İslami Kuruluşlardan "Türkiye Irkçı Nefretin Pençesine Düşmesin" uyarısı

Kayseri'de Suriyelilere dönük yaşanan linç girişimi üzerine bir bildiri yayınlayan İslami kuruluşlar, ırkçı provokasyon konusuna dikkati çekti.

HAKSÖZ-HABER

Kayseri'de dün bir taciz vakası üzerinden konuyla ilgisi olmayan Suriyeli vatandaşların ev ve dükkanlarına saldırılar olmuş, Suriyelilere ait araçlara zarar verilmiş ve çocukların dahi yaşadığı haneler taşlanmıştı.

Konu üzerine bir açıklama yapan bazı İslami kuruluşlar Türkiye'de sistematik bir ırkçı dalganın kabardığını hatırlatarak, linç atmosferinin yaygınlaştırılması konusunda uyarılarda bulundu.

Zalim Esed rejiminden kaçıp Türkiye'ye sığınan insanlara türlü bahanelerle saldırılar yapıldığı ifade edilen açıklamada, hükümet süregelen vandallığa karşı harekete geçmeye çağırıldı.

***

TÜRKİYE’NİN IRKÇI NEFRETİN PENÇESİNE DÜŞMESİNE İZİN VERMEYELİM!

1 Temmuz 2024 - Pazartesi

Türkiye sistematik bir tarzda geliştirilen, kabartılan ırkçı nefret dalgalarıyla adeta boğulma tehlikesi geçiren bir ülke görünümüne sürükleniyor. Sosyal medyadan siyaset arenasına oradan sokaklara taşırılan yalanlarla, kışkırtmalarla kitleler salim düşünme melekesini yitirmiş, vicdan ve adalet duygusu taşımayan canavarlara dönüştürülmeye çalışılıyor. Bireylerin işlediği cürümler veya kabahatler öne çıkartılıp toplumsallaştırılmak suretiyle etnik, kavmi, ulusal köken ayrımları ve ithamları üzerinden saldırganlık meşrulaştırılırken, nefret dalgasının beslediği bir linç atmosferi yaygınlaştırılmak isteniyor.

Kayseri’de Danişmentgazi Mahallesinde gerçekleştiği iddia edilen bir taciz olayı üzerine dün gece yaşananlar hiçbir meşru temeli olmayan bu nefret ve yıkıcılık kültürünün yeni bir örneği olmuş, masum insanları hedef alan saldırılar bu ülke ve toplum adına yeni bir utanç sayfası teşkil etmiştir. Suriyeli bir şahsın bir çocuğa yönelik gerçekleştirdiği söylenen taciz olayını bahane eden kışkırtılmış kitleler hiçbir insani, hukuki ölçü gözetmeksizin vicdansızca, ahlaksızca masum insanların işyerlerine, araçlarına saldırmış, çoluk-çocuğuyla geniş bir kitleye korku dolu bir gece yaşatmışlardır.  

Zalim, barbar Esed rejiminin katliamlarından kaçıp sığındıkları Türkiye topraklarında belli kesimlerce sürekli hedef gösterilen, en ağır işlerde düşük ücretlerle çalıştırılan, medya yoluyla sürekli aşağılanan, yasal düzeyde de köle muamelesi gören Suriyeliler yine bir bahaneyle vahşi saldırıların mağduru olmuşlardır. Bir kişinin işlediği suçtan ötürü o kişinin etnik kökeni itibariyle mensup olduğu bütün bir toplumu hedef almanın büyük bir günah ve utanılması gereken bir çirkinlik, hukuken de açık bir suç olduğu aşikardır.

Ekonomik krizi, birtakım kültürel farklılıkları, sosyolojik tartışmaları vs. gerekçe göstererek girişilen linç kültürünü mazur göstermeye kalkmanın insafla da hukukla asla bağdaşmayacağı ortadadır. Buna rağmen demagojik birtakım söylemlerle zalimliğe, barbarlığa kılıf arayanların yarınlara utanç yükü devrettikleri ve ahiret hesaplarının çetin olacağını kendilerine bir kere daha hatırlatıyoruz.

Hükümeti de Suriyeli muhacirler hususunda kabartılan bu ahlaksız, hukuksuz dalgaya prim vermemesi için bir kere daha uyarıyoruz. Vandallığın, kışkırtıcılığın cezasız kalmaması için emniyet ve yargı makamlarını acilen harekete geçmeye çağırıyoruz. ‘Büyük devlet’ olmak, ‘beklenen olmak’ ve benzeri iddialarınızın hamasetten, kuru laftan öteye geçebilmesi için öncelikle korumanız altında olan insanların can ve mal güvenliğini, şerefini korumak, huzurlu bir hayat sürme hakkını sağlamak zorundasınız. Mademki Türkiye bir çadır devleti değil hukuk devletidir ırkçı nefretin, kitleleri kışkırtıp kin ve düşmanlık peydahlayan profesyonel provokatörlerin yakasına yapışmalıdır Bu yükümlülük masum insanları düşmanlaştıran, nefret söylemiyle ötekileştirip saldırganlığa açık hale getiren sözlerle ve eylemlerle daha etkili bir mücadele yürütmeyi, ırkçı-tahrikçi yaklaşımlarla toplumun huzurunu bozup, güvenliğini tehlikeye sokan siyasilerden hesap sormayı gerektirir.

Koruma statüsü altına aldığınız insanların insanca bir hayat yaşaması için gerekli tedbirleri almak öncelikle hükümetin sorumluluğudur. Bu manada öncelikle ve hiç vakit kaybetmeden dün gece Kayseri’de yaşanan vahşilikler dizisinin sorumlularını adalet önüne çıkartmanızı bekliyoruz.

Akdav ∎ Akmer ∎ Davet-DerDavet ve Kardeşlik VakfıEndülüs Derneği
Erdem Vakfı
 Gençlik Derneğiİlim ve Davet Vakfı İmam Buhari Vakfı
Köklü DeğişimMazlumderMuştu GençlikNebevi Nesil Vakfı
Okur-Der
Özgür-DerPeygamber Sevdalıları VakfıRahmet Derneği
Rahmet Yolu Derneği ∎ Siyer Vakfı ∎ Ümmetin Sesi Derneği
Verdiğin Senindir Derneği

Gündem Haberleri

10 Kasım dayatmasında yeni dönem: Törene katılmayan öğrenci için veliden savunma istediler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM'nin kararı "umut verici"
Orhan Miroğlu: Bilimsel düşüncenin önündeki en büyük engel Kemalizmdir
HÜDA PAR’dan İslam âlimi Şeyh Said için soru önergesi
"4. Uluslararası STK Fuarı" başladı