yayın mensupları hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nca iddianame hazırlanmış ve Adana Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iddianame kabul edilerek dava açılmıştır.

İddianame içeriğinde ismi geçen STK ve basın yayın kuruluşları tamamen yasal çerçevede faaliyet yürüten; kamuoyunun yakından bilip tanıdığı kuruluşlardır. Bu kuruluşların iddianameye konu olan faaliyetleri de topluma açık, şeffaf, legal faaliyetlerdir.

Yardım faaliyetleri, kutlu doğum etkinlikleri, STK istişare toplantıları, basın açıklamaları, konferanslar, kültürel etkinlikler gibi sivil toplum faaliyetlerinin örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilerek STK üyeleri ve yetkilileri hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla iddianame hazırlayıp dava açmak olsa olsa son zamanlarda sıkça gündeme gelip tartışılan emniyet ve yargıdaki bazı mahfillerin hesaplı, maksatlı komplo ve kumpaslarının bir örneği olabilir. Bu durumun hukuk mantığı ve ceza yargılaması ilkeleriyle izahı mümkün değildir.

Benzer örnekleri daha önce de görülen, hukukun, yargının araç ve silah olarak kullanıldığı, yargı ve bürokraside hegemonya kurmayı hedefleyen karanlık odakların ürünü olan bu niyet ve çabaların sadece İslami alanda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarını değil; tüm toplumu esir almaya, dizayn etmeye matuf uygulamalar olduğu gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır.

Sivil toplum faaliyetlerinin toplumsal boyut ve etkisinin “silahlı terör örgütüne üye olmak” şeklinde yorumu ve izahı en hafif tabirle niyet okuma çabasıdır. Hukuki delil ve gerekçelerden yoksun davalarla STK  üye ve yetkililerinin sindirilmeye, mahkum edilmeye çalışılması en temel insan haklarının ihlalidir. Başta inanç ve ifade hürriyeti olmak üzere örgütlenme, siyasi faaliyette bulunma, yasal toplantı ve gösteri yürüyüşü hakları ağır şekilde ihlal edilmiştir. Basın yayın kuruluşlarında çalışanların habercilik ve gazetecilik faaliyetlerinin davaya konu edilmesi de basın hürriyetinin yok sayılmasıdır.

Yapılan haksız, hukuksuz ve ağır insan hakları ihlali niteliği taşıyan bu ve benzeri uygulamalara toplumun tüm kesimlerinin duyarlı davranarak tepki göstermesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Hukukla izahı mümkün olmayan bu uygulamaların kamu gücü ve imkanlarının kullanılarak hayata geçirilmesi ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konudur. Kamu erkinin kullanılmasındaki keyfilik ve hukuksuzluğun adalete, hukuk devletine olan güveni sarsacağı muhakkaktır. Buna sebep olanların tespiti ve gerekli yasal mekanizmaların acilen işletilmesi gerekmektedir.

İnsan Hakları Cemiyeti olarak meselenin takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz.

Basın Açıklaması Haberleri

Türkiye’nin göç raporu yayınlandı
“Çocuk katliamlarına, ayrımcılık ve şiddetine dur de!”
İslami STK'lar: Gazze için meydanlara inmekten vazgeçmeyeceğiz
Ey Sisi, Gazze halkının açlık ve susuzluktan ölümünü daha ne kadar seyredeceksin?
ANFİDAP: “Sisi Gazze’deki soykırıma sessiz kalma utancından kurtulmalıdır”