İslamdan Korkutanlar

Hayrettin Karaman

Bir önceki yazımda "Bu korkutanlar bölüğüne bir de bazı aşırı Müslümanları katabiliriz" demiştim.

Buradaki "aşırı" kelimesi, dinini takva sıfatı ile yani haramdan ve haram şüphesinden kaçınarak, harama düşmemek için ihtiyatlı davranarak, farzları, vacibleri ve sünnetleri eksisiz yerine getirmeye gayret ederek yaşayan Müslümanı ifade etmek için kullanılmış değildir.

Aşırı Müslüman, dinin temel kaynaklarından çıkarılmış, asırlar boyunca çoğunluk tarafından benimsenmiş ve yaşanmış, orta yol İslam'ının -itikad ve uygulamada- dışına çıkan Müslümandır. Mesela:

Vehhâbîler diye anılan Müslümanlar, şirke düşmeyeceğiz diye bununla ilgisi bulunmayan inanç ve davranışları şirk olarak değerlendiriyorlar. Bunların önemli hocalarından biri, bizzat dinlediğim ve öğrencilerin de not alarak dinledikleri bir konuşmasında "Kadının tepeden tırnağa bütünü avrettir, örtülmesi gerekir, kadın evinden dışarı -zaruret dışında- çıkmamalıdır" demişti.

Pakistan ve Afganistan'da daha çok bulunan Talibân da, kadın, resim, musıkî gibi konularda sınırı aşırı derecede dar tutuyorlar.

Bazı Müslüman gruplar, düzeni değiştirmek için imkanların müsait olup olmadığına bakmaksızın silahlı eylemi gerekli görüyorlar.

Bazı Müslüman gruplar, kendilerinden farklı inanan ve yapan Müslümanları, ehl-i sünnet akaidine aykırı olarak -veya bu akaidin en dar temsilini esas alarak- tekfir ediyor, onlara savaş ilan ediyorlar.

Geçmişte ve günümüzde bazı Müslümanlar, gayr-i Müslimlere aşağılayıcı davranışlarda bulunmanın gerekli olduğunu söylüyor ve böyle yapıyorlar.

Bazı Müslümanlar, eğri ve yanlış gördükleri bir davranışı düzeltmek için zararı faydasından çok olan yöntemlere başvuruyorlar..

İşte bu örnekler, aslında Müslümanların çoğunluğunu teşkil etmediği, orta yol İslam'ı tarafından da "normal dışı, itibar edilmemesi gereken" şeklinde değerlendirildiği halde Müslüman olan ve olmayan birçok kimseyi korkutmakta, İslam imajını bozmak ve dünyayı İslam'a karşı tahrik etmek için çabalayan kötü niyetlilere de fırsat vermektedir.

Peki bu "aşırı Müslüman grupların" demokrasi ile yönetilen ülkelerde iktidara gelip insanlara, kendi inanç ve anlayışlarını dayatma ihtimali ne kadardır.

Bizim ülkemizde yapılan kamuoyu araştırmalarına bakıldığında böyle bir ihtimalin yok mesabesinde olduğu açık ve kesindir.

Şu halde Türkiye insanını, yanlış yorumlanan şeriatla korkutarak bir şeyler devşirmek isteyenlere fırsat vermemek gerekiyor.

YENİ ŞAFAK