İslami Algıda Milliyetçi Etki

Bingöl Bilgi ve Düşünce Derneğinde devam eden ‘İslami Düşünce Seminerleri’ dizisinde bu hafta Serdar Bülent Yılmaz tarafından “İslami Algıda Milliyetçi etki” konusu işlendi.

Bilgi ve Düşünce Derneğinin Konferans salonunda yapılan sunumda Serdar Bülent Yılmaz şu konulara değindi.

Temel sorun milliyetçilik nedir? Sorusu olduğuna değinen Yılmaz, aslında milliyetçilik üzerinde uzlaşılmış bir tanımın olmadığını vurguladı.  Modern çağın doğurduğu bir kavram olduğuna değinen Yılmaz Türk ve Kürt milliyetçiliğinin aslında batılılar tarafından düzenlendiğini ve kurgulandığını bu şekilde bize sunularak kabul ettirildiğine değindi.

Milliyetçiliğin İslam da yeri olmadığına değinen Yılmaz, aslında birinci dünya savaşında İslam dünyasının düştüğü zor durumdan kurtarmak ve daha fazla parçalanmayı önlemek için bazı Müslüman düşünürler bu kavrama sarılmışlardır. Burada tek amaç var olma savaşıdır. Ancak bu kavramın daha sonra seküler bir yapı arz ettiği anlaşılmış ve böylece bu yanlıştan dönülmüştür.

Milliyetçilik dine nasıl sirayet etmiştir? Sorusu ile devam eden Yılmaz, milliyetçiliğin semboller üzerinden dine sirayet ettiğini kaydetti. Örneğin bayrak ve bunun yanında şehitlik gibi bazı dini kavramlarında milliyetçiler tarafından kullanıldığına değindi. Bir dönem milliyetçiliğin mollalar, şeyhler ve din adamları üzerinden Müslüman halklara entegre edildiği ve böylece yaygınlaştırıldığını vurguladı.  

Milliyetçiliğin körü körüne düşülmüş bir sapkınlık olduğuna değinen Yılmaz; bir milliyetçi ait olduğu milleti en üstün ırk, dilini bütün dillerin anası kültürünü ise en kadim kültür olarak kabul eder. Buna kendisi inandığı gibi diğerlerini de inandırmak için her türlü çabayı sarf eder. Milliyetçiler dünya medeniyetine en fazla katkıyı atalarının yaptığını savunur ve bu konuda yarışırlar.

Modern çağdan önce kavimler vardı. Kavim; kendi içinde biyolojik olarak bağlı olan ve doğal bir şekilde bir araya gelen, toprağa bağlı olmayan topluluktur. Modern çağla birlikte milliyetçilik ve ulusçuluk kavramları gelişti. Bu kavramlar Etnisiteye dayalı kavramlardır. Bu kavramların etkisi ile ulus devletler oluştu. Sınırlar çizildi ve insanlar belli sınırlara hapsedildi. Haritacılık milliyetçiliğin, ulus devletin bir aracıdır. Haritacılık yokken devletlerin sınırları yoktu yani insanlar daha özgür idiler. Ulus devletler halkların özgürlüklerini ellerinden aldı. Küçük grupları asimile ederek yok ettiler. Belli sınırlar içindeki bütün halkları aynı hedeflere yönelterek aynı dili konuşmaya zorlayarak, aynı kültürü yaşamaya iterek yeni ve güçlü ulus devletler ürettiler. Bütün bunlar milliyetçilik ve ırkçılık adına yapılmış, dünyaya yeni bir nizam ve intizam verme çabalarının bir sonucudur. Ancak görünen o ki elde kalan kocaman bir sorun ve kargaşa olmuştur. Buda bize şunu bir kere daha göstermiştir ki milliyetçilik bir sapkınlıktır ve İslam da yeri yoktur. Diyen Yılmaz; Daha sonra soru cevap kısmıyla seminere katılan dinleyicilerin sorularını cevaplandırdı.  

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Gazze nöbeti devam ediyor
Çocuklar "Hayat Namazla Güzeldir" sloganlarıyla yürüdü
Aksa Tufanı ve kazanımları
Özgür-Der Üniversite Gençliği programlarına başladı!
Diyarbakır Özgür-Der Gençlik Çalışmaları başladı