İslami Gruplar Arasındaki Fitne Ateşi Söndürülmeli!

Hasan Abbud Suriye’nin kuzeyinde İslami gruplar arasında yaşanan fitne ortamına ilişkin değerlendirmede bulundu.

HAKSÖZ HABER

Ahraru’ş Şam lideri Hasan Abbud el-Cezire’ye yaptığı açıklamada Suriye’nin kuzeyinde İslami gruplar arasında yaşanan fitne ortamına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Suriye’de Baas rejiminden kurtarılmış bölgelerde İslami gruplar arasında yaşanan çatışmalar acı tablolar ortaya çıkarmakta. Baas rejimini bir hayli sevindiren ve rahatlatan bu korkunç gelişmenin daha ne kadar devam edeceği ve hangi boyutlara ulaşacağı endişeyle izlerken, bu fitne ateşinin daha fazla büyümemesi ve bir an önce sönmesi için dua ediyoruz.

Taraflar yaşananlardan dolayı birbirlerini suçlamayı sürdürüyorlar IŞİD kendisine karşı oluşan cepheyi ABD ve Suud güdümlü olmakla suçlarken, diğer gruplar ise Irak Şam İslam Devleti örgütünün diğer gruplara karşı uzunca bir süredir takındığı haşin ve başına buyruk tavrın artık dayanılmaz noktaya geldiğini ve kendilerini korumak zorunda kaldıklarını iddia etmekte.

Suriye İslam Cephesi içinde yer alan Ahraru’ş Şam örgütünün lideri Hasan Abbud Cezire’ye verdiği beyanatta şunları söyledi:

Tüm bu çatışma sadece devrimi zayıflatacak ve rejimi güçlendirecek. Biz, İslam Cephesi olarak IŞİD ile savaş kararı almadık fakat bu kararı alan gruplar IŞİD’in diğer gruplara tavrından ötürü buna mecbur kaldılar. IŞİD gerçeği inkar ediyor, kendisinin sadece gruplardan bir grup olduğunu kabul etmiyor. Bağımsız mahkemelere gitmeyi kabul etmiyor; birçok gruba saldırılarda bulundu; silahlarına el koydu; merkezlerini işgal etti. Ve tam bir keyfilikle pek çok aktivisti, savaşçıyı, gazeteciyi tutukladı. Hapishanelerinde insanlara işkence yapılıyor. Bu aşırılıklar artık taşınmaz boyuta ulaştı ve insanlar IŞİD’in yaptıklarından gına getirdiler. Evet, bazı gruplar IŞİD’in merkezlerine saldırdılar fakat bu işi başlatan, diğer gruplara ilk saldıran IŞİD oldu.

Hasan Abbud açısından Ahrar komutanlarından Dr.Hüseyin es-Süleyman’ın kaçırılıp öldürülmesi bardağı taşıran damla oldu. Ahraru’ş Şam tarafından gümrük kapısında görevlendirilmişti. İşkence görmüş cesedi büyük infiale sebep oldu.

Hasan Abbud çatışmayı yumuşatmaya ve sınırlamaya çalışmakta. Cezire’ye beyanatında şunları da ekliyor:

Kardeşlerimize bunun İslamcılığa karşı bir savaş olmadığını söylüyoruz çünkü iki taraf da İslamcıdır. Muhacir kardeşlerimize iyi muamele edilmesini ve asla zarar verilmemesini istiyoruz. Muhacir kardeşlerimizi ve IŞİD’i de kurtarmaya geldiğiniz insanlara karşı tavırlarında Allah’tan korkmaya çağırıyoruz. Kurtarılmış Meskene’de, Atarib’te ve Halep’in batısında yüz yüze olduğunuz insanlar bunlardır. Sakın size karşı herkesin “sahva” oluşturduğu yanılgısına düşmeyin.

Bu çatışma kimseye hizmet etmiyor. Muhalifleri hedef alan çatışmalar sadece rejime hizmet eder. Tüm grupları birliklerini korumaya ve özellikle de 2. Cenevre öncesinde bir iç çatışma batağına düşmekten kaçınmaya çağırıyorum. “Suriye meselesi ancak siyasi olarak çözülebilecek bir iç savaştır” tezi kabul ettirilmeye çalışılıyor. Bu rejime hizmet eden bir iddiadır ve bizi de devrim öncesi statükoya mahkum etmeyi hedeflemektedir, üstelik de altyapısı tamamen tahrip edilmiş ve insanların evleri başlarına yıkılmış bir pozisyonda.

Siz rejimle savaşıyorsunuz. IŞİD de aynısını yapıyor. Birbirimizle çatışmanın rejime karşı savaşımızı nasıl etkileyeceği açık değil mi? Biz IŞİD’deki kardeşlerimizin Suriye devrimi için savaşan kardeşlerine katılmalarını arzu ediyoruz. Biz onları sadece gruplardan biri olarak görüyoruz. Onlar ise kendilerini Devlet olarak tanımlıyorlar. Kendilerini kaptırdıkları bu yanılgıdan uyanmalılar. Bu durum onları müttefiklerini düşman olarak görmeye itiyor. Nusra ne ideoloji, ne de örgütsel olarak IŞİD’den farklı değil fakat diğer örgütlerle işbirliği içinde çalışabiliyor çünkü hiçbir hedefin rejimi püskürtmekten daha öncelikli olmadığı ilkesinden hareket ediyor. Bu yüzden IŞİD’e de Nusra’nın yolunda gitmeye çağırıyoruz. Bu şekilde savaşçılarımızın kanını ve silahlarımızın mermilerini düşmana karşı savaşımıza hasredebiliriz.

Hasan Abbud IŞİD’in İslam devleti idealinin İslam Cephesinden ya da Suriye’de savaşan diğer grupların hedeflerinden temelde bir farklılık içermediğini düşünmekle beraber IŞİD’in kendisini devletin biricik varisi olarak görmesinin ve hakim olduğu her yerde mini devlet yapısı oluşturmasının, diğer grupları kenara itmesi ve ortak şeri mahkeme sistemine tabi olmayı reddetmesinin ayrışmaya yol açtığını söylüyor.

Rejim yanlıları doğal olarak muhaliflerin kendi aralarında çatışmalarını keyifle izliyor. Aşağıdaki karikatür bu durumu ifade ediyor.

Esed askeri ilk karede yardım çağrısında bulunuyor.

İkinci karede ise santrala “Yok yok ammo, bana çekirdek gönder. Ceyşu’l Hur ile Daiş’i (Irak Şam İslam Devleti) seyredeceğim” diyor.

 

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu